Kendi insanını yerden yere vuruyor, başkasını övüyorsun
* ABD’den Türkiye nasıl görünüyor?- O konulara hiç girmesek...* Orada sizi en etkileyen şey ne oldu?- İnsanların kendi gibi olmalarını sevdim.* Nasıl yani?- Dünya starı da olsa, çok zengin de olsa herkes birbirine normal davranıyor, kimse diğerine irdeleyerek bakmıyor. Hiç tanımadığım bir kadın yanıma gelip “Saçın çok güzel” diyebiliyor. Medeniyet var, hakkını arayabiliyorsun. İnsanlar birbirlerine karşı saygılı. Hayvanlara da saygı büyük. Orada yaşadığımız yer, timsah cenneti. Bahçeye bile girse, müdahale etmeniz yasak, görevlileri arıyorsunuz. Onlar gelip timsahı götürüyor.
* Buradaki bazı oyuncularda oyuncu fikrini söylemez; siyaset, cinsellik konuşmaz gibi bir algı var. Buna katılıyor musunuz?- Biz bastırılmış insanlarız. Onu yapma ayıp, bunu yapma ayıp diye büyütülüyoruz. Bu yüzden de rahat konuşamıyoruz. Tabular var. Aslında normal olarak yaptığın bir şey bile yanlış olarak algılanabiliyor. Mesela bir oyuncu dekolteli bir elbiseyle poz verdiğinde, fotoğrafının altına onlarca kötü yorum yapılıyor ama bir dünya starı aynı elbiseyi giydiğinde çok beğeniliyor. Kendi insanını yerden yere vuruyor, yabancıyı övüyorsun; bunu anlayamıyorum.* Orada eğitim aldığınızı söylediniz. Oyunculuk teknikleri konusunda farklar neler?- Orada oyunculuk çok daha minimal. Bizde insanlar her şeyi büyük hareketlerle görmek istiyor. Ağlamayı da, gülmeyi de. Ama ben artık minimal oyunculuğu tercih ediyorum. Bu yüzden ‘Çocuk’ dizisinde gözlerim ve ifadelerimle duygularımı daha doğal anlatmaya çalışıyorum.* Eşinizin öpüşme, sevişme sahnelerine karşı kuralları var mı?- Benim işime, kararlarıma saygı duyuyor, “Senin hayatın, ben işini bilerek ve kabul ederek seninle evlendim” diyor.