Burak Çelik: ‘Hiçbir şeyi fazla kafaya takmayacaksın’
Son dönemde ekranın en öne çıkan, çarpıcı isimlerinden. Yeteneğinin yanı sıra yakışıklılığı, düzgün fiziği ve mavi gözleriyle de sık sık sosyal medyanın gündeminde. Ama o, bu şekilde anılmaktan hoşlanmıyor, kendini jön değil oyuncu olarak tanımlıyor. Hürriyet'ten Hakan Gence, Burak Çelik’le buluştu; hayatını, aşkı ve oyunculuğu konuştu: “Hepimizin içinde beğenilme, onaylanma gibi dürtüler var ama ben buna çok takılmıyor, o denizde boğulmuyorum.” (FOTOĞRAFLAR: Muhsin AKGÜN)

Bir aydır buluşmak için sözleşiyorduk ama set yoğunluğundan sürekli iptal oluyordu. Sonunda akşam saatlerinde stüdyoda bir araya gelebiliyoruz. Burak Çelik kusursuz diyebileceğimiz bir fiziğe sahip… Uzun boylu, kaslı… Keskin mavi gözleri de sizi oturduğunuz yere çiviliyor adeta. Ekranda biraz cool, sert bir karakteri canlandırıyor. Ama gerçekte yüzünden gülümseme eksik olmuyor. Gülmeyi, sohbet etmeyi seviyor. Birer filtre kahve eşliğinde başlıyoruz dünden bugüne konuşmaya…
◊ Son röportajımızın üzerinden dokuz yıl geçmiş. O zaman Best Model’ı kazanmış ve ardından Dünyanın En İyi Modeli unvanını almıştın. O zamanlar genç ve heyecanlı bir çocuk vardı karşımda, şimdi daha olgun bir adam. Sen yaşadığın değişimi nasıl anlatırsın?
Çok şey değişti… Her yaşın ayrı bir güzelliği oluyor. Daha da olgunlaştım, o zamanlar 21 yaşındaydım. Sakinleştim, ruhum dinginleşti. Mesela eskiden metropolde yaşamak isterken şu an ormanın içinde daha sakin bir hayat yaşamayı seviyorum. Bunun yanında hayatı hep dolu dolu geçirmeye çabalıyorum. 30 yaşına girdim bu sene ve hayatımın ikinci yarısı başlıyor diye heyecanlı ve gelecekten ümitliyim.
◊ Geleceğe dair beklentilerin neler?
Pandemiden sonra anladık, çok uzak dönemlere dair hayaller kurmamak lazım. Ben de daha dönemsel planlar yapıyorum. Şunu veya bunu mutlaka yapmam lazım diye kendimi kasmıyorum.
◊ Büyük hırsların yok yani…
Benim hırsım yok, azmim var. Atıyorum, şunu yapmam lazım diye kendimi sıkmıyorum. Şu an elimde bu iş varsa, bu işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
◊ 30 yılda hayattan çıkardığın en önemli ders neydi?
Hiçbir şeyi fazla kafaya takmayacaksın Hakan.
◊ Demekle olmuyor ama…
Sen bunu başarabiliyor musun? Hele sosyal medya varken… Dönem dönem başarıyorum, bazen de başaramıyorum, bocaladığım zamanlar oluyor ama hızlı toparlıyorum. Sosyal medyaya gelince... Yorumları okuyorum, güzel şeyler yazan da kötü şeyler yazan da var ama ben çok takılmıyor, sadece işimi yapıyorum. Mesleğim bu sonuçta.
◊ Genç, yakışıklı ve başarılısın, hayat sana mı güzel?
Hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değil, herkesin kendi problemleri var. Önemli olan problemleri aşıp pozitif bir şekilde devam etmeyi başarmak. Ben de onu yapmaya çalışıyorum.
◊ Sen hep böyle yakışıklı mıydın?
Şu an da yakışıklı olduğumu söylemiyorum ama lisede çok zayıftım. 1.90 boy, 55 kilo... Sonra kilo almak için spora başladım, iştahım yoktu ama çok zor olsa da kilo almayı başardım. 1.5 senede yaklaşık 30 kilo aldım. ◊ O dönemlerde aşk acıları çekildi mi? Lisede hepimizin yaşadığı şeyler olmuştur tabii (gülüyor).

◊ Peki, sonra pişman olup dönenler oldu mu?
Oldu tabii ama kabul etmedim. Lise yıllarında hayata yeni başlıyorsun, her şeyi yeni yeni öğreniyorsun ya, bana biraz sabun köpüğü gibi geliyor. Oradan devam eden aşklar vardır ya, ben öyle ciddi bir şey yaşamadım. Biri “Benimle olmadığın için cehennemde yan” yazmış
◊ Dizide iki zıt karakterin çekimini görüyoruz. Sence aşkta gerçekten zıt kutuplar birbirini çeker mi?
Yani değişir ama ben sürekli beni onaylayan bir insanla yaşamak istemem. ◊ Dizide bu çift arasında sürekli bir gerilim var, sen aşkta sükünetten yana mısın itişmeden yana mı? Ben aşkta huzurdan yanayım. İtişme tatlı bir yerden olabilir ama sürekli didişme hali yorar. Zaten yorucu bir iş yapıyorum, ilişkimde de daha dinginlik ve huzur isterim.
◊ Aşk seni nasıl biri yapar?
Delidolu. Kalıpların dışına çıkarım.
◊ Romantik misin, realist mi?
Yani ölçülü romantiğim.
◊ O nasıl oluyor?
Çok değil, mesela Yemek sırasında mum falan yakacaksam o mumu yakamayınca gülebilirim (gülüyor).
◊ Öyle şiirler falan da yazmıyorsun yani…
O ben değilim.
◊ Tavlar mısın, tavlanır mısın?
Ben istersem tavlarım. Birinden hoşlandıysam ilk adımı atarım, gider söylerim. ◊ Bir kadında en tahammül edemediğin şey nedir? Bakımsızlık olabilir, temizlikten bahsediyorum.
◊ Bir ilişkiye başlamadan ilk neye dikkat edersin?
İyi insan olmasına, pozitif olmasına, güzel gülüşlü olmasına. Hayatta bir derdi olsun. Dürüstlük ve samimiyet de önemli.


◊ Mesleki hayallerin neler?
Hayalim farklı rolleri denemek, formları bozabilmek.
◊ 150 kilo olacaksın ya da 30 kilo vereceksin deseler kaslarından vazgeçer misin?
Tabii, bana Emir karakteri geldiğinde fiziği çok düzgün ve kendine bakan biri olduğu söylendiği için ben de fiziğimi bu hale getirdim. Ama rol için başka bir şey gerekirse ona bürünürüm. Sokakta üstsüz gezemem
◊ Türkiye’nin en seksi adamlarından biri olarak gösteriliyorsun.Bu kadar arzulanmak nasıl bir his?
Güzel bir şey tabii, hepimizin içinde beğenilme, onaylanma gibi dürtüler var ama ben buna çok takılmıyor, o denizde de boğulmuyorum.
◊ Peki, fiziğini nasıl koruyor, nasıl çalışıyorsun?
Haftanın beş günü, günde en az iki saat spor yapıyorum. Bir saat kardiyo, ardından antrenman. ◊ Setin yok mu? Var. Sabahları 5.00’te uyanıyorum. 7.00’ye kadar spordayım, sonra sete geçiyorum artık.
◊ Fit kalmanın en zor yanı ne senin için?
Eskiden tatlı yememekti ama buna da alıştım. Şimdi çok abartmadan yiyorum. Best Model’a hazırlandığım zamanlar çok daha koyu diyetler yapıyordum ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Hayatta ne yapıyorsan sürdürülebilir olması lazım. Şu an diyete falan çok takılmıyorum. Yediklerimden kısmıyorum, sadece dengelemeye çalışıyorum. Bir gün çok yediysem ertesi gün az yiyorum.
◊ Üstsüz sahneleri çok sık gördük. Bir insan için hangi noktada ekranda soyunmak sorun olmaktan çıkıyor?
Sana bağlı. Yani senin değerlerine bağlı. Ben buna tamamen iş olarak bakıyorum, o yüzden de utanmadım. Yoksa şimdi bana burada üstünü çıkart, sokakta öyle gez desen gezemem.
◊ Fiziğinden dolayı önyargılarla karşılaştın mı?
“Yakışıklı olduğu için başrolde” gibi… Bana gelip kimse bir şey söylemedi. Alaylı olup çok iyi olan oyuncular var ki, illa bunun okulunda okuman gerekmiyor ama kendini yetiştirmen gerek. Dezavantajı şu: Seni bir forma sokuyorlar ve hep o forma uygun rollerde oynamanı istiyorlar. Kimse risk almak istemiyor yani. Ama dediğim gibi; ben hikâyeye inanırsam bu formumu bozarım.
◊ İsminin başına eklenen ‘yakışıklı, seksi’ sıfatlarından rahatsız oluyor musun?
Oluyorum galiba, sürekli böyle anılmaktan hoşlanmıyorum. Yani finalde hepimiz insanız. At benim için tutku; sana sabrı, empatiyi öğretiyor
◊ Oyunculuk bir yana, hayatında tutku duyduğun başka neler var?
