Cem Cücenoğlu: Hiçbir zaman kendimi anlatmak zorunda hissetmedim

Poyraz Karayelin Taşkafası Cem Cücenoğlu, başarısının sırrını, ileride oynamak istediği rolü ve seyircinin neden kendisini bu kadar sevdiğini Hürriyete anlattı. İşte o röportajİzleyiciler sizi neden bu kadar çok seviyor?- Elimden geldiğince samimi oynamaya çalışıyorum. Zaten Poyraz Karayelde canlandırdığım karakter de buna müsait. İçimizden geleni dışa yansıtmayı başarırsak, seyirci bizi seviyor sanırım. Oyunculuk bir hayat biçimi mi sizce?- Benim için kesinlikle öyle. Ama bir de hayatın gerçekleri var ki, maalesef bizim ülkemizde oyunculuğu çok zor şartlarda icra edebiliyoruz. Taşkafa karakteri sayesinde kendinize dair neler keşfettiniz?- Taşkafa öncelikle benimle alakası olmayan bir karakter. Çünkü belinde silah, yeri geliyor adam vuruyor. Tabii senaristimiz Ethem Özışık sağ olsun bunu çok güzel dengeliyor. Bu denge Taşkafayı vicdan sahibi ve duygusal biri haline getiriyor. Bana kattığı en önemli şey ise babalık duygusu. Kıyısından köşesinden de olsa evlat sahibi olunca nasıl davranmam gerektiğiyle ilgili doneler veriyor. Fenomen bir dizide önemli karakterlerden birine hayat veriyorsunuz. Bundan sonra nasıl bir karakteri canlandırmak isterdiniz?- Kesinlikle duyguları çok derin ve gerçek karakterler oynamak isterim. Gerçek birinin hayatını oynamak olabilir. Bir oyuncu olarak bu işe gönül verenlere neler önerirsiniz? - Okumak, okumak ve okumak. Sonra iyi bir usta çırak eğitimi ve gözlem. Sorgulamacı bir insan olmak da çok önemli... Sette çok yorulduğunuzda sabah ayılmak için neler yaparsınız?- Ertesi sabah set varsa evdeki tüm alarmlar kurulur ve tabii ki hemen kahve... Eşim öğretmen olduğu için zaten erken kalkıyor. Eğer setim yoksa ayılmamayı tercih ediyorum. Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırdınız?- Hiçbir zaman kendimi anlatmak zorunda hissetmedim. İnsanlara zaman veririm. Yavaş yavaş tanımaları daha çok işime gelir. Ama ilk intiba da önemli diyenler için hızlandırılmış kurlarım da mevcut (gülüyor)... Zamansızlıktan yapamadığınız bir hobiniz var mı?- Ne yazık ki tiyatroya vakit ayıramıyorum. Romantik bir kişilik misiniz, sert bir kişilik mi?- Çok romantik sayılmam. Ama sert asla değilim. Sizi en çok kim güldürür?- Ben en çok Cem Yılmaza gülüyorum. Bugüne dek en çok ne üzdü sizi?- Ülkemizin şu anda yaşadığı kara günler dolayısıyla gerçekten çok üzgünüm. Hayatla ilgili kabul edemedikleriniz neler?- Okumayan ve araştırmayan insanları kabul edemiyorum. Son olarak Poyraz Karayel izleyicilerine neler söylemek istersiniz?- İlk önce onlara çok teşekkür ederim. En başından beri bizi çok desteklediler ve destek vermeye devam ediyorlar. İleriye dönük hedefleriniz neler? - Mesleğimi en iyi şekilde icra etmek, eşimle birlikte ve olursa çocuklarımızla huzurla yaşlanmayı istiyorum. Çocuk demişken... Siz nasıl bir çocukluk yaşadınız? Keşke şunu da yapabilseydim dediğiniz bir şey var mı?- Dönem olarak 80lerde çocuktum. Aile bağlarımız çok güçlü olduğu için hep bir arada olduğumuz güzel bir çocukluk geçirdim. Annem ve babam devlet memuru olduğundan hep lojman hayatı yaşadım. Dolayısıyla komşuluk ve arkadaşlıklar çok sağlamdı. Şanslı çocuklardan olduğumu düşünüyorum. Evinizin en sevdiğiniz köşesi neresi?- TV ve müzik sisteminin olduğu yer. Ama yanımda eşimin de olması kaydıyla...