Acun Ilıcalı, hayattaki en büyük pişmanlığını anlattı

Acun Ilıcalı, Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalında canlı yayın konuğu oldu. Ilıcalı, merak edilen sorulara samimi yanıtlar verdi.- Benim 4 kızım var. Bir tanesi burada, üç tanesi Türkiye'de. Ama Melisa'yla baş başa kalıp vakit geçirmenin keyfi tabi ki başka.Zaman bizim için çok değerli ve o zamanı bir türlü bulamıyorduk. Üç aydır neredeyse Melisa'yla beraberim. İyi anlaştık. - Zor bir süreç bir annenin kızından uzakta kalması zor bir süreç. Burada Şeyma çok anlayışlı da davrandı. Beraber aldığımız bir karar bu. Sonuçta Melisa burada karantina olmadığı için daha mutlu olacaktı. Bizim önceliğimiz her zaman için çocuğumuz. Bütün evlatların olağanüstü değeri var. Melisa da yaşı daha küçük olduğu için böyle daha bir özen istiyor. - Bu konuda sana şunu da söyleyeyim. Melisa'nın şu anda gördüğüm enerjisini, neşesini açıkçası Şeyma'dan aldığını düşünüyorum. Şeyma'nın da çok iyi bir anne olduğunu düşünüyorum. Çocuğuna böyle çok bağlı, tutkulu olduğunu düşünüyorum. Burada bile günde üç saat zaman zaman facetime'da bağlanıyor. Yani biz ayrılmış olabiliriz ama burada mühim olan o çocuğun geleceği ve mutluluğu. İkimiz de bu özeni gösteriyoruz.Şeyma'ya da söyledim zaten hakkını hiç yemem. Melisa'ya olan ilgisi, verdiği enerji Melisa'nın üzerinde önemli bir etki yarattı. Bence mutlu bir evlat yetiştiriyoruz. İkimizin de bu konuda çabası büyük. - O konuda mesela; yukarıda odası var Melisa'nın, beraber oturuyorlar gibi orada. O açıdan da mutluyum yani.Bu teknoloji bizim zamanımızda olmadığı için mesela Pakistan'a gitmişti annem. 25 gün kaldı Cüneyt. 25 günün 25 gününü de hatırlıyorum. Yaşım 10.O 25 gün bana eziyet gibi geçmişti. O hasretin bizim dönemimizdeki travmasıyla şimdi aynı değil aslında. Çocuklar çok şanslı, yeri geliyor her dakika görebileceği için o bağlantının verdiği moral başka oluyor.Bizim zamanımızda telefonda sesini duymak bir olaydı ya. Baktığın zaman şimdi ki çocuklar çok şanslı. - İleride bir yerde yangın çıktı, bizimle alakası yok. Ben aslında teknik bir hata yaptım orada. Şimdi o sıra oyundayız. Oyunda bir baktım karşımızdaki alan yanıyor. İlginç diye videosunu çektim. Gerek yoktu, durduk yere 'abi bir şey yok' diyoruz herkese. - Survivor'a bu yıl başvuru sayısı 200 bin civarında. Eğer biz yeteri kadar tanıtım yaparsak başvuru 500-600 bin olur.- Yarışmacıları seçmek inanılmaz zor oluyor. Casting'de 40-50 arkadaşımız var. 3 ay boyunca çalışıyorlar. 8 elemeden sonra Survivor'a gelebiliyorsun, benimle beraber 9-10'u bulabiliyor. - Adada 500 kişi varız. Geçen haftaya kadar Romanya ve Macaristan'a çekin yapıyorduk. 1 ay öncesine kadar Amerika'ya çekim yapıyorduk. Kişi sayımız 800-900'e dayandı. Şöyle baktığın zaman bu alanların tamamı birer prodüksiyon. evlerin yüzde 80'inde bizim ekip var. İstanbul'da da 300-400 kişilik montaj ekibimiz var. - Bulunduğumuz yere özel bir güvenlikle girildiği için burada korona tehlikesi yok. girme ve çıkmayı durdurduk. Dominikte'de korona yok. Buna rağmen biz güvenlik önlemleri aldık. Türkiye'den gelenleri karantinada tuttuk. Çekim alanlarımızın yüzde 50'sini kaybettik. Deniz kullanamıyoruz. Denizin kenarındaki oyun alanlarını kullanamıyoruz. Nehir kıyısında olmak zorundalar. 6 parkur oyun dışı kaldı. Çok zor şartlarda çalışıyoruz aslında. - O Ses Türkiye'yi yine yapacağız. Biz olan şartlar neyse ona göre hareket ediyoruz. Seyirci gerekmiyorsa, seyircisiz yapacağız. O Ses'in çekimleri eylülde olacak. Şuan ciddi bir vakit var. O dönem ne gösterir bilmiyorum. Seyircisiz yapabiliriz, seyircileri barkovizyona verebiliriz... Bir şekilde bunların çözümünü bulacağımızı düşünüyorum. Hiç yapmamamız gerekiyorsa da yapmayız... Şartlar ne gösterirse... - Jüride bir değişiklik yapacağız. Ama ne yapacağımız konusunda kesin bir kararımız yok. 10 yıldır yapıyoruz bu değişiklikleri, seyircilerimiz de bu değişikliği seviyorlar. Başka