Başak Parlak: ''Onun kadar pozitif değilim''

Başak Parlak, Kanal Dnin yeni sezon sürprizlerinden Bir Deniz Hikayesi ile ekrana dönüyor. Başrollerini Emir Berke Zincidi, Emre Kızılırmak ve Begüm Birgörenin paylaştığı dizi için Yeşilçam sıcaklığı ve samimiyetinde bir proje diyen Başak ParlakBir Deniz Hikayesinin kamera arkasını anlattı...Oyunculuğa 2002de Zalim dizisiyle başladım. Ortaokula gidiyordum o zamanlar. Şarköyde yaşıyordum. İstanbulda bir ajansa kaydoldum. Sonra bir deneme çekimine katıldım ve kendimi bir anda Kayserideki sette buldum. Oyunculuğa başlamam ailemin isteğiyle oldu diyebiliriz ama devam etme kararı bana aitti. Doğru, 12 yaşında başladım oyunculuk yapmaya. Oyunculuk benim ilk aşkım diyebilirim. Tabii ki bir yandan okula devam edip bir yandan da çalışmak kolay değildi. Çok fazla yoruluyor ve odaklanma problemi yaşıyordum. Neredeyse okuldan arta kalan tüm vaktim sette geçiyordu. Bazen okulda geçmesi gereken vakitte de sette olabiliyordum. Diğer yandan özgüveni yüksek, kendi ayakları üzerinde durabilen ve sorumluluk alan bir çocuk olarak büyüdüm. Bu, şu an olduğum kişi olmamı sağladı. Bir Deniz Hikayesi, setinde olmaktan keyif aldığım bir proje. Çekim için ekipçe üç haftadır Bozburundayız ve bir süre daha burada olacağız. Bozburun çok güzel bir yer, burada geçirdiğim her anın tadını çıkarıyorum. Ayrıca Emre ve Begümle çalışmak da çok keyifli. İnanılmaz pozitif enerjililer. Set dışında da hep birlikte vakit geçirme fırsatımız oluyor. Güzel arkadaşlıklar kurduk. Bu, sahnelerin daha samimi ve sıcak olması açısından büyük avantaj. * İzleyici sizce hangi özelliklerinden dolayı bu diziyi sevecektir? - Sıcaklığı ve samimiyeti... Bunun için çok çalışıyoruz. Hikayede eski Yeşilçam filmlerinin sıcaklığı var, seyircinin bunu seveceğini düşünüyorum. Siz Reyhan karakterini canlandırıyorsunuz? Nasıl biri bu Reyhan, hikayedeki yeri nedir, biraz bahseder misiniz?- Reyhan sanırım şimdiye kadar oynadığım en temiz kalpli karakter... Hayata çok pozitif yaklaşan, iyi niyetli, sevgi dolu bir genç kız. Bazı insanların kalbinde nefret barınamaz. Reyhan da tam olarak böyle biri. Kimse hakkında kötülük düşünmüyor, insanları yargılamadan önce anlamaya çalışıyor. Doğurmadığı bir çocuğu, kendi çocuğu gibi seviyor. Önceliği hep sevdiği insanlar. Onları mutlu ederek mutlu oluyor. Özel hayatınızda Reyhanın yaşadıklarını yaşasanız tepkiniz ne olurdu? - Ben sanırım Reyhan kadar hayata pozitif bakabilen bir kız değilim. Olayların negatif taraflarını görmeye daha fazla eğilimliyim. Reyhanın yaşadıklarını yaşasaydım sanırım onun kadar tutarlı ve sabırlı davranamazdım. Bu açıdan her yeni bölüm senaryosunda Reyhandan daha fazla şey öğreniyorum. O bana ilham veriyor. Siz Bir Deniz Hikayesinde en çok kimin hikayesini sevdiniz?- Bu, adı üzerinde 10 yaşındaki Deniz adlı bir çocuğun hikayesi. Fakat dizideki bütün karakterlerin ayrı ayrı kendi hikayeleri var. Ben tabii Reyhanın hikayesine çalıştığım ve onun üzerinde düşündüğüm için en çok onun hikayesini seviyorum. İlerleyen bölümlerde neler yaşayacak diye merakla bekliyorum. Bir projeyi değerlendirirken hangi kriterleri göz önünde bulundurursunuz?- En önemli şey hikaye. Benim için düşünülen karakterden önce hikayeye bakıyorum. Zaten bu projede de öncelikle hikayenin samimiyetine ve sıcaklığına vuruldum. Sonra tabii ki yönetmen ve oyuncular önemli. Dizimizin yönetmeni Aydın Bulutla daha önce de çalışmıştım, ne kadar iyi işler çıkardığını biliyordum. Dolayısıyla onun adı projede yer almamda etkili oldu. Kanal ve yapım şirketi de önemli tabii. Kanal D, çalışmayı her zaman tercih ettiğim bir kanal. Erler Film de çok köklü ve projelerine her zaman sahip çıkan bir yapım şirketi... Daha ne olsun? Dizi dışında başka bir projeniz var mı?- Dizi dışında geçen sezondan beri devam eden bir tiyatro oyunum var. Adı Siz Tek Ben Hepiniz... Bu sezon yine devam edeceğiz. Her hafta Cihangirdeki Tatavla Sahnede olacağız.