At, benim için yeni ama çok büyük bir tutku. Kendime ait atım yok, arkadaşlarımın var. Birlikte arazide, sahilde biniyoruz, çok keyifli oluyor. At sana sabrı, empatiyi öğretiyor. Çünkü her atın farklı bir karakteri var. Onu, ne istediğini, neden korktuğunu anlamaya başladıktan sonra da onunlabütünleşiyorsun, arkadaşın gibi. Bir de sörfe başladım, şimdi Riva’da dalga sörfü yapıyorum.
◊ Sörfte seni çeken neydi?
Sörfe giderken telefonunu götüremiyorsun, sadece şortun ve tahtan var, denizin içindesin. O sessizlik beni çekiyor.
◊ Yapmaya başladığında duramadığın bir şey söyle.
Çekirdek yemek, beş saat falan yerim Hakan. Gelir biri önümden alır yani.
◊ Sevgilinin odasında bir obje olsan ne olurdun?
Yatak olurum. Ciddi göründüğümü söylerler ama tam tersiyim
◊ Görünmeyen dünyanda neler var?
Dışarıdan sert mizaçlı ve ciddi göründüğümü söylerler ama aslında tam tersiyim.
◊ “Çok titizim” demişsin eski bir röportajında…
Evet, bir şeye başlamadan önce her şeyi kontrol ederim, ondan sonra başlarım. Takıntılarım da vardır, mesela bir şey yamuksa düzeltirim. ◊ Hayattaki en büyük pişmanlığın... Doğru zamanda sevdiğin birine sevdiğini söyleyememek. Sonra da onu kaybetmek. Keşke daha çok ilgilenseydim, daha sevdiğimi söyleseydim.
◊ Hayata dair dertlerin...
Kimsenin kalbini kırmamak.
◊ Hakkında ne söylesen şaşırırız?
Gece yemeği çok yerim. Uykudan uyanıp yemek yiyebilirim. Makarna ve pizzaya karşı koyamam.
◊ Kendinde en rahatsız olduğun özelliğin...
Bir şeye çok zor başlarım. Son güne bırakırım. Başlayınca da sonunu getiririm.
◊ Mutluluk karende neler vardır?
Deniz, kum, güneş. Yaz insanıyım.
◊ Seni son zamanlarda en heyecanlandıran şey ne?
Kara deliğin fotoğrafı çıktı ya geçenlerde, çok enteresandı. Risk almayı hep sevdim
◊ Sen jön müsün?
Ben oyuncuyum.
◊ Başrol olmak korkutuyor mu?
Ben hayatta hep risk almayı sevdim. O anlamda bir korkum yok.
◊ Seni romantik komedide izliyoruz.
Dram oynamak çok zor, romantik komedi daha kolay gibi bir algı var. Sen dram ve aksiyon işleri de yapmış bir oyuncu olarak ne dersin? Daha kolay diye bir şey yok. Bir kere romantik komedide sürekli yüksek bir enerjide olman gerekiyor. Bunun da zor yanları var. Ama şartlara bakacak olursak, bundan önceki işim aksiyondu; doğa şartları, kostümler, daha zordu ama finalde ikisi de oyunculuk.
◊ Dizinde bir estetik cerrahı canlandırıyorsun. Senin estetiğe bakışın nasıl?
Kim nasıl mutlu oluyorsa hayatını öyle yaşamalı. Ama bunun da bir ölçüsü var, görüyorsun bazıları takıntı seviyesinde düzenli olarak yaptırıyor, bu bence yanlış. Ama bu karakteri canlandırdıktan sonra yolda gördüğüm insanlara bakıyorum. “O var, bunu yaptırmış” falan diye anlayıp hemen sayabiliyorum.
◊ Senin için güzellik nedir?
Enerji.
◊ Dizideki lakabın Erik neden?
Binnur karakteri taktı. Emir, Erik gibi kütür kütür (gülüyor).
◊ Sen bir meyve olsan ne olurdun? Erik kalsın ya.
◊ Bütün yazı sette geçirdin. Seni bu karakterde bu kadar motive eden neydi? Plastik cerrahı oynama fikri beni heyecanlandırdı çünkü her zaman gelebilecek bir rol değildi. Daha önce de yapılmadı bildiğim kadarıyla.
◊ Karakter çok soğuk, cool… Ne kadar sen?
Emir’i travmaları biraz o noktaya getirmiş; sürekli mükemmel, başarılı olmak zorunda kalmış, o yüzden böyle duvarı olmuş Emir’in. Ama ben öyle soğuk değilimdir. Özellikle arkadaş çevremde komiğimdir, eğlenmeyi, espri yapmayı, kendimle dalga geçmeyi severim.
◊ Cemre Baysel ile partnerliğiniz nasıl? Cemre ile daha önceden tanışıyorduk. Çok tatlı, karşısındakine oynama alanı bırakıyor, bu çok önemli.