hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Tunceli'nin "Güneşle Gelenler"i

    Tuncelinin Güneşle Gelenleri
    expand

    Yönetmen Caner Canerik tarafından çekilen ve yaylacı çocuklarının yaşamlarını anlatan "Bertij" (Güneşle Gelenler) adlı belgesel film gösterime hazırlanıyor.

    1 Saat 46 Dakikalık belgesel film, Tunceli'nin Pülümür İlçesinde yer alan "Hel Dağı"nda 4 aylık bir süre içerisinde çekildi.

    Yaylacıların yaşadıkları sorun ve sıkıntılar, kültürel renkleri ve değişimleri küçük çocukların oyunlarıyla yansıtılıyor.

    Bertij belgeseli Türkçe ve Kürtçe çekildi. Adları Kürtçe olan çocukların, Kürtçe bilmediği, adları Türkçe olan çocukların ise Kürtçe konuşması gibi film sonrası fark edilen ilginç gerçekliği barındıran belgesel aynı zamanda İngilizce altyazılı olarak gösterilecek.

    En küçükleri olan 6 aylık olan Dilan ile 12 yaşındaki Özgür gibi 7 çocuğun yaşamları, en renkli kişilikleri oluşturan 2 yaşındaki Rozerin ile 2.6 yaşındaki Rojbin'in hayatları merkez alınarak anlatılıyor.

    Adeta hiç bir şeyin olmadığı mekanda, plastik poşetlerden bidon yapan, yaralı kuzuyu sağan yada ata binmek için dere tepe yuvarlanarak koşan, kendilerinden on kat büyük köpeğe tekme atmaktan çekinmeyen, kahvaltıda doymadığı çayı, çadır içerisinde kimse yokken  yeni baştan demlemeleri gibi onlarca küçük maceraya, çocukların yaratıcılıklarına Rozerin ile Rojbin merkezli olarak aktarılıyor.

    Büyüklerin yaşadıkları; polisin rüşvet istemesi, hayvan satışındaki tüccar üçkağıtçılığı, yayla sahiplerinin baskıları gibi sıkıntılara da çocuk oyunlarıyla tanıklık ediliyor.



    Çoğu zaman izleyiciyi güldürecek işler peşinde koşsalar da, üstündeki elbiseleri bile parçalanmış oyuncak bebeğini "tamir ettirme mücadelesi" gibi anlar hüzünlendirecek.

    Filmin en büyük başarılarından birisi de tüm duyguların çocukların "kamera algısı"nın henüz oluşmamış olması ve çekim ekibinin sınırlı diyalogla yakaladığı başarılı çizgi tamamen doğal hallerinin gösterimini sağlıyor.



    Yaşca daha büyük olan Sebahat ve Özgür'ü izlerken de altın arama macerasından koyunların peşinde verdikleri koşuşturmalara, ve küçük yaşlarına rağmen kendilerine yüklenen görevleriyle hayatlarındaki zorluklara tanıklık ediliyor.



    Büyüklerin, genellikle detay ve müzik icra eden kişiler olarak kendilerine yer bulabildikleri filmde, her adımları ve söylemleri dramatik hikayelerin bestelenip aktarıldığı klamlarla eğlenceli, komik bir yaşamın içerisinde var olan "büyük" gerçekliğinin hüznüyle izleyiciyi etkisi altına alıyor.

    Bu filmde büyükler ve yaşantıları ikinci planda kalırken, çocuk bakış açısını yansıtmak için kamera da genellikle onların dünyalarını iyi yansıtabilecek açılarda kullanıldı ve çocuklar yürekleri kadar kocaman görüntülendi.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow