Aydan Şener: Üç Kız Kardeş setinde Yeşilçam ruhunu buldum
Aydan Şener, Kanal D’nin sevilen dizisi “Üç Kız Kardeş”in kadrosuna dahil oldu. Müjgan karakterini canlandıran oyuncu, bugün ekrana gelecek bölümde de izleyici karşısına çıkacak. Şener, “Yeşilçam ruhunu ‘Üç Kız Kardeş’ setinde buldum. Gerçekten çok sıcak bir ekip” dedi.
◊ Uzun bir aradan sonra ekrana “Üç Kız Kardeş” dizisiyle dönüyorsunuz. Dizi hangi yönüyle sizi cezbetti?
- Şehir dışı işler aslında bana zor geliyor. Çünkü İstanbul’da kedilerim, köpeklerim var. Malum onları bırakıp gitmek zor oluyor. Tatillerimi bile 2-3 gün yapıp dönüyorum. Onları uzun süre bırakamıyorum. Ama bu rolü çok sevdim. Uzun süredir istediğim bir karakterdi. Süreç film oluşu, yapımcımız İnci Gündoğdu’nun sıcak yaklaşımı, hikayenin güzelliği, hepsi birer etkendi. Ayvalık’ı da çok severim.
◊ Ayvalık-İstanbul arası mekik mi dokuyacaksınız?
- Sürekli Ayvalık’ta kalamam, gidip geleceğim. Geçen hafta sete başladık. Çok da keyifli geçti.
◊ “Rolü sevdim” dediniz. En çok hangi yönleri ilginizi çekti?
- Mutsuz bir evlilik geçirmiş. Oğluyla yanlış anlaşılmadan dolayı arası hiç iyi olmayan bir anne. Ayvalık’a yerleşiyor, orada Sadık’la ve aileyle yolları kesişiyor. Çok güçlü bir kadın. Yeri geliyor çapasını kendisi yapıyor. Traktöre biniyor. Yani mücadeleci bir karakter.
◊ Gerçek hayatta siz de güçlü müsünüzdür?
- Kesinlikle ben de öyleyimdir. Güçlü kadınları oynamayı seviyorum. Keşke bütün kadınlarımız öyle olabilse. Ki özünde kadınların çok güçlü bir yapıları var. Belki anne olabilmelerinden dolayı. Yalnız kalınca kadın yaşayabiliyor. Onun için de boşanmaktan ya da yalnız kalmaktan korkmuyor. Ama erkekler genelde düzenleri bozulmasın, alıştıkları rutinleri devam etsin diye boşanmaya yanaşmazlar. O yüzden de kadın cinayetleri gerçekleşiyor. Ama kadın ne olursa olsun istisnalar olsa da güçlü varlıklardır.
EKİP BENİ ÇOK GÜZEL KARŞILADI
◊ 2 sezondur yayınlanan bir işe sonradan dahil olurken tereddüt yaşadınız mı?
- Yaşamadım çünkü o karakterler yine var. Hikaye bir yönden aynı şekilde devam edecek. Ben sadece o kasabaya yeni gelen bir kadın olacağım. Kimse kimsenin yerine gelmiyor sonuçta. Ben bir dezavantajı olacağını düşünmüyorum.
◊ Sette sizin gelişinizle nasıl bir hava oluştu?
- Çok güzel bir set. Onlar o kadar güzel kaynaşıp aile olmuşlar ki... Ama beni de kucaklayarak aralarına kabul ettiler. Hepsi de beni çok seviyormuş. Makyözümüzden yönetmenimize herkes çok güzel karşıladı. Bunda yapımcılarımın da çok katkısı var. Memnunum aralarına katılmış olmaktan.
TİYATRO VE DİZİ BİR ARADA GİDECEK
◊ Önceden izliyor muydunuz “Üç Kız Kardeş”i?
- Sürekli takip etmek zor çünkü ben tiyatro yapıyorum. “Kibarlık Budalası” adlı oyunu oynuyoruz Tiyatro Kedi ile. Tiyatro ile dizi bir arada gidecek. Ama evde olduğum zamanlar bakıyordum. Hikayeyi, konusunu gayet iyi biliyorum.
◊ Dizide aslında kendi geçmişinize bir gönderme de var. Gerçek hayatta güzellik kraliçesi seçilmiştiniz, dizide de Türkiye güzeli seçiliyorsunuz. Bu size ne hissettirdi?
- 1970’lerde güzellik kraliçesi seçilmiş Müjgan da benim gibi... Herhalde orada bir esinlenme oldu diye düşünüyorum senaristlerimiz açısından. Güzel ama tabii o ön plana çıkmayacak o olay dizide.
◊ Geçmişe gidersek, güzellik kraliçesi seçildiğiniz yıllardaki Aydan Şener’e bir öğüt verecek olsanız bu ne olurdu?
- Bir kere hiçbir şeye üzülmemesini tavsiye ederdim. Her şeyin bu hayatta gelip geçici olduğunu, hiçbir şey için kendisini yıpratmaması ve kendi değerini bilmesi gerektiğini söylerdim.Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Her şey için çok fazla üzülme çünkü her şey bu dünyada geçici. İleride bu üzüldüklerine gülüp geçeceksin. Bunlar zamanla anlaşılan şeyler. Gerçekten tecrübe ile insan olumlu yönde çok değişebiliyor.
YAŞIMDAN GENÇ GÖSTERME DERDİM YOK
◊ Yıllar geçse de değişmeyen güzelliğinizi neye borçlusunuz?
- Tabii ki zaman diye bir gerçek var, değişiyoruz. Ama kendime iyi baktığımı söyleyebilirim. Onu da bütün gün güzellik salonlarına, estetik merkezlerine giderek değil de günde 8 saat uyuyarak, beslenmeme çok dikkat ederek yapıyorum. Genetiğin de tabii ki etkisi var. Ama “yaşımdan genç göstereyim” diye bir derdim yok. Yaş benim için sadece bir sayı. Ne hissettiğim çok önemli. O çocuksu yanımı hiçbir zaman kaybetmedim. Nahif, coşkulu, bazen saf, bazen çılgın yanlarımı da kaybetmedim.
ÇOCUKLUK AŞKIM TARIK AKAN’DI
◊ Çoğu kişinin çocukluk aşkısınız. Peki sizin çocukluk aşkınız kimdi?
- Tarık Akan’dı. Ona sevgimi herkes bilir. Fakat çalışmak nasip olmadı. Çok isterdim fakat çok erken yaşta aramızdan ayrıldı. O benim için her zaman yeri ayrı bir aktördür.
◊ Dışarı karşı duvarlarınız var mıdır?
- Çok sosyal biri değilim. Girdiğim ortama hemen kaynaşamıyorum. Daha çok karşıdan bekleyen yapım var. O durum da biraz mesafeliymişim gibi bir algı yaratıyor. Hiçbir yere tek başıma giremem, bakışlardan utanırım. Bir de çok kendi dünyamda yaşarım.
KIZIMI EKRANDA GÖRÜNCE HEYECANLANIYORUM
◊ Günümüzde Yeşilçam ruhunu özlüyor musunuz?
- O ruh bizlerle beraber bitti. Şimdi sektör her bakımdan çok daha farklı. İyi yanları da var. Mesela teknik açıdan çok daha iyi yerlerde. Ben Yeşilçam ruhunu “Üç Kız Kardeş” setinde buldum. Gerçekten çok sıcak bir ekip.
◊ Kızınız da oyunculuk yapıyor. Onu ekranda gördüğünüzde ne hissediyorsunuz?
- Heyecanlanıyor insan çok. Kendim için o kadar heyecanlanmam ama onu seyrederken çok heyecanlanıyorum. Şimdi bir de mimarlık okuyacak.
◊ Bu diziden sonra artık sizi ekranlarda daha sık görebilecek miyiz?
- Artık dizilere ağırlık verebilirim ama her ne olursa olsun tiyatro hayatımda hep olur.