Filmin çatışma alanı Ku Klux Klan denilen protestan Amerikalıların ve beyaz ırkın üstünlüğüne inanan ve yahudilere, siyahi vatandaşlara, homoseksüellere nefret besleyen hasta zihniyetli grupla siyahi vatandaşların hakkını savunan ve öğrenci gösterileri düzenleyen Black Panther Party arasında geçiyor. Sıkıcı evrak işlerinden sonra Ron Stallworth’un ilk görevi Black Panther Party’nin toplantısını dinlemek olur. Siyahi bir vatandaş olduğu için bu toplantıyı dinlemesi çok kolay oluyor. Ancak filmin mesajı farklılıklar olmaksızın herkesin eşit olması olduğu için Ron Stallworth kendi ırkım dediği bu toplantıyı sıkça eleştiriyor. Bu görevi layıkıyla yerine getiren Ron, polis merkezinde istihbarat bölümüne alınıyor. Bu bölümde bir gazete kupüründe Ku Klux Klan’ın verdiği bir organizasyon ilanını fark ediyor. Bu numarayı arıyor ve siyahi vatandaşlardan nefret eden bir beyaz gibi konuşarak grubun toplantılarına dahil oluyor. Ancak siyahi olduğu için grup toplantılarına fiziki olarak katılması imkansız. Aynı polis merkezi içinde çalıştığı Flip Zimmerman ile iş birliği yapıyor. Telefondaki iletişimi içeriden Ron Stallworth sağlarken, Ku Klux Klan’ın toplantılarına katılan ve Ron’un ismini alan Flip Zimmerman fiziki olarak örgütün içine dahil oluyor. Bu saatten sonra film, ilk başlardaki durağanlığının yerini bir anda soluksuz bir heyecana bırakıyor. Bir yalanlar silsilesiyle Ku Klux Klan’dan bilgi toplamaya çalışan Ron ve Flip, sınırlarda dolaşan ve canlarını tehlikeye atan iki polis memuru oluveriyor. Bu arada Ku Klux Klan’ın öteki olarak gördüğü ve değersizleştirdiği bir diğer topluluk Yahudilerdir. Flip’de bir Yahudidir. Bazı sahnelerde Flip, anlayamadığı bu zihniyeti kaldıramıyor. Örgütün içinde yaptığı rollerden sonra kendinden nefret ediyor.