hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Dilber'in Sekiz Günü" izleyici karşısında

    Dilberin Sekiz Günü izleyici karşısında
    expand

    45'inci Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması adaylarından, bir üçlemenin ikinci filmi olan "Dilber'in Sekiz Günü", gala gösteriminde izleyici ile ilk kez buluştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cemal Şan'ın kendi hayatındaki bazı kişilerin yaşamından kesitlerle senaryosunu yazdığı ve yönettiği üçlemenin ikinci filmi "Dilber'in Sekiz Günü", yarıştığı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde gala gösterimiyle izleyici karşısına çıktı.

    Doğu'nun kıraç topraklarında, fakir bir köyde annesi, babası ve kardeşleriyle yaşayan, çocukluk aşkı Ali ile evlenme hayalleri kuran ve kararlılığından vazgeçmeyen Dilber'in öyküsünün anlatıldığı filmin gala gösterimi ve gösterimin ardından düzenlenen söyleşiye, Cemal Şan ile filmin başrol oyuncuları Nesrin Cavadzade, Fırat Tanış, Osman Akça ve Necmettin Çobanoğlu da katıldı.

    Yönetmen Cemal Şan, "Zeynep'in Sekiz Günü" ve "Ali'nin Sekiz Günü"nün de aralarında yer aldığı bir üçlemenin parçası olan "Dilber'in Sekiz Günü" filminin, diğer iki filme de göndermeler yaparak, Mardin'in Nusaybin ilçesindeki bir köyde çekildiğini söyledi.

    Üçlemenin her filminde karakterlerin hayatlarının en önemli sekiz gününün konu edildiğini ve kendisinin de gerçek zamana uyarak üç filmi 8'er günde bitirdiğini belirten Şan, "Sinemayı dert eden bir ekibiz. Zamanlamanın senaryodaki sekiz günle reel olması ve gerçek zamanı yakalamak için üçlemenin tüm filmlerini 8'er günde çektik. Oyuncuların ve teknik ekibin canını çıkardım. Ekibi, sabah dörtte uyandırarak bazı çekimleri yaptık" dedi.

    Töre konusu ile filmdeki genç kız karakterinin ailesine karşı kararlılığının gerçeğe uymadığı yolunda gelen bir eleştiri üzerine de Cemal Şan, "Oradaki töreye ters bakış açısı yaptık. Böyle gözü kara bir kadın var. Karakterdeki kadın benim teyzem. Ben Dilber karakteriyle teyzemi anlattım" diye konuştu.

    Bir izleyicinin, Nusaybin'de çekilen filmde Doğu'nun kültürel ve dil özelliklerinin yeterince yansıtılmadığı, Kürtçe'nin yöre insanının konuştuğu dil olmasına karşın sadece otantik yönüyle ele alındığı eleştirisi ve "Doğu'yu anlatan ve konusu bölgede geçen filmlerde bölgenin kültürü, Batı'dan oryantalist bakışla sadece otantik ve sos olarak kullanılıyor. Bu ne zaman değişecek?" sorusuna Yönetmen Cemal Şan, şu yanıtı verdi:

    "Film asla oryantalist bir bakış açısına sahip değil. Ben de Doğu'luyum. Doğu'ya laf getirmem. Filmde özellikle oryantalistlikten kaçındık. Arzuladığımız bölgenin kültürel özelliklerini yansıtan filmlerin de zamanı gelecek. Yakında bu tür projeler de yapacağız. Bölgeye asla İstanbul'dan bakmıyorum. Oranın insanıyım. Bizi bununla yargılamayın.

    Nusaybin'deki köye, köyü ve insanlarını çok sevdiğim için gittim. Filmi yaparken oradaki insanların desteğine çok ihtiyacım vardı. İnsanlar tüm ekimize her konuda destek oldular. Filmde hayatın bir kesintisini aldık. Bu arada filmini anlatan bir yönetmen değilim. Bu nedenle filmde adım bile geçmiyor. Festivaldeki bu söyleşilerle izleyiciyle de yeni bir kültür oluşturuyoruz."

    Cemal Şan, üçleme film projesine yapımcıların ilgi göstermediğini, üç filmi de kendi imkanlarını kullanarak çektiklerini dile getirerek, "Yapımcılar projeyle ilgilenmedi. Para da vermedi. Hiç bir kurum da destek olmadı. TV dizilerinden biriktirdiğim paralarla ve insanların desteğiyle üç filmi yaptım. Harçlıklarımız ve ilişkilerimizle filmleri çektik" dedi.

    Cemal Şan, filmde rol alan oyuncuların da normal ücretlerinin yarısına çalıştıklarını söyledi ve ekibin tümüne özverileri için teşekkür etti.

    Filmde "Dilber" karakterini canlandıran başrol oyuncusu Nesrin Cavadzade de Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü mezunu olduğunu, dizilerde rol aldığını ve "Dilber'in Sekiz Günü" ile sinemada ilk başrolünü oynadığını söyledi. Filmde yer almaktan mutluluk duyduğunu ve güzel bir ekip çalışması yaptıklarını anlatan Cavadzade, gözükara, mücadeleci ve çocuk ruhlu genç kız karakterini canlandırmanın kendisine büyük keyif verdiğini anlattı.

    Söyleşide bir izleyicinin son dönem Türk sinema filmlerinde karakterlerin yüzlerinin uzun süre sahnelere konu edildiğini belirtmesi ve "Yüz görüntüleri dakikalarca bitmiyor. İçimiz sıkılıyor. Bir sonraki sahneye bir an önce geçsin diye bekliyoruz" sözleri üzerine yönetmen Cemal Şan, "Yüz sahneleri, sinemada oyuncunun canlandırdığı karakterin içini görme çabasıdır" yorumunu yaptı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow