hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    90’lar özgünlük, samimiyet yenilik demek

    90’lar özgünlük, samimiyet yenilik demek
    expand
    KAYNAKHürriyet

    Radyolarda 90’lar, playlist’lerde 90’lar, sahnelerde 90’lar. Hayatımızın en güzel anlarında, anılarında 90’lar. Aile gibi, en yakın arkadaş gibi... Metin Özülkü ve Hakan Eren, sahnelerde fırtına gibi esen Şimdi 90’lar projesinin mimarları. Her birini çok sevdiğim Metin Özülkü, Hakan Eren, Jale, Reyhan Karaca ve Sibel Alaş’la Şimdi 90’ların sırrını konuşmak üzere buluştuk. Laf lafı açtı ve hep birlikte müzik tarihinde şahane bir yolculuğa çıktık. Eşlik etmek isterseniz, buyurun. Ömür GEDİK'in röportajı... (Fotoğraflar: Emre YUNUSOĞLU)

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    - 90’lar fırtınası tüm hızıyla, hatta daha artarak devam ediyor. Bu proje nasıl doğdu?

    - Metin Özülkü: Uzun zamandır Hakan Eren’le aklımızda böyle bir düşünce vardı. Daha önce Gazino Show projesini yapmıştık. Sonra da sevdiğimiz arkadaşlarımızla bu projede buluştuk, bunun talebini de görüyorduk sektörde.

    · 90’ları özel kılan şeyler neler?

    - Metin Özülkü: 90’lı yıllarda yapılan şarkılar bugün hâlâ çok ilgi görüyor, gençler tarafından da çok beğeniliyor. Anneler çocuklarına öğretiyor. Derken bunun bir ihtiyaç olduğu fikri hasıl oldu. Farklı gruplar playback denemelerini yapmıştı. Biz ise canlı program yapmayı tercih ettik.

    PLAYBACK DEĞİL CANLI CANLI

    - Neden canlıda ısrarcı oldunuz?

    - Metin Özülkü: Hakan’la iyi bir orkestra eşliğinde şarkıların canlı icra edilmesinin daha önemli olduğunu düşündük. İzleyiciyle o duygu alışverişi daha sağlam oluyordu bu şekilde. Sevdiğimiz arkadaşlarımızla festival tarzı programlar yaptık önce. Büyük ilgi görünce mekânlarda da çalıp söylemeye başladık.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    90’LAR EN YOĞUN DÖNEMİNİ YAŞIYOR

    - Konserlerinize ilgi çok büyük...

    - Metin Özülkü: Şu an popüler olan arkadaşlarımızdan hiç aşağı kalmayan, hatta bazen onların üstüne çıkan kalabalık kitlelerle buluşmaya başladık. Bizler için en büyük haz, oradaki bin kişinin, 2 bin kişinin hep beraber bizimle şarkılarımızı söylüyor olması. Dahası konser talepleri de artarak devam ediyor. En yoğun dönemimizi yaşıyoruz. Ve çok mutluyuz.

    - Şimdi 90’ların fikir babalarından biri Dr. Hakan Eren. Sen neler söyleyeceksin?

    - Hakan Eren: Metin Özülkü’yle yollarımız Gazino Show’da kesişti. Ben o zaman ağırlıklı olarak 70’ler, 80’ler yapıyordum. İnsanlar “Issız Adam”ın patlamasıyla 70’lerden gelen “Anlamazdın”ı ve o dönem şarkılarını istiyordu. Üzerinden 15 sene geçti. DJ’lik yaparken artık 90’lar çalmaya başladım. Anladım ki, kitlenin de yaşı değişmeye başladıkça iş biraz daha 90’lara gidiyor. Metin’le bu projeyi yapmaya karar verdik.

    90’LAR TUTACAK DEDİĞİMDE GÜLÜYORLARDI

    - İleride 2000’ler olacak mı sence?

    - Hakan Eren: Kesinlikle olacak.

    - Metin Özülkü: Ben Hakan’a bu konuda katılmıyorum. Bence 2000’ler, bir 90’lar kadar olmayacak. 80’ler de 90’lar kadar olmamıştı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    - Hakan’a sorayım, 90’ların ardından 2000’lerin geleceğine olan inancının arkasında ne var?

    - Hakan Eren: Şimdiki çocuklar Demet Akalın, Gülşen, Sefo, Murda, Hadise ile büyüyor. 70’ler yaptığım zaman ben 90’ların böyle olacağını söylediğim zaman gülüyorlardı bana...

