Ebru Şallı'ya yapılan vicdansızlık
Ebru Şallı ve Harun Tan'ın lenfoma tedavisi gören 9 yaşındaki oğulları Pars yaşamını yitirdi. Magazin konseyi, bu üzücü olay sonrası sosyal medyada yapılan çirkin yorumlara tepki gösterdi.
Haberin Devamı
/

Ebru Şallı’nın 9 yaşındaki oğlu Pars’ı lenfomadan kaybetmesi hepimizi üzdü. Bir başka üzen şey ise bu acı olay karşısında sosyal medyada yapılan kötü yorumlardı. Şallı’nın özel hayatı üzerinden yapılan yorumlar herkesin tepkisini çekti. Konsey bu çirkin olayı yorumladı.
/

Cengiz Semercioğlu : Aşırı üzüldüm, canım yandı. Vicdansızların daha evladını toprağa vermemiş bir anneye sosyal medyada yaşattıklarına da kahroldum. Yıllar önce Hillside’da aynı dönem tatildeyken görmüştüm Pars’ı, daha yeni yeni yürümeye başlıyordu. Bu kadar kısa bir ömür, kahredici... Bu acının zerresini yüreğinde hissetmeyen insan değildir. Bir anneye yapılan zulüm, insanlık değildir.
Haberin Devamı
/

Onur Baştürk: Şuuru ve vicdanı yitik olanların sosyal medyada oturduğu yerden sallaması, “Masum Değiliz” şarkısında söylendiği gibi: “Bir çağ yangını bu bütün, diller günahkar!” İnsanın evladını kaybetmiş bir anne hakkında değil oturup böyle şeyler yazması, hiçbir şey diyememesi, susup oturması lazım. Ama sosyal medyada maalesef bu “kötülük” bir spor haline geldi. Her gün egzersiz yapar gibi birilerine salladıkça rahatlıyor bazı kullanıcılar. Dehşet içinde izliyoruz hallerini.Ömür Gedik:Atalarımız “Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayın, gördüğünüzün de yarısına inanın” derken o kadar doğru söylemişler ki. Kimse kimsenin hayatını, o hayatta ne yaşadığını, ne çektiğini bilemez. Ve kimse bilmediği, içinde olmadığı şey hakkında yorum yapma, hele ki böyle çirkin ve terbiyesiz şekilde eleştirme hakkına sahip değildir.
Annenin acısını anne anlar
/

Ebru Şallı’nın eşi Uğur Akkuş’un olaylı şekilde boşandığı Gonca Derin, Instagram hesabında Şallı’yı etiketleyerek “Acını en derinden hissediyorum. Sabırlar diliyorum” mesajını yayınladı. Gonca Derin’in bu mesajını nasıl buldunuz? Onur Baştürk: Gayet samimi buldum. Zaten her şey olmuş bitmiş. Aradan zaman geçmiş. Bir de her şey bir yana, mesajı atan da bir anne sonuçta. Eminim tüyleri ürpermiş ve çocuğuna sarılmıştır haberi alınca, hangi annenin ürpermez ki?Cengiz Semercioğlu: İşte insanlık bunu gerektirir, çünkü Gonca Hanım da bir anne. Eşinizi elinizden aldığına inandığınız birinin bile evlat acısı yaşamasını istemezsiniz. Evlilikler, eşler, kadınlar, erkekler gelir gider, hiçbiri ufacık masum bir çocuğun hayatından daha kıymetli değildir. Bu yüzden Gonca Hanım’ın Ebru Şallı’nın acısına ortak olması çok kıymetlidir. Gonca Hanım’ın bu olgun tavrı, kendini bilmeyen hadsizlere ders olsun.Ömür Gedik: Bir annenin acısını en iyi bir başka anne anlar. Gonca Hanım Ebru Şallı’nın acısını hissederek son derece insani bir mesaj atmış. Böyle zamanlarda her şeyi bir kenara bırakıp büyük acıları paylaşmaktır insan olmak.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Duygu sömürüsü yapmadı
/

Ebru Şallı bugüne kadar oğlunun hastalığı hakkında pek konuşmadı. Acısını kendi içinde yaşadı. Biz acaba toplum olarak acısını, derdini göstere göstere yaşayan ünlüleri daha çok mu seviyoruz, ne dersiniz?Onur Baştürk: Evet, başka bir ünlü olsa, açıkça söylemek gerekirse bu durumu kullanıp duygu sömürüsü yapabilirdi. Ama ben Ebru Şallı’nın özel hayatının onca çalkantılı olduğu dönemde dahi bunu kullandığını görmedim. Ama evet, halkımız gösteriş yapan ünlüyü daha çok bağrına basıyor maalesef. Acısını da sevincini de aşırı uçlarda göstereni...Cengiz Semercioğlu: Ebru Şallı’nın oğlunun hastalığı bundan 2 yıl önce Seren’le program yaparken, daha kimse bilmeden ‘özel haber’ olarak gelmişti önüme. “Böyle özel haber olmaz olsun, kesinlikle haber yapmayacağız. Ebru’ya da bu sorulmayacak” demiştim. Yapmadık da.
/

Ebru da bunu 7-8 ay öncesine kadar hiç konuşmadı. Acısını, sorununu kendi yaşadı. Bunu duygu sömürüsü yapsa, ekranlara çıkıp gözyaşı dökse, pekala mağdur kadın olabilirdi. Bir anneyi parçaladığınız kılıcınız daha mı az keskin olacaktı o zaman?
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Ömür Gedik: Toplum olarak ünlülerin acılarına ortak olmayı seviyoruz. Kimisi bunu toplumla paylaşıyor, kimisi ise Ebru Şallı örneğinde olduğu gibi özelinde saklıyor. Bu farklı tercihleri acıyı farklı kılmıyor ama. Acı aynı acı. Ebru ve Harun, bir annenin, bir babanın başına gelebilecek en kötü şeyi yaşadı. Allah sabır ve dayanma gücü versin.
Harun Tan tepkisinde haklı
/

Harun Tan, Pars’ın cenazesini görüntüleyen medyaya çıkıştı: “En acılı günde bile insanın peşini bırakmıyorsunuz. Mezarda acılı anne babanın burnuna kamerayı dayamaya çalışıyorsunuz. Tabuttan çıkıp mezara giren bir bebeği çekip göstermenin kime ne faydası olabilir ki? Olmaz olsun böyle basın özgürlüğü, hatta yerin dibine batsın!” Tan’ın bu sözlerini haklı buluyor musunuz? Ömür Gedik: Harun Tan isyanında o kadar haklı ki. Ben bırakın mezarlığı, cenazelerde tabutun başına kamera ve basının gitmesini de doğru bulmuyorum. Burada sadece magazin basınını hedef almamak lazım tabii, ana haberler bile yapıyor bunu. Bir basın mensubu olarak acıdan beslenmeyi, insanlar acılarını yaşarken bu kadar özellerine girmeyi onaylamıyorum.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Onur Baştürk: Harun Tan’ın tepkisini anlayabiliyorum. Ama bir yandan görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını da anlayabiliyorum. Sonuçta Ebru Şallı ünlü bir kişi. Bu yüzden oradalar. Bir orta yol bulunabilirdi diye düşünüyorum. Eğer gerçekten anne babanın burunlarına kadar kamera girdiyse, orada bir sorun vardır. Daha hassas davranılabilirdi.
/

Cengiz Semercioğlu: Bir çocuğun cenazesinin tabuttan çıkarılıp mezara konduğu anın görüntülerinin hiç kimseye faydası yok. Muhabirler ne yazık ki bu hassas meselede kantarın topuzunu kaçırmış. Böyle bir cenazede uzaktan görüntü alınır, olay biter. Kamerayı acılı anne-babanın burnuna sokmak, mezarın içinden görüntü almaya çalışmak olacak iş değil. Harun Tan tepkisinde haklı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Sözün bittiği nokta
/

Gülben Ergen, Ebru Şallı hakkında kötü yorum yapanlar hakkında şöyle yazdı: “Ünlü diye hep ‘hoş’ görünür hayatlar! Yediği önünde, yemediği arkasındadır ünlülerin. Bir de yaşam şekli gereği ortalarda değilse, yaşamını, acısını magazinlerde paylaşmıyorsa anca yargılanır! Ne yaşadığını, ne hissettiğini kimse bilmez, kimse anlamaz! Kafasındaki algı neyse onu bilir, onu söyler milyonlarca insan. Bedeni üzerinden, boşanması, evlenmesi, hamileliği eleştirileri yavanlığında kalır sığ beyinler, basiretsiz düşünceler.” Ergen’in bu tepkisine ne diyorsunuz? Onur Baştürk: Haklı tabii. Ünlülere dair genel bir algı var. Bir eli yağda bir eli balda algısı. Bu yüzden ünlüler açıkça kıskanılıyor, nefret ediliyor. Ünlünün o hayatı hak etmediğine inanılıyor. Ve bir noktada illa o nefret kusuluyor. O nefreti kusmak için de çoğunlukla ünlünün özel hayatındaki bir noktası bulunuyor. Şunu söylemek lazım ama: Ünlüyü eleştirebilir, sevmediğini belirtebilirsin. Bunda bir şey yok. Sorunumuz aşırı nefret ve o nefretle birlikte gelen şuursuzluk.
/

Ömür Gedik: Gülben sadece Ebru’ya değil kendisi dahil pek çok ünlüye böyle yapıldı diyerek isyan ediyor herhalde.Cengiz Semercioğlu: Gülben de ilişkileri nedeniyle az linç yemedi. Yaşadıkları doğrudur, yanlıştır başka mesele. Ama sözün bittiği nokta vardır, o da evlat acısıdır, bir annenin çocuğunu kaybettiği andır. Böyle bir anda bile anneyi özel hayatıyla yargılamaya kalkmak, o melek olmuş günahsız yavruya saygısızlıktır ey vicdansızlar. Ve Ebru Şallı’nın bir de 16 yaşında bir oğlu var. Kardeşini kaybetmiş bir çocuğun ruhunda açtığınız derin yaralar ne olacak?