Adriana Lima: ''Türkiye’ye bayılıyorum''

Brezilyanın moda endüstrisine armağan ettiği en ünlü isimlerden. Victorias Secretın efsanevi meleği çocuk da yaptı, kariyer de... İki çocuk annesi olmasına rağmen 19 yıldır zirvede. Peki, Adriana Lima için sırada ne var? Ünlü model Hürriyetten Adlı Barışa konuştu. İşte o röportajAnkara saldırısından sonra Instagramdan yaptığınız teröre lanet okuyan paylaşım herkesi duygulandırdı. Bunun dışında Türkiyeyi de birçok kez ziyaret ettiniz, sizi ülkemize bağlayan ne?-Her şey! Sebebi ise basit: Ülkenize bayılıyorum. Yemeğinden kültürüne, tarihçesinden mimarisine her şeye bayılıyorum. Bu durumda kayıtsız kalmam da mümkün değil.Kariyerinizde 19 yılı geride bıraktınız. Başladığınız dönemdeki isimlerle podyumda yeni parlayan isimlerin geçmiş öyküsü bir hayli farklı. Eskiden melekler Brezilya ya da Doğu Avrupadan gelen yoksul ve güzel kızlar olurdu. Şimdi Kendall Jenner ve Gigi Hadid gibi milyoner reality-show yıldızları gündemde... Endüstrinin değiştiğini düşünüyor musunuz?-Kesinlikle... Bence sosyal medyanın patlaması bu işin rengini çok değiştirdi. Ama iyi anlamda... Modellerin de artık bir sesi var, sizden sadece güzel bir yüz olmanız beklenmiyor. Sosyal medyadan ne olduğunuzu, zevklerinizi, tarzınızı, arkadaşlarınızı, günlük yaşamınızı paylaşabiliyorsunuz. Ve insanlar sizin nasıl bir karakteriniz, ruhunuz olduğunu anlıyor. Sesinizi çok daha büyük bir kitleye duyurabiliyorsunuz. Henüz çocuk yaşta, 16nızda Brezilyadan kalkıp New Yorka geldiniz ve tüm dünyanın tanıdığı bir top model oldunuz. Geriye bakınca, en çok zorlandığınız dönem nedir?-Biraz klişe olacak ama annelik her şeyi değiştirdi. Önceleri süreli seyahat etme fikri beni rahatsız etmiyordu, şimdi evden çıkmak, onları bırakmak zor geliyor. İşimin saç-makyaj bölümü oldukça uzun sürüyor, genelde bu zamanı çocuklarla FaceTime yapmak için değerlendiriyorum. Böylelikle her şey daha kolaylaşıyor benim için. Ama günün sonunda, yine zor tabii kızlarım olmadan zaman geçirmek...Modelliğin kısa süreli bir meslek olduğu, bir son kullanma tarihi olduğu söylenir. Ama son dönemde Naomi Campbell ve Kate Moss gibi 40larındaki isimler kariyerlerine hiç ara vermeden devam etti. Sizin planınız ne? -İşimiz tamamen görüntüyle ilgili: Genç kalmayı başarmış, güzelliğinizi korumuşsanız değeriniz o kadar düşmüyor. Ama günün sonunda hepimiz yaş alıyor, olgunlaşıyoruz. Önemli olan, bunu iyi bir şekilde yapabilmek. Ben de kaliteli bir şekilde yaş aldığımı düşünüyorum, 65ime kadar podyumlarda olacağım! Gelecek planlarınız arasında emekli olmak yok demek ki... Bu iyi haber. Bunun dışında neler yapmayı düşünüyorsunuz?-Tamamen çocuklarıma ve kariyerime odaklanmış durumdayım. Onun dışında belki bir spor salonu açarım. Oyunculuğa da sıcak bakıyorum.Çantanızda şu an ne var?