    - Metin Özülkü: Ama şöyle bir şey var, ben 60’ları da gördüm, 70’leri de, 80’leri, 90’ları, 2000’leri de... 90’larda farklı bir çığır açıldı. Sadece müzik değil, sosyolojik yapı olarak da Türkiye çok farklı yerlere evrildi. Türkiye’nin yeni açılımlarının olduğu yıllar. İlk özel televizyonların kurulması, klip döneminin başlaması, radyoların bir anda çığ gibi büyümesi o dönemin bütün şarkılarını ve şarkıcılarını başka bir yere koydu.

    - Sibel Alaş: Ben de Hakan’a katılmıyorum 2000’ler konusunda. O şarkılar 30 sene sonraya taşınmayacak. Çünkü isterse 300 milyon kişi tıklamış olsun, aslında çok yerel şarkılar onlar. Mesela ben 300 milyon dinlenmiş bir şarkıdan tamamen habersiz geçirebiliyorum hayatımı. O yüzden 30 sene sonraya kalacak bu kadar fazla şarkı bulamayabilirsin Hakan Eren.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    - Hakan Eren: Çocuklar şimdi onları dinliyorlar. Çocuk 30 yaşına geldiği zaman onun nostaljisi o olacak.

    90’lar özgünlük, samimiyet yenilik demek

    80’LERDE ÖRTÜLÜ ARABESK YAPILDI

    - Sinemada olduğu gibi müzikte de dönemlerle birlikte trendler hep değişti. Ve sizler bunu en yakından yaşayan kişilersiniz aslında.

    - Hakan Eren: 80’lerde Türkiye’de arabesk yükselişe geçti. Pop müzik can çekişmeye başladı. Popçuların bazıları arabeske geçti. Bazıları örtülü arabesk yaptı. Arabeskin önlenemez yükselişine dur demenin zamanı 90’lardaki o patlamayla geliyor. Aslında onda da Metin’in parmağı var, çünkü “Hey Corç”lar, “Bir Efsane”ler ile ilk kıvılcımlar atılıyor. Ondan sonra “Abone” ile, “Yaz Yaz” ile birlikte bir patlama oluşuyor arabeskin önünü kesmek için.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    - Metin Özülkü: Müzisyenler de daha farklı o dönemde. Mesela Sezen Aksu. Yüzlerce şarkı ve bu yüzlerce şarkının birçoğu hit. Bir Kayahan derinliğinde, daha sonra Onno Tunç derinliğinde, Attila Özdemiroğlu derinliğinde insanların yetişme şansı kalmadı hiç.

    HER ŞEY ÇABUK TÜKETİLİYOR BEN ARTIK ÜRETMEK İSTEMİYORUM

    - Neden peki?

    - Metin Özülkü: Teknolojinin bu kadar hızlanması, her şeyin çabuk tüketilmesi nedeniyle. Her şey fast food, herkes uygulamalar üzerinden bir şeyler söylüyor. Dolayısıyla çocukların bu şarkıları hazmedebilecek hali olmuyor. Mesela ben artık üretmek istemiyorum. Kayahan da yaşasaydı eskisi kadar üretemeyecekti. Sezen Aksu üretmiyor, bıraktı. Ara ara yapıyor.

    - Zaten yakında yapay zekâya şarkı yaptıracağız. Hatta yaptıranlar var bile...

    - Metin Özülkü: Yaptıracağız ve biz gereken ilgiyi görmüyoruz. 90’larda mesela ben 500 tane şarkı yapmışım, 90’lar dışında 100 tane. Aralarında çok yetenekli olan gençler var ama bir süre sonra yok olabilirler.

    - Reyhan Karaca: Ben bir müzisyen olarak 2000’lerde çıkan şarkıcıların seslerini ayırt edemiyorum. O kadar bilgisayar teknolojisine girdi ki iş, herkesin sesi birbirine benzer oldu.

    BEN HÂL “ÜZGÜNÜM”ÜN EKMEĞİNİ YİYORUM

    - Biraz eskilere gidelim. 90’lı yıllarda stüdyo kayıtları nasıl oluyordu?

    - Jale: Kendimden örnek vereyim, Garo Abi (Garo Mafyan) ile çalışmam şöyle olmuştu; birlikte yaptık bütün okumaları. Önce 5 şarkı, öbür gün 5 şarkı. Eğer ki teknik bir sorun yoksa, detone olmamışsam ikinci bir okuma şansım olmazdı. Garo Abi’nin önünde hâlâ saygı duruşunda duruyorum. Halihazırda Metin’le yaptığımız şarkılarda onun bana “Bu doğru, bu böyle olmalı” dediği şey benim için doğrudur.

