Peki dünyaya baktığında kendine yakın hissettiklerin? Ben dünyaya bakarken bir şeye çok dikkat ettim; sanki hepsi bir kaynaktan çıkmış gibiydi. Hem İngiliz hem Amerikan mizahına baktığımızda, birileri hakikaten gemiye binmiş, Avrupa’dan oraya götürmüşler her şeyi gibi. Sanki aynı aile, bir varyete, bir sirk, bir göçebe çadır tiyatrosu gibi ABD’ye gitmişler, bu bir çiviyse orada bu çiviyi, bu anlayışı çakmışlar. Çizgisi buradan, yani Avrupa’dan gelişmiş ama sonradan başka bir şeye evrilmiş. Tüm İngilizler rafine kaldığını zannediyor ama kök olarak böyle bir şeyden yayılmışlar. Ben bazı şeylerle daha geç yaşlarda ilgilendim; mesela Marx Kardeşler’e takmıştım bir ara, 30 yaşındaydım falan. Orijinal İngilizce izledim yaptıklarını. Hınzırca eleştiriler, laf atmalar, 1930-35’lerde edepli bir dil ama iması bol. Sadece onlar değil, kuşaktaşları, Chaplin, Buster Keaton ve sonraları. Şunu görüyorsun, eloğlunda zincir kopmadan 1925’ten 50’lere kadar geliyor mesela. Sonra da oralardan buralara...Bu, bir kültürü ayakta tutuyor elbet.Tabii ki. Öte yandan ortada bir rekabet de var, bununla birlikte rekabetin getirdiği acımasızlık da. Ama kabiliyet her halükârda ayakta tutuyor seni zaten. El verme, onaylama, destekleme, besleme, senin esprine bir sonraki kuşağın sahip çıkması, göndermede, referansta bulunması derken devamlılık sürüyor. Jack Benny, Johnny Carson’ı besliyor mesela. Bugün bakıldığında ikisi de aramızda yok, Benny 74’te vefat etti, Carson da 2005’te aramızdan ayrılmış. Ama ikisi de bir zincirin birbirini tamamlayan önemli halkaları. Ben bütün bu el vermeleri, mirası devretmeleri görünce çok üzüldüm. Çünkü açıkçası yaşım itibariyle büyük ustalar diyebilecek insanlarla mesai geçiremedim. Bir şansım oldu belki de; Şener (Şen) Abi’yle, Yavuz (Turgul) Abi’yle birbirimize dokunabiliyoruz. Yani tek bağım o oldu. Ne biriktirdiysek, seyirciyken biriktirdiklerimizden kaynaklanıyor. Onun için de kendi filmlerimde bu tür çabaların olmasına dikkat ediyorum. Geçmişle organik bir bağ bulunsun; eski bir figür, eski bir şarkı, eski bir proje; bazen bu durumlar kendiliğinden giriyor filmlerime, bazen de özel bir gayret gösteriyorum.