Estetiğim yok, burnumu yaptırmadım. Elmacıkkemiklerime, çeneme dolgu, botoks filan da yaptırmadım. Sonuçta yüzüyle iş yapan insanlarız. Çok fazla mimik yapıyorum. Kendime ama özellikle yüzüme herkese oranla daha iyi bakmam gerek. Rutinlerimi uyguluyorum, tüm bakımlarımı düzenli olarak yaptırıyorum. Kendimi değiştirmek gibi bir derdim yok. Bu konuyla ilgili çıkan fotoğrafın açıkçası iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. O fotoğraf çok hasta olduğum bir sabah, 8.00’de, uykusuz geçen birkaç gecenin üzerine, ekran üzerinden çekilmiş. Ben doğruları söyleyeyim de sonuç olarak herkes istediğini düşünmekte serbest. Hiç konuşmadan setten dönebiliyorum
◊ Yeni işin başladı. Çok seçici olduğunu biliyorum, neydi seni etkileyen bu projede?
‘Çöp Adam’ gerçek bir hikâyeden uyarlanmış, böyle bir adamın varlığını bilmek beni çok heyecanlandırdı. Tamer’in neler hissettiğini, aklının nasıl çalıştığını ve hikâyesinin nasıl bir düzende ilerleyeceğini açıkçası merak ettim ve projenin içinde olmak istedim.
◊ Nasıl bir adam bu?
Tamer ilginç biri, zor bir çocukluk geçirdiği için kendi ayakları üstünde durmayı çok erken yaşta öğrenmiş, büyük sorumluluklar almak zorunda kalmış. Her şeyden önce anne-babasının yerine kız kardeşinin tüm sorumluluğunu üstlenmiş. Farklı bakış açısına sahip bir karakter. O yüzden de belki oyun sektöründe. Bir oyun içgüdüsüyle bir gün şirketini satıyor ve yine bir oyun içgüdüsüyle bütün aileyi bir yalıda buluşturuyor. Şirketini 300 milyon dolara sattığı gece, yolda yürürken bir anda onu çok etkileyen bir kadını, sebebini tam olarak da bilmediği bir nedenle kaçırıyor.
◊ Hangi açıdan sana benziyor?
Çocuk ruhunu kaybetmemiş, her hikâyenin içerisinde bir oyun arıyor. Ben de öyleyim.
◊ Canlandırdığın karakter gerekmedikçe konuşmuyor. Böyle birini canlandırmak daha zor mudur?
Herhalde oynadığım başroller arasında en az konuşanı. Bazen çok şaşırıyorum, sete gidiyorum ve hiç ezberim yok, o gün hiç konuşmadan setten dönebiliyorum. Böyle bir karakteri oynamak biraz daha zor. Çünkü tüm ifadeyi yüzünle, vücudunla izleyiciye vermen gerekiyor. ‘Başarısızlıktan değil denemeyip içinde kalmasından korkanlardanım’
◊ Bir noktada hikâyede aşk da göreceğiz herhalde. İnsan kendini kaçıran birine âşık olur mu?
Stockholm sendromu diye bir şey var, bilimsel olarak kanıtlanmış.
◊ Canlandırdığın karakter gibi takıntıların, saplantıların var mı?
Belki küçük şeyler… Mesela bir yere ilk defa gidiyorsam kaç tane merdiven çıktığımı sayıyorum.
◊ Aa, neden?
Bilmiyorum ama merdivenleri sayıyorum. Hoşuma da gidiyor, yani bütün oturduğum evlerimde kaç merdiven vardı, bilirim. Onun dışında genel anlamda obsesif değilim.
◊ Karanlık tarafların var mı?
Yok. Çok düz, dışarıdan göründüğüm gibi biriyim.
◊ Aklınla ve duygun arasında hangisini seçersin?
İçgüdülerimi seçerim. İçgüdülerim gerçekten çok kuvvetlidir ve genellikle içgüdülerimi es geçmem.
◊ Rol seçerken de öyle mi?
Her zaman. Ben mantık değil, duygu adamıyım.
◊ Hep nokta atışı işler seçiyorsun ve hep farklı karakterleri canlandırıyor, risk alıyorsun…
Arka arkaya benzer karakterleri oynamak konfor alanı yaratıyor. Oradan çıkmazsanız bu sizi ileri taşımıyor. Kendini geliştirmenin yaşı yok. Tabiibazende matematik tutmayacak ve yapamayacaksın. Her yaptığımız işte başarılı olmak gibi bir zorunluluğumuz yok. Başarısızlıktan korkmadığın zaman daha özgür ruhlu olabiliyorsun. Ben başarısızlıktan değil, denemeyip içinde kalmasından korkanlardanım. Metaverse dünyasında olacağım
◊ NFT işine girdin...
Evet, birkaç farklı NFT projesinde yatırımım var.
◊ Dijital sanat mı tam olarak yaptığınız?
NFT’leri birer kontrat olarak düşünmek lazım. Bu dijital kontratlarla her şeyi yapmak mümkün, yani ileride artık gerçekten notere ihtiyacınız olmadan bir belgenin size ait olduğunu gösteren dijital bir varlığınız oluyor elinizde. ◊ Senin bu dünyalara merakın nasıl başladı? İş hayatı, iş yapış şeklimiz yeni dünya düzeninde gerçekten evriliyor. Ben blokchain, NFT, metaverse ve coin dünyasını pandemi döneminde okumaya, araştırmaya başladım. Benim çocuklarım bu dönemi yaşayacaklar ve onlarla aynı dili konuşabilmek benim için önemli. Siz bir şeyle ilgilenmeye başladığınızda onu da kendinize çekersiniz ya, karşıma farklı fırsatlar çıkmaya başladı. Şimdi birkaç tane farklı projem var. ◊ Nedir onlar? Mesela bir tanesi Wideangle; NFT’lerle Film projelerini fonlayan bir proje. Blockchain teknolojisi üzerinden filmlere ortak oluyorsunuz. Bir yandan da Turkish Metaverse gibi bir dünya kuruluyor, o dünyanın içinde ben de olacağım. Orada etkinlikler düzenleyip insanlarla sohbet edebileceğim. Bir şekilde yeni dünya düzeni kuruluyor ben de adapte olmak için elimden geleni yapıyorum.