    - Metin Özülkü: En son yaptığımız single’ı bir kerede okudu çıktı.

    - Jale: 90’ların sonunda radyo programı yaptığım için, kendi adıma radyolardan dolayı çok sevildiğimi düşünüyorum. Televizyonlarda müzik eğlence programlarının da bize çok katkısı olduğuna inanıyorum.

    - Metin Özülkü: Şimdi televizyonda görsel olarak bir-iki tane klip kanalı var. Onların da seyredilme oranını biliyoruz. Dolayısıyla sosyolojik yapı 90’ları farklı bir yere koydu, onun üstüne çıkılması çok zor.

    - Jale: O dönemin prodüktörlerinde “Şöyle bir genç var, ondan yürüyelim” kaygısı yoktu.

    - Reyhan Karaca: 90’larda şu vardı; Garo Mafyan furyası vardı. Onno Tunç furyası vardı. Sezen Aksu furyası vardı. Herkes onlara hücum edip onlardan şarkı alıyordu.

    - Jale: Ben şarkı anlamında söylüyorum. Bir şey tutuyorsa “O yolda yürümemiz lazım” deniyor şimdilerde. Ama ben hâlâ “Üzgünüm”ün ekmeğini yiyorum Ömürcüğüm. Çok gündeme gelen, çok ortalarda olan bir şarkıcı olmadım ama “Üzgünüm” hâlâ bana ekmek kazandırıyor. 6.5 dakika, demek ki dinleyebiliyorlar isteyince. Ama şimdi öyle bir kaygı var ki, biz bunu sahnede bile yapıyoruz, kesiyoruz kısaltıyoruz

    - Bu işin emekliliği var mı?

    - Ortak cevap: Yok!

    - Metin Özülkü: Ben ayakta olduğum sürece 90’larla ilgili sahnede olacağımı hayal ediyorum.

    - Hakan Eren: Sahne tozu yuttun mu sahneyi bırakamazsın. 70’ler hâlâ sahne yapıyor. Yok öyle bırakmak diye bir şey. Ayrıca 70’ler taş gibi şarkı okuyor. 2000’ler playback yapıyor.

    90’lar özgünlük, samimiyet yenilik demek

    MÜZİSYEN KALİTESİ YÜKSEKTİ

    - 90’ların mottosu nedir desem?

    - Sibel Alaş: 90’lar özgünlük zamanıydı. Bir şarkı başladığında kime ait olduğunu biliyorduk.

    - Jale: Samimi ve özgün olmak. Tutmuş bir şeyin peşinden gitmemek.

    - Reyhan Karaca: Ben müzisyen olmak olduğunu düşünüyorum. 90’larda herkes eğitimliydi. Müzisyen kalitesi yüksekti.

    - Metin Özülkü: Yeni-lenme ve yeniliklerin getirdiği heyecan.

    - Hakan Eren: Yenileşmenin başladığı zamanlardı. Sosyoekonomik şeyler sahnelere de
    yansıdı. Hayat o yıllarda daha ucuzdu, insanlar eğlenmeye çıkıyorlardı. Hepimiz her gece çalışıyorduk. 70’lerde İstanbul’da 30 tane gazino vardı. 90’larda İstanbul’da 100’den fazla kulüp tıka basa doluyordu.

    - Metin Özülkü: 70’lerde haftada 7 gün çalışıyorduk, 2 gün de matine suare yapardık. Çocuktum o zamanlar, 11-12 yaşlarındaydım.

    - Hakan Eren: Ne kadar çok sahne yaparsan o kadar kaliteli iş çıkıyor. Ama şimdi haftada 2 gün program yapılıyor. Oysa ne kadar çok canlı okursan o kadar gelişiyorsun, o kadar iyi oluyorsun, sahneye o kadar da hâkim oluyorsun.

    HASTALIK SONRASI BİR DAHA ŞARKI SÖYLEYEMEM SANIYORDUM

    -Bu ekip ortak bir şarkı yapar mı?

    - Metin Özülkü: Albüm serisi yapıyoruz ama yeni şarkı da yapmak lazım. O kadar çok çalışıyoruz ki, vakit kalmıyor.

    - Jale: Valla çok çalışıyoruz. Söz dinleyen bir grubuz. Sıralamada da “sen önden çıktın, ben sonradan çıktım” diye bir şey yok.

