Ödüllü film "Were Dengê Min - Sesime Gel" Altın Koza'da yok!
Hollanda'da düzenlenen 2. Kırmızı Lale Film Festivali'nde "En İyi Film" ödülüne layık görülen Hüseyin Karabey'in son filmi "Were Dengê Min - Sesime Gel", Adana Altın Koza Film Festivali'ne kabul edilmedi. Karabey, yaptığı yazılı açıklamada, "Sinemamızın 100. yılını kutlandığı 2014 yılında Adana Altın Koza Film Festivali'nin yöneticilerini daha ciddi olmaya ve bu mağduriyetin giderilmesi için gerekli adımların atılmasını sağlamaya davet ediyorum" dedi.
Gözaltındaki oğlunu kurtarmak için "silah bulmaya" çalışan Berfe nine ile torunu Jiyan'ın hikayesini anlatan "Were Dengê Min-Sesime Gel", geçen yıl dünyanın en önemli film festivallerinden biri kabul edilen Berlin Film Festivali'nde (Berlinale) dünya prömiyeri yapmıştı.
Sesime Gel Berlinale'de
Ancak film bu yıl 15-21 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 21'inci Adana Altın Koza Film Festivali'nin yarışma bölümüne kabul edilmedi.
Kararı "sinemanın etik değerlerinden uzak bir karar" olarak nitelendiren Karabey, "filmin daha önce festivale başvurmuş olması"nın gerçeği yansıtmadığını dile getirdi.
Hüseyin Karabey'in film ekibi adına yaptığı yazılı açıklama şöyle:
"2013 Haziran ayında "Were Dengê Min-Sesime Gel" adlı filmimi henüz teknik aşamaları bitmemesine rağmen Adana Altın Koza Dünya Sineması Sorumlusu Ahmet Boyacıoğlu'nu arayarak başvuru konusunda ne yapmam gerektiğini danıştım.
Ahmet bey, yarışmaya başvurmamı, önümüzde daha iki ay olduğunu, eğer teknik olarak film yetişmez ise ön jüri toplantısından önce filmin başvurusunu geri çekebileceğimi ve gelecek sene başvurabileceğimi söyledi.
Bunun üzerine başvurumu yaptım ama filmin teknik olarak yetişemeyeceği ortaya çıkınca ön jüri toplantısından önce filmimi geri çektim. Ahmet Bey'i bilgilendirdim. Kendisi de bir sonraki sene başvurmamı söyledi.
Rotterdam'da En İyi Film Sesime Gel, En İyi Yönetmen Hüseyin Karabey
Bu sene filmim Berlin Film Festivali'nde ilk gösterimini yaptıktan sonra Adana Altın Koza Film Festivali'ne tekrar başvuru yaptım. Bu başvuruya cevap Sinema Programları Genel Koordinatörü Kadir Beycioğlu tarafından bir e-mail ile geldi.
Bu cevapta filmin daha önce Adana Altın Koza'ya başvurduğundan yeni başvurunun kabul edilmediği yazıyordu. Ben bu durumun yanlış olduğunu, bizzat kendi bünyenizde çalışan Ahmet Boyacıoğlu'nun bilgisi dahilinde başvurumu geri çekip bu sene başvurduğumu söyledim. Buna rağmen Kadir Bey başvurumu kabul etmedi.
Sinema festivallerinde genel bir uygulama vardır. Filmler başvurularını nihai ön jüri değerlendirmesi olmadan önce geri çekebilirler, böylece gelecek sene başvuru haklarını saklı tutarlar. Başvuru, bir filmin künyesinin festival yetkililerince kayıt edilmesinden öte bir anlam taşır. Başvurunun tamamlanması ancak ön jürinin filmi seyredip bir karar alması ile gerçekleşir.
Bu tür uygulamalar festivallerin daha kaliteli filmleri son dakikada bile olsa seyirciye ulaştırması için gereklidir. Festivaller ve yöneticileri ön juri üyelerine en iyi ve en çok opsiyonu sağlamakla sorumludur. Bu o festivalin kalitesini belirler bir anlamda.
Radikal Gazetesi Halk Ödülü Sesime Gel'in
Adana Altın Koza Film Festivali Sinema Programları Genel Koordinatörü Kadir Beycioğlu ve Adana Altın Koza Film Festivali Dünya Sineması Sorumlusu Ahmet Boyacıoğlu'nun bu iletişimsizliği ve yorum farkı benim ve ekibimin ciddi bir mağduriyet yaşamasına sebep olmuştur.
Bir film kolay yapılmıyor. 'Were Dengê Min - Sesime Gel' in yapım süreci yaklaşık 6 yıl sürdü. Her türlü zorluğu aştıktan sonra maruz kaldığımız böylesine profesyonellikten ve sinemanın etik değerlerinden uzak kararlar bize çok ciddi maddi ve manevi zararlar verecektir.
Sinemamızın 100. yılını kutlandığı 2014 yılında Adana Altın Koza Film Festivali'nin yöneticilerini daha ciddi olmaya ve bu mağduriyetin giderilmesi için gerekli adımların atılmasını sağlamaya davet ediyorum. Filmim ön jüri önüne gelip seçilemeyebilirdi. Bu hepimizin kabul etmesi ve saygı duyması gereken bir durum olurdu, nitekim filmimiz ön jüri toplantısına bizzat Kadir Bey tarafından getirilmemiştir bile.
Yukarıda bahsettiğim durumu düzeltmek için defalarca aradığım Kadir Beycioğlu'nun yaşananları bildiği halde hiçbir sorumluluk ve insayitif almaması çok düşündürücüdür. Bu yaşananları kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
FİLM HAKKINDA...
Türkiye'nin doğusundaki karlı bir dağ köyünde yaşayan yaşlı bir kadın Berfe ve onun kız torunu Jiyan kendilerini büyük bir sıkıntının ortasında bulurlar.
Kadının oğlu, diğerinin de babası ve evin tek erkeği olan Temo köydeki diğer erkeklerle birlikte silah sakladıkları iddiasıyla jandarma tarafından gözaltına alınmıştır. Aileleri sakladıkları iddia edilen silahları getirip teslim etmedikçe tutuklananlar serbest bırakılmayacaktır.
Filmden kareler için tıklayınız...
Ama Berfe ve Jiyan'ın esas sıkıntısı şudur ki bu iki masum kadının ne ellerinde vardır ne de bildikleri bir yerden silah edinebilirler. Bütün umutsuzluğa rağmen bu iki bahtsız kadın bir silah bulup sevdikleri Temo'yu kurtarmak için yollara düşerler.
Fakat bu bitmek bilmez bir çatışmanın etkisiyle yorgun düşmüş topraklarda, istediklerine ulaşmak için saflık ve masumiyetle yol çıkan iki kadın bu kirli düzeni nasıl alt edebilirler ki?
Hüseyin Karabey: F tipi eskisinden daha beter
Andrei Tarkovsky'e göre en iyi 10 film