sanatçılar geliyor. Yoksa ben 4 jürime de aşığım şuanda. Benim 4 jürim inanılmaz değerli, onlarla vakit geçirmek çok büyük bir zevk oluyor ama seyircinin bu konuda bir beklentisi oluyor. Baktığın zaman seyirciyi mutlu etmek için bir program yapıyorsak, bunları yapmak zorundayız. - Seyircileri bizim müşterimiz gibi düşün. Onların taleplerini, yorumlarını her zaman takip ediyorum. Taner Tolga Tarlacı ile ilgili şunu söyleyebilirim, benim hakkımdaki ileri geri konuşmaları, kullandığı cümleler ve ifadeler bir daha bir araya gelmemize kesin olarak engel. yolu açık olsun, hayatta başarılar diliyorum. Konuşma şekli, üslubu bize uygun değil. Müsaade edelim de istediğimle çalışayım... - Tv8'i aldığım için inanılmaz mutluyum. Anlatamayacağım kadar... Allah bana o günleri göstermiş ki, TV8'i 5-6 yıl önce aldım herhalde. Kanalı alacağım zaman Show Tv'den 80-90 milyon alacağım vardı. 7-8 yıl hep birinci olduk. İyi kazandık ve bir birikimimiz oldu. Ben bütün bu birikimi, bankadan da kredi alarak gittim Tv8'e yatırdım. Bunu yapmak için akıl hastası olman lazım. Bende de var biraz delilik. Bakkal açarsan ne riske girsin diye düşün, bir de hipermarket açarsan ne riske girersin diye düşün... İş tutmadığı zaman, hayata doğru geçmezse zararın yatırdığınla bitmiyor çarpı 3, çarpı 4 düşün. Biz 4. ayımızda 1. kanal olduk. Seyircimiz sağ olsun bizi bırakmadı. - Oynama alanım var artık. Bütün hayallerimi gerçekleştirebiliyorum, ne istersem yapabiliyorum. Biz şimdi yurt dışında kanallarla çalışıyoruz ya, derdini anlatacağın bir adam var devamlı. Adama gidip proje söylüyorsun, adam diyor 'o günüm dolu, bugünüm dolu...' Burada öyle bir şey yok. Düşünsene kanal benim! Oturuyoruz, hangi güne ne koyalım karar veriyoruz. Bunun verdiği huzuru, mutluluğu ben sana tarif edemem. - Kronik mutsuzlar bize zaman zaman sövüyorlar, bunlar hayatın içinde olan şeyler. Ailem, çocuklarım, namus ve dürüstlük dışındaki tüm suçlamaları anlayışla karşılıyorum. Herkes beni sevmeyebilir. Ben çok dibe vurmuş bir insanım, o dönemlerde etrafımdaki iyilere bakıp hasetlenmiş bir insan değilim. Bizi sevmeyebilir, projeyi sevmeyebilir başım gözüm üstüne... - Reklam piyasası ciddi derecede düştü. Korona sebebiyle çok daha büyük kitlelerle buluştuk, doğru. Fakat maddi olarak reklam pastasının küçülmesinden dolayı 'bu dönemde inanılmaz şeyler kazanıyoruz' diyemem. Hayatımız boyunca kendimiz ürettiğimiz için, onun avantajını yaşıyoruz. TV8'in yüzde 85-90'ı iç prodüksiyon. Normal şartlarda bir kara meyilli bir şirketiz. - Türkiye Survivor için mevsim olarak uygun değil. Bizde yaz dönemi televizyonun ölü sezonu. En çok izlendiği dönem kış. Sel kıyamet varken Survivor çekemezsin. İnsanlar yazıyor zaten 'asıl Survivor burada' diye. - Ben adım adım bir yere geldim. Acun Firarda ile başlayan bir yolculuk önce gençlerle buluştum. Var mısın yok musun ile ailelerle buluştum. Yetenek Sizsiniz ile bütün Türkiye ile buluştum.Benim hayata bakış açım, maddiyatın insanlar arasında statü farkı oluşturmadığı. Seyredenler demek ki bunu hisseiyor. Birinde para var, birinde yok. Biri birinden üstün olamaz! Bazı zamanlarda maddi gücümden dolayı utandığım olmuştur. Çok başarılı insanların maddi güç olarak istenilen yerde olmaması, yıllarca tıp okumuş beyin cerrahı kardeşimiz ailesini zor geçindiriyorsa bu benim için baskı yaratıyor. Benim yaptığım için dünyadaki getirisi çok yüksek. Sen kendini sevdirip, bir programı 10 milyon izletebiliyorsan bundan ciddi bir getiri elde edebiliyorsun. Benden çok daha fazla çalışıp, çok daha hayırlı iş yapanların maddi güçlerinde sıkıntı olduğu zaman ben bu konudan rahatsızlık duyuyorum. - Hayatımdaki en büyük pişmanlığım, ailem Bodrum'a giderken trafik kazası geçirdi. O gün arabayı ben kullanmak isterdim. İki araba gidiyorduk, babam kendi arabasıyla yola çıktı. Normalde arabayı hep ben kullanırdım, onları önden yollamak en büyük pişmanlığımdır. Keşke, o arabayı ben kullansaydım.