-Ivır-kıvırdan bol bir şey yok. Bu da çok doğal, çünkü iki çocuk annesiyim. Eminim anneler neden bahsettiğimi çok iyi anlarlar. Anahtar, acıkmaları halinde vermem için birkaç küçük atıştırmalık, bana yaptıkları bilezikler... Bunun dışında makyaj çantam, kalemler, ajandam, güneş gözlüklerim... Miami güneşi altında olduğum için özellikle güneş gözlüğüne ihtiyaç duyuyorum. Sabah çocukları okula bırakmak zorunda olduğum için çok erken kalkıyorum, güne erken başladığım için de uzun saatler dışarıdayım. Dekolteyle aranız nasıl peki? Dolabınızı açsak, neler buluruz? -Bacaklarımı vurgulayacak mini elbiseler ve yüksek topuklu stilettolar. Aksesuvara da bayılırım, bir sürü yüzüğüm ve bileziğim var. Ama tabii tüm bunlar daha geceye yönelik şeyler, günlük stilimde cool tişörtler ve jeanler fazlasıyla yeterli geliyor. İddialı bir güneş gözlüğü koleksiyonum olduğunu da eklemeliyim. Türk kadınının stilini nasıl değerlendiriyorsunuz peki?-Türk kadınlarının stilleri bence enfes: Elegan ve şık. Birincisi, çok modernler. Stil sahibiler, modayı yakından takip ediyorlar. Ama aynı zamanda geleneklere, kültürlerine de son derece bağlı oldukları belli. Geleneksel ve modernin karışımı gibi. Böyle bir fiziğe sahip olmak için günde kaç saat çalışmak gerek? Olay genetik mirasta mı yoksa sporda mı bitiyor?-Tabii ki her gün spor yapmak zorundayım, durduk yere böyle görünmüyorum. Ama bu sorunun cevabı da tabii ki nerede olduğumla alakalı... Özel bir spor hocam var, yıllardır birlikte boks yapıyoruz. Boks yapmadan yaşadığımı düşünemiyorum doğrusu. Stres atmak için birebir, zinde kalmamı ve kafamın da daha rahat olmasını sağlıyor. Bir taş, kaç kuş siz hesaplayın. Bir spor dalı bu kadar faydalı olabilir mi? Ama tabii bu tercih kişiden kişiye değişir. Benim tavsiyem: Herkes kafasına uygun bir spor dalı bulsun ve mutlaka onu düzenli olarak yapsın. Olay sadece güzellikle ilgili de değil: Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur; hem ruhunuz hem bedeniniz için gerekli. Spor yapmak dışında, kadınlara verebileceğiniz en iyi tavsiye ne?-Kendiniz olun. Başkalarının hakkınızda ne düşündüğü önemli değil. Beğenilmek için değişmeniz de gerekmiyor. Eğer kusurlarınız varsa bunları farklılık olarak kabul edin ve bu yüzden kendinize eziyet etmeyi bırakın. İnsanlar bazen çok acımasız ve kırıcı olabilir ama kendinize güveniniz tam ise bundan o kadar da etkilenmezsiniz. Tarzınızı en çok anlatan ürünü sorsam?-Kesinlikle gözlük. Kaç tane var bilmiyorum bile, 30dan fazladır sanırım. Ama her tarza göre çerçevem var, renk renk, bir sürü farklı model. Beyaz tişört, Jean, parmak arası terlik, kırmızı ruj ve büyük çerçeveli gözlükler! Kendimi seksi hissederim bu kombinle... Olay sadece seksapelde de bitmiyor. Vermek istediğim mesaja göre gözlük seçiyorum. Ciddi görünmek istediğim zaman, mesela bir toplantım varsa, iş bağlayacaksam okuma gözlüğü takarım. Moduma göre değişiyor anlayacağınız...Bu durumda bir gözlük markasının yüzü olmak mantıklı olmuş?-Kesinlikle. Eğer ilham perisi olmam gerekiyorsa en azından sevdiğim bir markayla işbirliği yapayım dedim. Çeşitlerini ve stilini sevdiğim, kullandığım, tarzımın benzerlik gösterdiği bir marka olması şarttı. Bu yüzden Vogue Eyewear ile çalışıyorum.