Cüneyt Özdemir Lost'un Sayid'ine ders verdi!
İstanbul'a gelen Lost dizisinde Jin ve Sayid karakterlerini canlandıran Daniel Dae Kim ve Naveen Andrews CNN TÜRK'te Cüneyt Özdemir'in hazırlayıp sunduğu 5N 1K'ya konuk oldu. Naveen Andrews, İstanbul'a Constantinople diyince, Özdemir müdahale edip "Istanbul is not Constantinople" şarkısını hatırlatıp buranın İstanbul olduğunu söyledi.
Cüneyt Özdemir ilk bağlantıyı Lost'un Güney Koreli karakteri Jin ile yani Daniel Dae Kim ile yaptı.İşte Özdemir'in sorduğu sorular ve Kim'in verdiği yanıtlar...
Lost'un sonundan hiç kimse bir şey anlamadı. Siz bir şey anladınız mı? Ne oldu dizinin sonunda?
-Çok şey oldu nerden başlasam bilemiyorum. Diziyi gördüğümüzde adaya uçak düştüğünde herkesin öldüğü yönünde genel bir kanı oluşmuştu. Ancak karakterler böyle değil aslında kendi hayatlarındaki süreç içinde hayatlarını kaybettiler. Yani farklı zamanlarda öldüler.
Siz mutlu oldunuz mu peki sondan? Pek çok kişi bu sonu beğenmedi...
-Gerçekten öyle mi oldu? Aslında finalde hoşuma giden şey, karakterlere önem atfedilmesiydi. Ben karakterlerin başlangıçtan sonuna kadar yolculuklarını görmek istedim. Birlikte yaşamaktan neler öğrendiler bunu finalde görmeyi arzuladım.
Lost'ta sizi en çok hangi sahne etkiledi?
-Benim için aslında karakterimin başlangıçtan sona doğru yaşadığı değişim dizinin en tatmin edici yönüydü.
Çekimler sırasında kaç bölüm sonrasını görüyordunuz, dizinin sonunu ne zaman öğrendiniz?
-Çekimden birkaç gün önce öğrendim. Oyuncular olarak bize senaryo çekmiden birkaç gün önce geliyor ve sahneleri ezberleyerek replikleri öğreniyoruz. Final bölümü ise gizliydi. Tam program ise elimize gelmedi.
Bir adada uzun süre bir dizi çekmenin en zor yanı neydi?
-Sanırım benim için en zor kısmı çoğu zaman çekimlerin okyanusta geçmesiydi. Birinci ve ikinci sezonda ya okyanusta ya sandaldaydım. Uzun zaman
suda olunca mideniz bulanıyor. Bunlar çekilmesi zor ama güzel sahnelerdi.
İstanbul ilk kez mi geldiniz, küresel bir şöhret olmak nasıl bir his?
-Bu kenti çok beğeniyorum. İlk kez gördüm. Sultanahmet Camiini gördüm. Güzel yerlere gittim. Farklı kişilerle tanıştım ve şehirden etkilendim. Bu kadar tanındığımın çok da farkında değildim. Ama bu çok güzel. Bunu bilmek güzel.
Kalan günlerinizde ne yapacaksınız İstanbul'da?
-Birkaç gün buralardayım. Kapalıçarşıyı görmeyi çok istiyorum. Herkes oradan bahsediyor. Nazar boncuklarından bahsediliyor, sanırım ondan da alacağım.
Cüneyt Özdemir daha sonra Lost dizisinde Iraklı bir devrim muhafızı olan Sayid karakterini canlandıran Naveen Andrews'a sorularını iletti...
Lost'un finalinde hayal kırıklığına uğradık. Farklı bir son bekliyorduk. Sen nasıl buldun finali?
Dürüst olmak zorundayım finali izlemedim. İzleyeceğimi de sanmıyorum. Aslında oynadığım hiçbir diziyi izlemiyorum.
Özel bir nedeni var mı izlememenizin?
İçinde yer aldığım bir şeyi izlemek çok zor benim için. Hatta izlemek travma etkisi de yaratabiliyor.
Eski bir Irak devrim muhafızı rolünü oynadınız. Rolünüz için nasıl çalıştınız?
Genelde Irak'ta görev yapmış Amerikan askerleri ya da Arapça konuşanlarla tanıştım ve konuştum. Geçmişe yönelik akademik araştırmalar yaptım. Ancak dizinin doğasından dolayı sürekli bir şeyler değiştiği için bu süreç içinde her şey için hazırlıklı olmanız lazım. Her an her şey olabilirre. Değişime açık olmanız lazım. Değişime açık olmanız için de çok araştırma yapmanız lazım.
Lost gibi bir adada aylarca rol almanın en zor ve en iyi yönü nedir?
Bence en kolay kısmı Havai'de olmamızdı, daha kötüsü de olabilirdi. En zor kısmı ise... Sizin yaptığınız işi düşünün... 6 yıl boyunca aynı işi yapıyorsunuz. Herkesin iyi anlaştığı bir yerdi, iyi geçiniyorduk. Çekimlerde bunu korumak önemliydi. Dostluğu arkadaşlığı, işi yapmak önemliydi. Herkesin de bir egosu var, buna rağmen ortamı koruyabilmek en zoru ve önemlisiydi.
Senaryodaki bazı detaylara biz inanılmaz şaşırıyorduk. Siz de aynı şeyi yaşıyor muydunuz? En çok şaşırdığınız sahne neydi?
Bazı karakterlerin öleceğini öğrenmeniz bu işin en şaşırtıcı kısmıydı. Zaman zaman heyecan verici bölümler okudğumu hatırlıyorum ancak belki de en zor olanı bir sonraki ölecek olanın kim olacağını beklemekti.
İstanbul'la ilgili izlenimleriniz nedir? Ne yapacaksınız İstanbul'da?
İstanbul'a ilk gelişim, hep gelmek istemişimdir. İstanbul konusunda, Constantinople konusunda çok fazla şey okudum. (Bu noktada Cüneyt Özdemir müdahale etti ve artık Constantinople olmadığını İstanbul olduğunu söyledi...) Roma imparatorluğu'ndan bu yana bence en önemli kentlerden biri burası. Stratejik olarak buraya gelinmesinin buruda pozisyon alınmasının önemi vardı. Bu yüzden de kültürlerin birleşimini görmeyi ummuştum. Bunu görebildim. Binlerce yıldır böyle olduğunu grödüm. Heyecan verici ve çok çok yüklü bir kent. Öyle bir ruhu var ki bunu hissettim. Roma hissini gördüm. Mimari açıdan Roma mimarisini ve onun nasıl değiştiğini gördüm. Şaşkınım. Yarın da zamanım olursa farklı yerlere gitmek isterim.
Roma'dan sonra buradan Osmanlı İmparatorluğu geçti, sonra da Türkiye geldi. Ayasofya gibi Sultanahmeti de görmek şart... Bir daha böyle uzun bir dizide oynamak ister misin yoksa daha kısa soluklu olanlarını mı tercih edersin?
Ben iyi olan her şeyi yapmak isterim. Film dizi önemli değil. Proje iyiyse içinde olmak isterim... Camileri görme fırsatından da yararlanacağım. Hint kökenliyim. İslami mimariyi de tanıyorum. Ama burası çok farklı.
Sıradaki Haber