10 yıldır Amerika Miami’de yaşıyorsunuz. Nasıl bir hayatınız var? Kızım Anjelik’le sabah okula gidiyorum. Onun okulu, onun hayatı... Her şeyimi ona göre yaşıyorum. Belki lisede, üniversitede çocuğu biraz yalnız bırakmak lazım. Ama kendi işimi bıraktım, onu bırakmadım. Kötü arkadaşlar edinebilirdi. Allah korusun, çok korkuyorum! Neden bu kadar korku? Sizin çocukluğunuz nasıl geçti ki? Ah o yıllar... Unuttuğumuz anılar. Çok güzel, babaya aşık bir kız çocuğuydum. 11 yaşımdan sonra kader ağlarını ördü. Babam bir kadın yüzünden bizi terk etti. Sonra onu bir daha hiç göremedim. Hiç mi? Hiç! İki sene önce bir arkadaşı aracılığıyla haber gönderdim, görüşmek istedim. Arkadaşına bile, “Askerlik arkadaşım olmasan kalbini kırardım. O bizim adımızı lekeledi. Asla affetmem” demiş. Sanatçı olmamı istemiyordu babam. Oysa ben zaten babama inat sanatçı olmuştum. O bizi tek edip gitti diye.Pişman mısınız? Büyük yaralar açtı içimde hayat. Babamın bizi terk etmesinin travmasını hiçbir zaman atlatamadım. Hayata ağır bir dramla başladım. Bu durum erkeklere bakışımı da etkiledi. Evliliklerimde güvensizlikler, sadakatsizlikler, her şey ardı ardına geldi. Şimdi bakınca görüyorum ki aslında hayatım koca bir dramdı...