Sinema perdesindeki çocuk gözü
Hayatın, onlara sormadan büyüttüğü çocuklar vardır. Yetişkinlerin bile kaldıramayacağı ağır trajedileri küçücük bedenleriyle yüklenirler. Kimi hayatta kalmak için çırpınır; kimi fark edilmek, kabul görmek için... İçlerinde, inadına çocuksu kahkahalar atan, her koşulda umudunu koruyan da vardır, omuzlarındaki yükün ağırlığı altında ezilip pes eden de... Bireysel, toplumsal ve siyasi açmazları yetişkinlere "çocuk gözüyle" anlatmayı seçen 10 yönetmenden 10 filme yakından bakalım.
Haberin Devamı
Machuca, 2004
/

Yönetmen Andres Wood’un Şili’deki ekonomik eşitsizliği, sosyal ayrımcılığı hedef tahtasına oturttuğu film, Pinochet'nin Allende'yi devirdiği 1973 darbesini farklı sınıflardan 2 çocuğun gözünden anlatıyor. İdealist bir peder sayesinde özel okulda eğitim şansı yakalayan "kenar mahalle" çocuğu Machuca, okulun varlıklı öğrencilerinden Gonzola ile yakın arkadaş olur. Gonzola, bıçkın Machuca sayesinde çekingenliğini üzerinden atmaya başlar. Machuca ise Gonzola sayesinde ilk kez bisiklete biner. İlk aşkı aynı kızda tadan, birbirlerinin yaralarını iyileştiren farklı dünyalardan bu iki masum arasında kurulan denge, sınıfsal çatışmanın ortasında mevcudiyetini koruyabilecek mi?
Mouchette, 1967
/

Dünya sinemasının büyük ustaları Bergman ve Tarkovsky’nin ilham kaynağıydı Fransız yönetmen Robert Bresson… Mouchette, sadece onları değil, bugünün yönetmenlerini de derinden etkileyen, sinema dillerine katkı sunan bir başyapıt oldu. Görmezden gelinen, aşağılanan, sefalet içindeki ailesinin bütün yükünü omuzlamak zorunda bırakılan "çamur"lu bir kız çocuğunun karanlığa gömülme hikayesidir bu. Sevgisizliğin ve acının kalbinde yarattığı yara öyle büyüktür ki! Tanrı bile Mouchette’i yüzüstü bırakmıştır. Bresson yer yer parodik bir üslup kullanarak seyircinin karakteriyle bağ kurmasının önüne geçer. Sadece acımasız gerçekliği tüm çıplaklığıyla ortaya koyar. Ve sinema tarihine geçen o kusursuz final sahnesiyle, ikiyüzlü toplumun suratına sert bir tokat atıp sessizce gider.
Haberin Devamı
Piano Piano Bacaksız, 1991
/

İstanbul, 1940'lı yıllar… Her odasında bambaşka hayatlara ev sahipliği yapan eski bir konak... Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen hayata tutunmaktan vazgeçmeyen bir grup güzel insanın unutulmaya yüz tutmuş anıları, o günlerin sevimli "bacaksız"ı Kemal’in hafızasında yeşeriyor. 8 yaşındaki Kemal sevginin gücünü, zor koşullarda mutluluğun nasıl yaratıldığını bugünün insanlarına hatırlatıyor. Müşfik Kenter’in kalpleri yumuşatan sesiyle "Sevgisiz hiçbir şeyin asla yaşayamayacağı bir dünya içerisinde var olmak ne mutluluktur" diyor. Usta yönetmen Tunç Başaran imzalı Piano Piano Bacaksız; usta oyuncu kadrosu ve etkileyici anlatımıyla Türk sinemasının en özel, en unutulmaz filmlerinden...
Puslu Manzaralar (Topio Stin Omichli) 1988
/

Hiç görmedikleri babalarını bulmak için Almanya’ya ulaşma hayaliyle yollara düşen 2 kardeşin, hakikate rağmen inanmak istedikleri masalın öyküsüdür Puslu Manzaralar… Kirli dünyada yaşadıkları ağır travmalara rağmen çocuksu umutlarını hiç yitirmeyen küçük bedenlerin pusların ardındaki aydınlığa ulaşma çabasıdır. Dini, mitolojik ve politik metaforlarla bezeli film, görüntülerle şiir yazan büyük usta Theodoros Angelopoulos’un tarihin, sevginin ve Tanrı’nın sessizliğini anlattığı “Sessizlik Üçlemesi”nin son filmi. Puslu Manzaralar, Venedik ve Berlin dahil prestijli uluslararası festivallerden onlarca ödülle dönmüştü.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Arı Kovanının Ruhu (El Espiritu De La Colmena) 1973
/

1940’ların İspanya kırsalı, diktatör Franco dönemi... İspanyol yönetmen Victor Erice, birbirlerine yabancı bir çift ve onların büyüme sancısındaki 2 küçük kızı üzerinden ülkesinin iç savaş sonrası haletiruhiyesini hayranlık uyandırıcı görsel çözümlemelerle ince ince işliyor. İkiye bölünmüş bir toplumun tek kurtuluşunu kirlenmemiş ve hala hayal kurmayı başarabilen yeni nesilde görüyor. Erice, filmi çektiği yıllarda içinden çıkılmaz bir hal alan sansürü de zekice yerleştirdiği sembollerle (Ana-Frankenstein ilişkisi gibi) delip geçiyor. Yönetmenin ilk uzun metraj filmi olan Arı Kovanının Ruhu, düşsel bir yolculuk olmanın yanı sıra politik sinemanın gölgedeki başyapıtlarından. Ve bugün, gişe rekorları kıran bazı filmlerin de gizli mimarı…
Erkek Fatma (Tomboy) 2011
/

