Cem Yılmaz, Malatya'da sinemaseverlerle buluştu
Malatya'da bu yıl 8'incisi düzenlenen Uluslararası Film Festivali kapsamında oyuncu, yapımcı ve komedyen Cem Yılmaz, Malatya'da sinemaseverlerle buluştu.
Cem Yılmaz'ın senaryosunu yazdığı ve başrolleri Ozan Güven, Seda Bakan, Farah Zeynep Abdullah, Zafer Algöz ve Özkan Uğur ile paylaştığı 'Arif V 216' filmi, 8'inci Malatya Uluslararası Film Festivali'nin 'Komedi Kuşağı' kapsamında Avşar Sineması'nda gösterildi. Etkinliğe katılanların sorularını yanıtlayan ünlü komedyen Cem Yılmaz, sinema perdesinde görmeye layık şeyleri bir plan dahilinde gösterme gayretinde olduğunu söyledi.
GORA, AROG ile Arif V 216 filmlerindeki 'Arif' karakterinin normal bir insanı canlandırdığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
"Sinema perdesinde en azından görmeye layık şeyleri ya da göstermek arzusunda olduğumuz şeyleri bir plan dahilinde, bir cazibe ekleyerek gösterme gayretindeyim ben. Her hangi bir sıradan bir adamın macerası olarak başlamış bir tasarım. Mesela; GORA macerası bütün Amerikan filmlerinde, bütün uzaylılar genellikle Amerika'ya gelir mi? muhatap olarak Amerikan Başkanı'nı alır, muhatap olarak oradan birisi dünyayı kurtarır. Bizim 80'lerin başındaki Çetin İnanç'ın 'Dünyayı Kurtaran Adam' macerasının dışında ve 1973'deki Sadi Alışık'ın 'Turist Ömer Uzay Yolunda' macerası dışında çok hatırladığım beliğin hatırladığım bilim kurgu yok, yani beni hatırladığım yoktur GORA ile uğraşırken. Bende herhangi birinin mesela Malatya'dan bir arkadaşım veya bizim Arif nereli tam bilmiyorum Antalya'da halıcılık yaptığını biliyorum bir tek acaba onu kaçırsa uzaylılar ne olur? Diye düşünülmüş bir şey. Çünkü o birazcık tepkisel de bir konu bizden birisi kaçırılsa ne olacak? Şimdi o filmi ben bir gerçeklik üzerinden yazmaya çalıştım. Bizim adamımız kaçırıldığı zaman izlediği filmlerden mutlaka etkilenecektir. 'Bilim Kurgu Macerası' deyince onları düşünecektir."
"Ben hiçbir kardeşimizin Arif gibi olmasını istemem"
Arif karakterinin kusurlu bir kahraman olduğunu dile getiren Yılmaz, "Beni Arif diye bilen bir sürü adam var, 'Sen bilirsin işini' diyen. Ben işimi onun gibi halletmeye çalışsam kariyerim 2 sene sürerdi. İstiyorum ki insanların kusurlarını da. Hani şey vardır; bir karakteri kabaca pazarlamak için 'Bu içimizden biri' derler. Ben hiçbir kardeşimizin Arif gibi olmasını istemem. Biz kötü örnekleri filmin içinde tartmamız gerekiyor" diye konuştu.
Bir seyircinin 'Ben sinemada tekelleşme olduğunu düşünüyorum. Sizleri böyle festivaller olmasa göremeyeceğiz. Neler söyleyecek siniz?' sorusuna Yılmaz, bunun işin üretim kısmında önemli olan şeyler olmadığı yanıtını verdi.
Güzel şeyler, dünyanın her yerinde değerlidir
Bir şeyi başarmak için herhangi bir yere gitmenin gerekmediğini kaydeden Yılmaz, "Dünyanın her yerinde bir şey dünya standartlarında yapılabilir. Bununla ilgili hiçbir derdimiz yok. Bugün Malatya'daki bir kardeşimizin bazı enstrüman kullanarak, belki de telefonunu kullanarak çekeceği bir hikaye dünyadaki herkesi ilgilendiriyorsa gerçekten buna kimse mani olamaz. Güzel şeyler, dünyanın her yerinde değerlidir. Bunu kimse engelleyemez" şeklinde konuştu.
"Boş bir a-4 kağıdına Arif V216'yı yazdım"
Yılmaz, küsmek yerine başka yolların bulunması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
"Bazen 'Ağabey arkamızda kimse yok ki' deniliyor. İyi de benim de kimse yok. Ben de boş bir A-4 kağıdıyla başlıyorum, alıyorum kalemi Arif V216'yı yazıyorum. Acaba bunu kim beğenecek, yapmaya layık bulacak, para koyacak? Çünkü masraflı bir iş. Ben evde Arif V 216 çekiyor olsam sizin gibi elimdeki kamera neyse öyle çekerim. Kendi kendime çeksem o zaman da burada, perde de gösterilecek kıymette bir şey üretemiyorum. Biraz mücadele lazım."