    - Sibel Alaş: Benim bu ekibe özel bir teşekkürüm var. 90’lar projesi olmadan önce çok büyük hastalıktan çıkmıştım ve bir daha hiçbir zaman sahneye çıkıp şarkı söyleyebileceğime inanmıyordum. Öyle bir sırtlandılar ki beni, ayağa kaldırdılar. İlk çıktığımda elim ayağım titriyordu, şimdi dans eder oldum.

    - Egolar, kıskançlıklar şarkıcılığın ve oyunculuğun özünde vardır. Sizde durumlar nasıl?

    - Sibel Alaş: Sadece kulis sorunu yaşıyoruz. Çünkü kulisler hep tek şarkıcıya göre ayarlanmış...

    - Metin Özülkü: Hepimizde ego var. Ama birbirimizi o kadar güzel idare ediyoruz ki, dostluğumuzun üzerine toz gelmiyor.

    - Sahnede yaşadığınız komik bir anı var mı?

    - Metin Özülkü: Ben çoğunlukla isimleri şaşırıyorum. Sonra çıkacak ismi önce anons ediyorum falan.

    - Jale: Beni unutmuştu!

    - Sibel Alaş: Reyhan’ın da düşme huyu var.

    - Reyhan Karaca: Vücudumun etrafına tekerlek takacaklar yakında! Bir de Hakan’dan şikâyetçiyiz.

    - Hakan Eren: Neden biliyor musun; ekibe “Sahnede haberlik bir şey yapın” diyorum çünkü...

    10 KİLO VERDİKTEN SONRA DİREKT AÇACAĞIM!

    - Sahne kıyafeti ne kadar önemli?

    - Jale: Grubun en yaşlısıyım. Ama en kuduruğuyum. Oramı buramı da açıyorum bir yere kadar. Ama botoks motoks yaptırmadığım için ekibin en buruşuk olanıyım. Hatta şey yazıyorlar; “Jale çok çökmüş”. Halbuki Jale’nin enerjisi tavan. Bunların ikisi (Reyhan Karaca ve Sibel Alaş) benim yanımda hanımefendi.

    - Reyhan Karaca: Ben bir 10 kilo verdikten sonra direkt açacağım!

    - Sibel Alaş: Gülşen gibi görünsem ben de giyerim o kıyafetleri. Popoma kadar etek giyiyorum, bacaklarım güzel diye. Kadının her yeri güzel, neden açmasın?

    - Reyhan Karaca: Yerine göre giyinmek önemli. Gece kulübünde çıplak çıplak şarkı söylemek abesle iştigal. Büyük konserlerde, açık havada şovunu yaparsın ama gece kulübünde belli bir yerde durmak lazım. Çünkü altta masalar var, yukarı bakıyorlar.

    DİJİTALLEŞME İLE KOLAY ULAŞILAN MÜZİK DEĞERSİZLEŞTİ

    - Dijitalleşme konusunda neler söyleyeceksiniz?

    - Metin Özülkü: Bir şeye kolay ulaşıyorsak, değeri kayboluyor. Dijitalleşmenin çok güzel özellikleri var. Her şeyi anında dinleyebiliyorsun. Ama bu sefer kıymetli olmuyor. Mesela 70’lerde, 80’lerde bir plak almak için neler çekerdik. Londra’da Pink Floyd’un plağını aldığımda inanılmaz büyük bir yatırım yapmışım gibi çok sevindim. Şimdi artık şu çıkmış, tak basıyorsun, dinliyorsun. İnsanın hoşuna gidiyor ama sahip olma durumuna erişemiyorsun, fazlalaşamıyorsun.

    - Sibel Alaş: Benim başka bir problemim var dijitalleşmeyle ilgili. Hepimiz kullanıyoruz Spotify, YouTube falan. Bir süre sonra ben ne dinliyorsam hep benzerlerini öneriyor. Yeni bir şey keşfetme ihtimalimi alıyor elimden.

    - Metin Özülkü: Bir de daha basit üretim. Hem müzikalite hem de görsel anlamda. Mesela 90’larda bir klip çekileceği zaman günlerce oturulup konuşulurdu. Şimdi öyle değil.

    - Pop bir gün ölecek mi?

    - Hakan Eren: Pop asla ölmez.

    - Hedef kitleniz kaç yaş?

    - Metin Özülkü: Bizim hedef kitlemiz 24 ila 60 yaş arası.

