Film Ekimi'nden 20 hit film şimdi Blu TV'de

Bu yıl 29 Eylül - 8 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 16. Filmekimi binlerce sinemaseveri, yılın en merak edilen, bol ödüllü ve çarpıcı filmleriyle buluştururken, festivalin önceki yıllarına damgasını vuran hit filmleri de yeniden gündeme geldi. İşte BluTV arşivinde yer alan Filmekiminin unutulmaz filmlerinden bazıları:Sundance Film Festivalinden büyük ödül kazandıktan sonra ünü kulaktan kulağa yayılan ve Amerika tarihinin yüz karalarından kölelik meselesini masaya yatıran Bir Ulusun Doğuşu (The Birth of A Nation), geçtiğimiz yılki Filmekimi'nin de gözdelerindendi. 19. yüzyıl Virginiasında gezici bir rahibin, siyahilerin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir lidere dönüşmesini anlatan bu duygu yüklü film, izleyicisini etkilemeyi başarıyor. Türkiyedeki festival takipçilerinin yakından tanıdığı Güney Koreli usta yönetmen Kim Ki Dukun imzasını taşıyan son film olan Ağ / The Net, Kuzey ve Güney Koreyi birbirinden ayıran nehirde balık tutarken sürüklenerek Güney Koreye varan ve burada sert sorgulamalara maruz kalan Kuzey Koreli bir balıkçının hikayesini anlatıyor. Ağ, sıcak ve insani hikayelerin başarılı anlatıcısı Kim Ki-Dukun son dönemde çektiği belki de en etkileyici film. David Bowienin oğlu Duncan Jonesun, Stanley Kubrickin 2001: A Space Odysseyine benzetilerek övülen ilk filmi Ay / Moon, uzun yıllardır izlediğimiz en etkileyici ve yaratıcı bilim-kurgu filmlerinden biri. Uzayda bir robotla tek başına yıllar geçiren bir adamı merkez alan bu düşük bütçeli film, zekice yazılmış senaryosu, başarılı anlatımı ve başroldeki Sam Rockwell ile meşhur robot Gertyyi seslendiren Kevin Spaceynin performanslarıyla başarıya ulaşıyordu. Dünya sinemasının en önemli birkaç yönetmeninden biri olan Avusturyalı Michael Hanekenin 2. Dünya Savaşının gölgesinde bir suç dramına soyunduğu Beyaz Bant / The White Ribbon, Cannes Film Festivalinden Altın Palmiye kazandıktan sonra iki dalda Oscara da aday olmuştu. Hanekenin siyah beyaz çektiği ve kamerasını bir kasaba dolusu insanın arasında gezdirdiği bu mükemmel başyapıtı, şimdiden sinema tarihinin en iyilerinden biri sayılıyor. Önceki yıl Filmekiminin en çok mendil ıslattıran filmi olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz Canavarın Çağrısı / A Monster Calls, ölümcül bir hastalıkla cebelleşen annesine veda etmeye çalışan küçük bir erkek çocuğunun, hüzünlü kabulleniş öyküsünü, sinemanın dilini ustaca kullanarak anlatıyor. Başarılı görsel efektleriyle de bolca ödülün sahibi olan J.A. Bayona imzalı bu sarsıcı film, yaratıcı anlatımı ve başarılı oyuncu performanslarıyla da büyülüyor. Pusher serisi ve bol ödüllü Bronson ile rüştünü ispat edip, ardından Ryan Goslingli Sürücü / Drive ve Sadece Tanrı Affeders / Only God Forgivesi çeken, en son Neon Şeytan / Neon Demon ile bir kez daha ortalığı birbirine katan kendine özgü, sıradışı yönetmen Nicolas Winding Refnin yine seyirci ve eleştirmenleri çok seven ve nefret edenler olarak ikiye böldüğü filmi Cennetin Kapısında / Valhalla Rising, bol kanlı ve şaşırtıcı bir fantazi - dram. Şu sıralar Tutku Oyunu / LAmant Double filmiyle sinemalarımızda arzı endam eden başarılı Fransız yönetmen Francois Ozonun, Venedik Film Festivalinde Altın Aslan için yarışan bir önceki Frantz, 2. Dünya Savaşında ölen bir Alman askerinin ailesini ziyarete gelen esrarengiz Fransız misafirin değiştirdiği hayatları takip ediyor. Ozonun siyah-beyaz çektiği bu muazzam melodrama, yönetmenin son yıllardaki en iyi filmi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Teldeki Adam / Man On A Wire ve Project Nim gibi bol ödüllü belgeselleri ve Oscar ödüllü Her Şeyin Teorisi / The Theory of Everythingin yönetmeni James Marshın imzasını taşıyan Gölgede Dans / Shadow Dancer, 1990ların Belfastından soluk soluğa bir ajan öyküsü takip ediyor. Baştan sona sekteye uğramayan ritminin yanı sıra, dokunaklı öyküsüyle de yüreklere işleyen filmde, başroldeki Clive Owenın yanı sıra Andrea Riseborough da parlıyor. İki yıl önce Cannes Film Festivalinin Belirli Bir Bakış bölümünden büyük ödülle ayrılan ve yıl boyu çok sayıda festivalden ödül ve övgü toplayan Hırvatistan filmi Güneş Tepedeyken / The High Sun, birbirine düşman iki Balkan köyünde 1991, 2001 ve 2011 yıllarında geçen üç yasak aşk öyküsünü merkez alıyor. Sevilen Hırvat yönetmen Dalibor Matanicin ustalıklı anlatım diliyle etkilemeyi başaran film, iki saatlik süresinin sonunda kolay unutulmayacak bir finale ulaşıyor. Mephisto, Colonel Redl ve Sunshine gibi başyapıtlarıyla dünya sinemasının saygın yönetmenleri arasına giren Macar sinemacı Istvan Szabonun Taraf Tutmak / Taking Sides ve (Blu TV arşivinde yer alan bir diğer filmi) Kapı / The Door filmleri gibi Türkiye prömiyerini Filmekiminde yapan Julia Olmak / Being Julia filmi, izleyicisini 1930larda Londra sahnelerine götürüyor. Kalabalık oyuncu kadrosuyla dikkat çeken film, başroldeki Annette Beninge Oscar adaylığı ve Altın Küre ödülü getirmişti. Yakın dönem Amerikan bağımsız sinemasından çıkan en sevimli ve etkileyici filmlerden olan Kaptan Fantastik / Captain Fantastic, dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Sundance Film Festivalinin ardından Cannesdan Oscarlara uzanan uzun ve bol ödüllü bir yolculuğa çıkmıştı. Geçen yılki Filmekiminin biletleri en hızlı tükenen filmlerinden olan bu duygu yüklü aile filminin başrolünde Viggo Mortensen ise tek kelimeyle parlıyor.