◊ Filmde arkadaşlık da anlatılıyor. Sizin var mı sektörden yakın arkadaşlarınız? Varsa kimler?- Kariyerimin başlarında tanışıp hâlâ görüştüğüm 30 yıllık dostlarım var. Gerçekten sevdiğim, karşılıklı birbirimize destek olduğumuz bir grup insan var. Ama isim vermeyeceğim.◊ Hiç filmdeki gibi dublörünüzle özel bir arkadaşlığınız oldu mu?- Dublörlere saygım büyük. Ben karavanımda otururken zor işi yapan onlar. Arkadaşım Tom’un (Cruise) zıddıyım bu konuda. O dublör kullanmıyor ama ben kullanıyorum.Soruna dönersem... Eskiden farklıymış bu tarz dostluklar. Steve McQueen ve Bud Ekins, dublör-aktör dostluğunun en özel kombinasyonuydu bence. Şimdi işbirliklerimiz daha geçici. Yapımcılar ve dublör ajansları karar veriyor dublörlerimize. Çünkü günümüzde yasal sorumlulukları çok fazla. Yasal zorunluluklardan dolayı dublör koordinatörlerimize itimat ediyoruz. Ama dostluk örneği vermem gerekirse, Rick (Leonardo DiCaprio) ve Cliff (Brad Pitt) oldukça iyi arkadaşlar...Ben de ilk yıllarımda tehlikeli insanlarla karşılaştım◊ Bu film aslında Harvey Weinstein’in yapım şirketinden çıkacaktı ama cinsel taciz iddialarından sonra anlaşma iptal edildi. Bu sektörde yıllardır çalışan biri olarak, hiç şahit oldunuz mu bu tarz şeylere etrafınızda?- Ben de ilk yıllarımda birkaç tehlikeli insanla karşılaştım. Az çalıştığım, sektöre yeni yeni girmeye başladığım, en hassas, en savunmasız, kendimi müdafaa edemeyeceğim, etkilenmeye elverişli, insanların sağından solundan çekiştirip etkilemeye çalıştığı yıllarda...◊ Peki genç bir adam olarak nasıl başa çıktınız bunlarla?- Bilmiyorum! Kendimi korudum ama nasıl yaptım bilmiyorum. Bu arada yanlış anlaşılma olmasın, korkunç deneyimler yaşayan insanlarla hiçbir anlamda kendimi karşılaştırmıyorum. Sadece ben başladığımda sektörde öyle bir hava vardı. Hissediyordun olan biteni.Ama ben kötü insanları eleyip, iyilere yakınlaşan biri oldum her zaman. Bu sektöre girdiğimde benden daha zeki insanlara yakın durdum. Hayatta da benden daha bilgili ve akıllı insanlara yakın durdum hep. Böyle yapmam kariyerimde etkili oldu. Farkı yaşadım. Hem de tüm kariyerim boyunca.Konuyu uzatmak istemiyorum ama son iki senedir yaşananlar olması gereken şeylerdi. Sektör kendine bir ayar çekmeliydi. Öyle oldu, hâlâ da oluyor.◊ Filmdeki Cliff korkusuz bir adam. Brad Pitt’te durum nedir?- Korkusuzluk... Everest’e tırmanmak ya da bungee jumping yapmak ilgimi çekmiyor mesela. Hâlâ körü körüne araştırıyorum, hâlâ arıyorum bu kelimenin tanımını... Doğru Cliff korkusuz, kendinden emin, biraz kibirli bir adam. Hatta içinde biraz şeytanlık var. İnsanlarda iyiyi arıyor ama hep en kötüsüne hazırlıklı. Eğer insanlar kendi mezarlarını kazmak istiyorsa onun için problem değil. Doğduğum yerde (Ozark, Missouri) bir söz vardır; “İnsanlara yeterince urgan ver ki kendilerini asabilsinler” diye. Bende durumlar farklı.◊ “Bir Zamanlar... Hollywood’da” 1969 yılının Los Angeles’ında geçiyor. O döneme dair aklınızda kalan üç şey nedir?- Arabalar, müzik, giyim tarzı...◊ Bu arada filmdeki köpekten de bahsetmeden geçemeyeceğim. İnanılmazdı!- Eğitmenlerimizin eseri. Ve tabii ki Quentin’in... O oyuncularından istediği reaksiyonu almakta oldukça başarılı. Bu köpek de olsa fark etmez. Quentin ne görmek istiyorsa onu alır...