Buğra Bahadırlı, hastalık sürecini ve yaşadıklarını anlattı: "Son bir buçuk haftadır enfeksiyon çok ağırlaştığı için bilinci yerinde değildi. Kanser sürecinin başlangıcına biz çok iyi bir tablo ile girmedik. Doktorların bunu tedavi edebilecek ilaçları vardı ama tedaviden çok ümitli değillerdi. Aslında üç aya yakın bir ömür biçtikleri oldu. Tabii bunu bize söylemediler. Sonradan doktorlarla çok samimi olduğumuz için öğrendik. Kanser sürecini o kadar güzel atlatıyordu, tümörlerinde gerilemeler oldu. Doktorlar ‘siz bu süreci atlatacaksınız’ dedi. O sırada vücudu kuvvetlendi, kilo aldı. Tek başına işlerini hallediyor, elinden tutmadan yürüyordu.
Hayata tekrar kendisini hazırlıyordu. Çok güzel bir süreç geçiyordu, ‘literatüre gireceksiniz’ dediler. İnsanın moral motivasyon sürecinin ne kadar önemli olduğunu fark etti doktorlar. Billur hiç ölmeyi düşünmedi. Süreç öyle de ilerliyordu fakat kemoterapi portunun içine yerleşen bir mantar enfeksiyonu oldu. Üç hafta boyuncu enfeksiyonla savaştı, gücü yetmedi kalbi durdu. Müthiş bir mücadele inanılmaz bir azim gösterdi. Biz atlatacağına inanıyorduk. Bu süreci atlatıp insanlara umut olmasını çok istedim.
Hayat sevgiyle tutunmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmasını isterdim, o da çok istiyordu. Çok güzel sosyal sorumlulukları vardı bunların hepsini icra etmeyi düşünüyordu gücü yetmedi maalesef. İnşallah onun hayal ettiklerini ben gücüm yettiği kadar yapacağım. O benim yarım değildi, o bendim. Hayatımda onun çok büyük bir boşluğu olacak. O boşluk şimdiden gelmeye başladı. Tek başıma kaldığım zaman onun yükü başlıyor zorluğu orası… Gittiği yerde çok mutlu olduğunu biliyorum. O hep benim kalbimde olacak. Öldüğünde başındaydım, öptüm. Hala bir parçam o burada gibi hissediyorum. Hiçbir ‘keşkem’ olmadı. Güzel hayallerimiz vardı onları icra edemedik. Üzüntüm tamimiyle sevgiden. Ölüm hayatı bitirir ilişki değil." Taziyeleri kabul eden Billur Kalkavan’ın hayat arkadaşı Buğra Bahadırlı, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı.