Öyle bir kadın vardı ki karşımda, onu anlamak da anlatmak da kolay değil. Hayatın çabuk olgunlaştırdığı ama her şeye rağmen içindeki küçük kızı yeniden büyütmeyi seçtiği bir hikaye onunki. En ciddi olduğu anlarda dahi hissediyorsunuz; Ceyda hep biraz çocuk kalmış, bilerek ve isteyerek… Aşk onun hayatının hep merkezinde olmuş. Yanlış anlaşılmasın; sadece kadın-erkek arasındaki aşk değil bahsettiği. Hayatının her anına, her durumuna, her varlığına duyduğu aşk... Sevgiyle yaklaşıyor her şeye ve sevginin mucizeler yaratabildiğini bir kez daha kanıtlıyor her sabah. Pozitif enerji içinde o kadar güçlü akıyor ki, neredeyse gerçek enerjiye dönüştürülebilecek kadar somut bir hal almış. Onun yanındakiler için korkuya yer yok; sadece ışık var, renk var, gülümsemek var. Bir de inanç kavramı onu tanıtan doğru kelimelerden. İstediklerinizin, hayal ettiklerinizin gerçek olacağına inanmayı seçmek kolay değil, ancak bunu başarabilenler bir eser ortaya çıkaranlardır. Tıpkı Ceyda’nın en güzel eseri, aşkı, biriciği, kızı Melisa gibi. Siz hiç durmadan koşmak nedir bilir misiniz ya da bir an olsun yorulmadan ayakta dimdik durmak? O biliyor. Geceleri yatağına yattığındaysa, 15 yıldır sık sık kollarını açıp uçtuğunu görüyor. O anlamına kafa yormasa da benim için bu rüya Ceyda’nın melek enerjisinin mecazi kanıtı. Konu çocuklar olduğunda da o kadar güzel hedefler koymuş ki kendine, kaynaştırma eğitimi hakkında ülkemizdeki gerçeği, eksiği, yetersizliği görüp harekete geçmek için çalışıyor. ‘Her şeyin bir sebebi olduğunu biliyorum’ diyecek kadar realist, ‘Her şey çok güzel olacak’ diyecek kadar samimi, ‘Hayatı karşılık beklemeden yaşarım’ diyecek kadar fedakar, ‘Sadece içinde olduğumuz an önemli’ diyecek kadar cesur olan bu kadının gözlerime bakarak, içtenlikle anlattıklarını birçok kez durup not almak istedim, aldım da. Röportajın sonunda ise bu yazıyı okuyan herkese iyi gelmesi dileğiyle, onun deyimiyle bir ‘olumlama duası’ yazmasını istedim. Kendi el yazısıyla paylaştığı bu dua, her sabah tekrarlayarak güne başlamamız ve mucizeler yaratmamız için Ceyda’nın hediyesidir. Yatağınızın başucundan ayırmayın, farkı göreceksiniz. Şimdi, Bülent Şakrak ile evlenerek yepyeni bir dönemin başlangıcında olan Ceyda’yı sadece bir kadın olarak tanıtmama izin verin. Çünkü o ne halde olduğunu değil ne istediğini, nelerle uğraştığını değil neler yapacağını, onu neyin beklediğini değil neyi hayal ettiğini, kısacası zorluklarını değil umutlarını paylaşarak kalbinin içinden konuşuyor.