Laure çok iyi futbol oynar. Kız elbiselerini hiç sevmez. Erkek çocuklarla arkadaşlık kurmaya, onlar gibi davranmaya bayılır. Laure aslında ismini de sevmez. Ona Mickael diye seslenilmesini tercih eder. Ailesiyle yeni taşındığı mahallede kendini bir erkek olarak tanıtır. Kabul görebilmek uğruna söylediği yalanlar çok geçmeden su yüzüne çıkacaktır. Gerçekçi anlatımıyla Tomboy, yanlış bedende dünyaya gelen, cinsel kimliğindeki farklılığı yeni yeni keşfeden 10 yaşındaki masum bir kız çocuğunun kırılgan öyküsü. Başroldeki Zoé Héran da dahil olmak üzere büyük çoğunluğu amatör çocuk oyunculardan oluşan kadrosuyla film, Fransız yönetmen Celine Sciamma’ya Berlin’de LGBT temalı filmlere verilen Teddy Jüri Ödülü’nü kazandırdı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Hiç Korkmuyorum (Lo Non Ho Paura) 2003
/

Masmavi bir gökyüzü, uçsuz bucaksız buğday tarlalarında süzülen çocuklar… Bu film çocukluğun masumiyetine, yitirilmiş hayal dünyasına özlem duyanlar için. Niccolo Amminiti'nin romanından uyarlanan Hiç Korkmuyorum, 1970’li yıllarda bir İtalyan köyünde geçiyor. Arkadaşlarıyla oyun oynarken karşılaştığı karanlık bir sırrın peşine düşen 10 yaşındaki Michele’in fantezilerle dolu tertemiz dünyası, vicdanını yitirmiş yetişkinlerin çıkarcı ve zalim dünyasıyla ilk kez yüzleşiyor. Doğal akışında sakince ilerleyen, harikulade bir sinematografiye ve müziklere sahip film, Oscar ödüllü Akdeniz’in yönetmeni Gabriele Salvatores imzalı bir insanlık masalı.
Mommo Kız Kardeşim, 2009
/

Yere dökülen tutam tutam saçlarla kıvrılan ayak parmaklarındaki çaresizliktir Mommo… Annesiz iki çocuğun bir Anadolu köyünde yaşanan gerçek öyküsünü anlatan bu film, boğazda düğümlenen hıçkırıktır. Babaları sahip çıkmadığı için engelli dedeleriyle yaşamak zorunda olan 7 yaşındaki Ayşe ile ona hem ağabey, hem baba, hem anne olmaya çalışan 9 yaşındaki Ahmet’in yaşadığı ağır dramı yalın ve naif bir dille anlatan yönetmen/senarist Atalay Taşdiken’in bu ilk filmi, sinematografisiyle de göz kamaştırıyor. Filmin doğallığına doğallık katan başrol oyuncuları daha önce hiç kamera yüzü görmemiş iki köy çocuğu olan Elif Bülbül ile Mehmet Bülbül. Filmin müzikleri ise “Dizi ve film müzikleri yapmam” prensibini Mommo için bozan Erkan Oğur imzalı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Sarhoş Atlar Zamanı (Dema Hespên Serxweş) 2000
/

Soğuktan donmasınlar diye viski içirilen sarhoş katırlar, mayınlarla parçalanan çaresiz bedenler… Zor bir coğrafyanın bağrından kopan, acımasız gerçekliğin sarsıntısıdır Sarhoş Atlar Zamanı… Sefaletin ortasında hayatta kalabilmek için İran-Irak sınırında kaçakçılık yapmak zorunda olan insanların, küçücük bedenleri sömürülen çocukların bugün de yaşanmaya devam eden trajedisidir. En küçük kardeşini doğururken annesini, kaçakçılık yaparken de babasını kaybetmiştir Eyüp. Kardeşlerinin tüm yükü 12 yaşındaki bu Kürt çocuğunun omuzlarındadır. Ölmek üzere olan ağabeyinin ameliyatı için katır sırtında yük taşıyan Eyüp’ün amansız mücadelesinin uzaktan tanığı olmak bile çok ağırdır. Bahman Ghobadi'nin ilk filmi Sarhoş Atlar Zamanı, Cannes’da hem FIPRESCI hem de Altın Kamera ödüllerine değer görüldü.
Florida Projesi (The Florida Project) 2017
/

Masalsı bir diyarın; Walt Disney’in yanı başında, renklerin ve düşlerin içindeydiler. Buna karşın hayatları öylesine soluktu ki, ulaşamayacaklarını bildikleri o dünyanın önünden kafalarını bile kaldırmadan öylece geçip gidiyorlardı küçük bedenleriyle. Kimi babasız, kimi parasız bu çocuklar, yıllar önce çoktan bitmiş bir "rüya"nın geleceği belirsiz silüetleriydi. Neyse ki onlar hala birer çocuktu. Her koşulda eğlenmenin de gülmenin de yaramazlığın da hakkını en iyi onlar veriyordu. Haylaz Moonee ve arkadaşlarının yaşadıkları sadece çocuksu maceralar değil, tüm saflığıyla Amerikan gerçekliğine tutulan bir ayna... Sean Baker imzalı bu bağımsız Amerikan filmi ulusal ve uluslararası 58 ödülün sahibi oldu.