Oya Küçümen: O zamanlar atari bilgisayarı kullanıyorduk. Bir de Eminönü’nden hesaplı bir klavye almıştık, çalışmak için.Bora Ebeoğlu: Oya, koreograf Sait Sökmen ile dans çalışıyordu. Okuldan onu almaya giderken, otobüste Oya’yı düşünerek “Tasvir-i Şikayet” şarkısını yaptım. Bu şarkıyı Kuşadası Altın Güvercin şarkı yarışmasında seslendirip Çiğdem Talu ödülünü kapmıştık.◊ Sıra sıra dillere dolanan şarkılara imza atarken, bir müzisyen olarak siz neler hissediyordunuz?Bora Ebeoğlu: “Seni Bana Yazmışlar” albümünü yaparken, tek bir odada yalnızdık. Sadece müziğin sihrine kapılmıştık. “Bu şarkılar tutar mı, satar mı” diye hiç mi hiç düşünmedik. Gürol Ağırbaş ve Aykut Gürel düzenlemeleri ile albümü Şahin Özer’e teslim ettik.Ne zaman çıkacağını bilmiyorduk bile. Bir gün rafta albümü görünce çok şaşırdık. “Aaa, albüm çıkmış” dedik.Oya Küçümen (55) ve Bora Ebeoğlu (59), ilk albümlerini 1987 yılında çıkardı. 1997 yılında “Aşk, İhanet, Vs.” albümü sonrası pop türünde müzik üretmeyi bıraktılar. Son olarak 2014’te arşiv niteliğindeki “Aşk Güzel Şeydir/ Adı Aşk Olsun”da film ve dizi müziklerini bir arada sundular.◊ 90’larda nasıl bir müzik kolektifi vardı? Sizi besleyen fikirler nasıl çıkardı?Oya Küçümen: En önemli motivasyon kaynağımız şarkıcı ve besteci arkadaşlarımızla, aynı otobüslerde, aynı uçaklarda, festivallere ve yarışmalara gitmekti. Birlikte geçirdiğimiz zamanlarda hayatı ve müziği, deneyimlerimizi paylaşmaktı. Sohbetler bize çok şey katıyordu. Garo Mafyan, Turhan Yükseler, Melih Kibar, Atilla Özdemiroğlu, Mehmet Duru, Uğur Başar, Selçuk Başar gibi çok değerli müzik insanlarıyla çalışma şansımız oldu. Aynı festival otobüslerinde Magazin muhabiri arkadaşlarımız da bizimle yolculuk ediyordu. Aysel Gürel’in şakalarını hep birlikte söylüyorduk.Bora Ebeoğlu: Mesela aklıma geliyor şimdi, Atilla Özdemiroğlu ile bir reklam jingle’ı yapmak için sabah 10’da bütün vokalistlerle buluşuyorduk. Atilla Abi, seslerimize bakıyor, bestesini şekillendiriyor, bize göre değiştiriyor, saatler geçiyor, yemekler yeniyor, bıkmadan usanmadan zevkle gece yarılarına kadar çalışıyorduk. Bugün böyle bir kayıt seansını hayal bile edemiyorum.