Aşk… Çok mutluyum sette. Bir ara dört sene ara vermiştim dizi çekmeye ve uzaklaşmıştım setlerden. Uzaklaştıkça insan o mesleği ne kadar sevdiğini de unutuyor. Sete yeniden girdikten sonra, o eski Bensu’yu hatırlayınca, bu mesleği ne kadar sevdiğimi ve sette yaşamak istediğimi yeniden anladım. O yüzden oyunculuk benim için hayatımın bir parçası, olmazsa olmazım; umarım hayatım boyunca devam eder.
◊ Okul bitti mi?
Son senemdeyim. Yine dondurdum. Bitirmek istiyorum. Eşimin, üstünden çıkarmadığı beyaz tişört olurdum
◊ Nahif bir duruşun var. Romantik bir tip misin?
Öyle durduğumu söylüyorlar ama hiçöyle değilim. Doğum günlerini, sürprizleri sevmem, hatta Hakan’a hep “Bana doğum günü sürprizi falan yaparsan kavga ederiz” derim. O romantiktir, ben daha düzüm. Ama hayvanlar, birinin canının yanması gibi konularda duygusalımdır.
◊ Kaç dövmen var?
Beş.
◊ Hepsinin anlamı var mı?
Sol bileğimdeki ailemin başharfleri. Annemde, ablamda, bende var. Ve üstte de “Aile her şeydir” yazıyor. Bunu da Hakan ve kardeşim Bedirhan, üçümüz yaptırdık. Belimdeki bir Ganeşa dövmesi, Hinduların bereket tanrısı diye geçiyor.
◊ Bir mutluluk tablosu çizsen, orada neler olur?
Ailemle, kedim, köpeklerim.. Evimde iki kedi, iki köpek var. Annemlerin evinde beş kedi var. Bir köpeğimiz Hakan’ın annesinde. Bir de ablamın kedisi ve köpeği var, böyle çokuz yani.
◊ Yaparken yakalandığın ve en utandığın şey?
Karavanda hızlı hızlı Yemek yerken... ◊ Birini en iyi dostun yapan şey nedir? Samimiyeti.
◊ Eşinin odasında bir obje olsan ne olurdun?
Beyaz tişört. Üstünden çıkarmadığı için beyaz tişört olurdum. 30 yaş beni çok rahatlattı Bende geri vites yok... Hakan’ı parçam gibi hissediyorum
◊ Hakan Baş’la yedi yıldır berabersiniz, dört yıldır da evlisiniz…
Aşk hâlâ devam ediyor mu? Hakan artık ailemden biri gibi. Hakan’ı o kadar kendime yakın ve parçam gibi hissediyorum ki yedi yıl, sekiz yıl geçmiş farkında bile değilim. Sanki hep hayatımda varmış gibi. Onsuzluk bana garip geliyor. Onun dışında çok farklı biri olduğu için ona olan sevgim ve aşkım daha da artıyor.
◊ Farklı derken…
Çok özel bir insan olduğunu düşünüyorum, çok merhametli, iyi niyetli, iyi kalpli… Kendisini hiçbir zaman bozmayan, başkası üzülmesin diye kendi üzülen, kendinden veren biri. Bazen “İnsanlara karşı bu kadar iyi olmak zorunda değilsin” diyorum ama karakteri o. Bu kadar iyi olması da beni ona bağlıyor. Onun gibi birini hiç tanımadım.
◊ Geçen sene ‘ayrılıyorlar, ayrıldılar, ayrılacaklar’ gibi haberler çıktı.
Neydi işin aslı? Her ailede olan sorunlardı, geçti çok şükür.
◊ Ünlüsün, tanınıyorsun… Herkesin senin hakkında bu kadar fikir sahibi olması nasıl bir duygu?
Buna karşı hissizleştim. O kadar çok maruz kalıyoruz ki bu duruma, zaten bir şey diyecekler, hatta kötü bir şey diyecekler… Bir ara o kadar umudumu kaybetmiştim ki kimsenin empati kurma ihtimali yok gibi geliyordu. Kimse acaba bu Haber doğru mu diye bile sormuyordu. O dönem bir şey okuyor ve “Kesin böyle değildir” diyordum. Ben de paranoyaklaşmıştım bu konuda. Şimdi çok önemsemiyorum, hayatıma bakıyorum. 30’lu yaşların en sevdiğim yanı bu oldu, beni artık bu tür şeyler üzemiyor.