◊ “Her Şey Bedava” oyununu yeniden sahneye taşıdınız. Bu sizi nasıl hissettiriyor?
İlyas İlbey: “Her Şey Bedava” Oğuz Aral yönetiminde 1989’da Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda sahnelenen ilk oyundur. Orada Yasemin Hanım’la ben oyuncuyduk. 1991 yılında kendi tiyatromuzu kurduğumuzda da “Bedavamı Sandın” adı altında Türkiye’yi dolaştık. Bizim de profesyonel anlamda ilk oyunumuzdur. 33 sene sonra kendi binamızda bu oyunu oynuyoruz. Onun ötesinde hayatımızın da kuruluş oyunu. Çünkü bu oyunun matine suare arasında sahnede evlendik. Rahmetli Yıldırım Aktuna, o zaman belediye başkanıydı ve nikâhımızı kıydı. Sahnede, dekorların arasında evlendik. Zeliha Berksoy ve Türker İnanoğlu şahidimiz oldu. Sonra suaresini oynadık. O nikâhta da Eylül, 3 yaşında kucağımızdaydı. Annesini izleyen Eylül, bugün annesinin partneri oldu.Yasemin Yalçın: Hiç aklımıza gelmeyecek bir şey. Eylül, sahne tozunu yuta yuta bugünlere geldi.◊ İlyas Bey hem yönetmenlik yapıyorsunuz hem de oynuyorsunuz. Bu sizi zorluyor mu?İlyas İlbey: 4 ayrı rolüm var. Ucuz tiyatrolar vardır, fazla oyuncuya para vermemek için bütün rolleri tek kişiyi oynatır. Onu anımsatır bu oyun. Özel tiyatrolar hep fakirdir. Seyirci yakınıyor “bilet pahalı” diye. Bir oyunda bırakın sahne maliyetini elektriğe güç yetmiyor. Tiyatro, Don Kişot işidir. Özel tiyatro olarak kapı da baca da kırsanız sonuçta bir yere kadar kazanıyorsunuz.◊ Kaçıncı kez tiyatro sahnesindesiniz?İlyas İlbey: Binlerce oyun oynadım. 1967 yılında 7 yaşında, ilkokulda sıraların üstünde ilk kez oynadım. İlk profesyonel diyebileceğim oyunum 1976’dır. 1981’den bu yana da 43 senedir sahnedeyim.
◊ Sizin birlikteliğiniz de çok eski...
Yasemin Yalçın: Biz okul arkadaşıyız zaten konservatuvardan.◊ Televizyon dünyasından koptunuz, neden?Yasemin Yalçın: Komedi kendi dünyasında, kendi zamanını ve kendi modasını yaşar. Bu dünyada da böyledir. Komedinin birçok tarzı vardır. Bizim şu an oynadığımız oyun aynı zamanda İtalya’nın bir gerçeğini anlatıyor. Bu anlamda sözü olan da bir oyun. Büyük bir hayat mücadelesi veren, zorlukları anlatan bir oyun. Sistemin her türüne karşı... Saldırıyı komediyle yapmak müthiş bir güç oluşturuyor. “Komedi kılıcım ve kalkanım” derim. İstediğim zaman saldırırım istediğim zaman savunma kalkanım olur komedi.İlyas İlbey: Senin o sözünü hiç unutmam. Seneler evvel “Mizah sizin için nedir” diye sordular, “Kılıcım ve kalkanımdır” dedi. Öyle yer etti bende o laf...Yasemin Yalçın: O ruh var bende. Sözümü esirgemem. Komedi yoluyla anlatmaya çalışırım.◊ Eylül Hanım, sizin için bu oyunun önemi daha büyük sanırım?Eylül İlbey: Matine suare arasında “annemle babam bugün evleniyor” deyip 3 yaşımda, elimde bir cips paketiyle dolaşmışım sahnede. Büyüyüp annem ve babamla aynı sahneyi paylaşmak müthiş heyecan verici. Annemin bir sözü vardır, “İyi bir oyuncu olmak için önce iyi bir insan olmak gerekir.” Annemle babamla iyi bir insan oldukları için gurur duyuyorum. Küçüklüğümden beri o sahnenin tozunu beraber yutmam büyük şans. Ve şu anda aynı sahnede annemle babamla selam vermek, o alkışı almak, gurur verici.Yasemin Yalçın: Bir anne olarak beni düşünün... Zannediyorum mutluluğu kat ve kat daha fazla beraber selama çıkmanın. Bu arada gençliğinden de faydalanıyoruz, arada sufle veriyor bana. Eylül İlbey: Her gün provaya geldiğimde sahneye çıkacağım zaman çok heyecanlanıyorum. Sahneden inince “oh” diyorum. Sevdiğim, âşık olduğum bir şeyi meslek edinmişim. En büyük lükslerden biri de bu.Yasemin Yalçın: Ben de ilk oyunlarda hep kaçıp gitmek istiyorum. “Ben niye bu işi yapıyorum” diye. İlk oyunlar korkunç bir şey çünkü karşınızdaki oyuncunun da lafları bilinç altınıza girmesi lazım. Müthiş bir şey, delilik bu başka bir şey değil.