    - 18-24 yaş arasını yakalamak için sahnede ne yapıyorsunuz?

    - Metin Özülkü: Hiçbir şey yapmıyorum. 18’i yakalayayım derken birileri gibi 24 ve 60’ı kaybetmek istemiyorum. Biz 90’lar için oradayız. Onun için geliyorlar, farklı şeye gerek yok.

    - Jale: Ben de hiçbir şey yapmıyorum. Ben keyif alırsam dinleyen de keyif alır, eğlenir.

    - Hakan Eren: Sosyal medyalarımızdan konser görüntülerine bakınca şunu görüyorlar; herkes konserlerde çok eğleniyor. En önemlisi bu.

    EROL BÜYÜKBURÇ GENÇLERİ YAKALAMAK İSTERKEN ÇOK TOKAT YEDİ

    - Az önce “Birileri gibi hedef kitlesi derdinde olmadım” dedin, kimdi o birileri?

    - Metin Özülkü: Erol Büyükburç kirvemdi. Türkiye’nin en büyük ilk starı. Ben onun evinde büyüdüm. Türkiye’de ilk defa alafranga müzik yapan kişiydi. 45 yaşından sonra gençleri yakalamak adına acayip şeyler yapmaya başladı. Bunları yaparken de çok tokat yedi. Beklemediği reaksiyonlarla karşılaştı. Kendi içinde çöküş yaşadı. Bana dedi ki; “Sen algısı yüksek bir çocuksun, yaptığım doğruları da, yanlışları da gör”. O yüzden belki de pop şarkısı yapmıyorum. Jenerik ve Film müzikleri yapıyorum ama pop yapmaktan korkuyorum. Eski yaptıklarıma zarar gelsin istemiyorum.

    ESKİDEN MÜZİK VARDI, SÖZ VARDI ŞİMDİ TÜM ŞARKILAR RİTİM ÜZERİNE

    - 90’larda müziğe eklenen şeyler neler?

    - Metin Özülkü: 70’lerde yabancı şarkıların Türkçe söz yazılmış halleri vardı. 80’lerde arabesk geldi. Taverna ile karıştı. 90’larda makamsal çok sesli pop müzik oluştu. Sezen Aksu bunun öncülerindendir. Enstrüman anlamında stüdyolara bilgisayar eklendi. Dünya sound’una yaklaşma başladı. Analog bitti, dijital başladı.

    - Hakan Eren: 90’larda Garo Mafyan, Attila Özdemiroğlu, Metin Özülkü, Onno Tunç müziği var. Bunları ayırabiliyordun, söz var, melodi var. Şimdi şarkılar ritim üzerine ve hepsi aynı gibi.

    90’LARA DAMGA VURANLAR

    - 90’lardan ilk üç şarkınızı alayım...

    - Metin Özülkü: Levent Yüksel “Med Cezir”, İzel “Hasretim”, Kenan Doğulu “Yaparım Bilirsin”.

    - Jale: Sezen Aksu “Gülümse”, Yonca Evcimik “Abone” ve Reyhan Karaca “Sevdik Sevdalandık”.

    - Sibel Alaş: Gökhan Kırdar “Yerine Sevemem”, Sertab Erener “Yara”, Tarkan “Dön Bebeğim”.

    - Reyhan Karaca: Sezen Aksu “Hadi Bakalım”, Aşkın Nur Yengi “Sevgiliye”, Mustafa Sandal “Gidenlerden”.

    - Hakan Eren: Yıldız Tilbe “Delikanlım”, Sezen Aksu “Hadi Bakalım”, Tarkan “Şıkıdım”. Dünyaya açılan bir şarkı “Şıkıdım”.

    90’LARIN ŞARKICILARININ BİR KISMI CANLI SÖYLEYEMİYOR

    - Reyhan Karaca: Zannediliyor ki 90’lardan herkes canlı şarkı söyleyebiliyor. Ama bu gerçek değil. 90’lardan herkes canlı performans yapamıyor. O dönemde de canlı konserler veren seçilmiş 90’lar var. Metin Özülkü müzisyen olarak kimin canlı söyleyip kimin söyleyemeyeceğini tespit etti ve bizi bir araya getirdi, maharet onda.

    - Hakan Eren: Repertuvar seçimimiz de çok isabetli, program boyunca hit olmayan veya insanların bilmedikleri tek bir şarkı çalınmıyor. Program o yüzden hep eğlenceli. Hiçbir zaman tempo düşmüyor.

     

     

     

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow