Pera Palace’ta bahar temizliği: Pera'nın Zamanı
Tiyatroda alternatif projelerle adından söz ettiren Altıdan Sonra Tiyatro, seyircilerini bu defa 125 yıllık tarihiyle Pera Palace’ta ağırlıyor. Agatha Christie, Greta Garbo, Ernest Hemingway ve Franz Joseph’in kaldığı odaların ve genel alanın bir sahne olarak kullanıldığı interaktif tiyatro oyunu “Pera’nın Zamanı”, tiyatroseverlere farklı bir deneyim sunuyor. Önceki yıllarda sokak, ev, bahçe ve teras gibi farklı sahnelerde oyunlar izleyenler, bu defa atmosferiyle de sıradışılık yaratan Pera Palace’ın odalarında bir zaman yolculuğuna çıkacaklar. Gelin, daha fazlasını ve sezonu Altıdan Sonra kurucularından Gülhan Kadim ve Yiğit Sertdemir’den dinleyelim. Haber: Betül Memiş / Cnnturk.com
Haberin Devamı
Otelin tarihi dokusuna uygun bir oyun
/

Altıdan Sonra Tiyatro ile tarihi Pera Palace’ın bu oyunda buluşması nasıl gerçekleşti? Gülhan Kadim: Biz yıllardır, kamusal alanda tiyatro yapan bir ekibiz. Otel yönetimi "Yokuş Aşağı Emanetler" ve "Sorunlu İnsan Kaynağı" gibi oyunlarımızı daha öncesinden bildiğinden, bize: “Pera’da, Kumbaracı50’nin var olan oyunlarından oynayabilir misiniz?” dediler. Fakat elimizdeki oyunlar, otelde sahnelenmeye uygun değildi. Biz de yönetime, hotelin tarihi dokusuna uygun bir oyun yapabileceğimizi söyledik. Kabul ettiler ve böylece Pera Palace ile Altıdan Sonra Tiyatro’nun macerası da başlamış oldu.
Hikayenin merkezi 'zaman'
/

Temayı belirlerken ve metinleri yazarken nelere dikkat ettiniz? G. Kadim: Hikayenin merkezine ‘zaman’ temasını koyduk, çünkü zaman algısını, otelin her köşesinde hissediyorsunuz. Sanki her şey değişmiş, geçmiş ama aynı zamanda da hiçbir şey değişmemiş gibi! Yazarken dikkat ettiğimizse; hikayeyi, vakti zamanında otelde kalmış olan Greta Garbo ve Agatha Christie gibi kişilerin üzerinden vermemek oldu. Diğer türlü metin ya çok tarihi olacaktı ya da belgesele dönüşecekti, bu yüzden kurgusal metinler yazdık.
Haberin Devamı
Pera Palace’ta bir bahar temizliği
/

Kaç hikaye var, konularından bahsedebilir misiniz?G. Kadim: Beş farklı hikaye izliyor seyirci: "Bellboy’lar", "Son Şarkı", "Tıkanmışlık Sendromu", "Ölmek Sanatı" ve "Lo Lo Lo"... Konuya gelince; Pera Palace’ta yıllardır biriken anılar, zamanda bir tür kırılmaya yol açıyor. Bunun sonucunda da bazı odalardaki konuklar, bir döngüye giriyorlar ve o yaşadıkları anı sürekli yaşıyor hale geliyorlar. Dolayısıyla oteli terk edemiyorlar. Anlatıcı bellboy’lar da seyircilerden bahar temizliği yapmak üzere bir yardım istiyor. Seyirciler, bu bahar temizliğiyle birlikte odalara girip, o karakterlerin, o anlarına tanık oluyor.
'Derdimiz kendi hikayemizi anlatabilmek'
/

Bu sezon nasıl oyunlar izleyeceğiz, memleketin hali sahneye ne kadar yansıyacak? Yiğit Sertdemir: Bu yılın oyunları az çok belli ama pek çok insan gibi bizler de memleketten başka bir şey düşünemiyoruz. Bizim derdimiz başından beri aynı, bulunduğumuz yerden baktığımız ölçekte, kendi hikayemizi anlatabilmek misal; 2004’te sahnelediğimiz "O.B.E.B" ya da bu yılın oyunu "Şizo Şeyks" gibi… Bugün olan mevzuları biz daha 2004’te söylemişiz. Yiğit olarak benim gülümsememe olanak sağlayacak bir sebebe ihtiyacım var. Yeni bir oyunda da umudu yaratmak için zorlayacağımızı düşünüyorum. Bu bakımdan da bizim sığınağımız tiyatro.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
'Yazamama' ve 'Oynayamama' atölyesi
/

Bu yılın kurs ve atölyelerinde neler var? G. Kadim: 19.30 adıyla Kasım’da başlayacak olan temel oyunculuk eğitimi üzerine, çalışanlara yönelik bir kursumuz var. Yiğit’in iki atölyesi var; "Yazamama" ve "Oynayamama". Burçak Çöllü’nün oyuncuların şarkı söyleme korkusuyla ilgili "Eyvah Solom Geldi", Sinem Özlek’in ise dramturji üzerine "Bu Metinin Altı Nerede" atölyeleri olacak. Bir de hafta sonları komedi okulu var.
'Şehir Tiyatroları çok ciddi bir yara aldı'
/

Şehir Tiyatroları’nın içinden biri olarak son yaşananlara ilişkin ne söylemek istersiniz? Y. Sertdemir: Açıkçası mevzu nedir, bir anlasak, biz de çözümü önereceğiz ama bir türlü anlaşılamadı. Atılanların bir kısmı geri geldi, diğer kısmının da geri geleceği söyleniyor. Ne yazık ki bu süreç tarihe kara bir leke olarak geçecek. Bu sezon herkes için çok üzücü bir başlangıç oldu. Kimse başlamış gibi hissetmiyor. Tek bildiğimiz hepimizi çok üzdüler. Şehir Tiyatroları çok ciddi bir yara aldı, göründüğünden çok daha ciddi ve bu da uzun sürede çıkacak.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Umut: Mekan, tiyatro ve kent
/

Tiyatro mekanları kapanıyor, sanata destek de ortada, ‘devam etmeye’ dair ne söylemek istersiniz? G. Kadim: Eskiden yaptığımız işi çok başka bir yere koyuyordum. Sanırım yaş ilerleyince bu algım değişti. Bu işi seçtiğim için yapıyorum ve mecburiyetimin olmaması da bana güç veriyor. Umut dediğim kısım ise bu mekan, bu tiyatro ve bu kent benim tercihim, dolayısıyla bunlar devam etmem de en büyük etken.
'Uçmasak da güzeliz'
/

Y. Sertdemir: Bu yıl Tomi’nin (Tomris İncer) vefatıyla bambaşka zamanlar geçirdim. Bu yıl fark ettiğim ve aslında ikna olduğum bir şey oldu. Çok tersinden bir şey söyleyeceğim ama açıklayıcı olacağını düşünüyorum; kişisel manada serüvenlerimiz farklı olabilir ama bu coğrafyadaki bütün insanlar ‘anlaşılmak’ istiyor. Hep diyorum, arkanıza bakacağınıza, yanınıza bakın, orada muhakkak birisi vardır, diye. Altıdan Sonra’nın bunca zaman beraber olabilmesinin sebebi yan yana durabilmeyi becerebilmesidir. ‘Umut’ ise hiçbir zaman uçamayacağını bildiğin halde zıplamaya devam edebilme çocukluğunu elinde tutabilme lüksündür. O yüzden biz zıplamayı hep sevdik, bunu da Tomi’den öğrendik. Ayrıca uçmasak da güzeliz.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Ek gösterimler yapılacak
/

Oyuna yoğun bir ilgi var, bu kadar ilgi bekliyor muydunuz? G. Kadim: İlgi çok yüksek, açıkçası bu kadarını beklemiyorduk. Biletler çıktığı anda tükendi. Ayda dört oyun koyabiliyoruz, tek gösterimde de 45 seyirci alabiliyoruz ama ek gösterimler yapmayı düşünüyoruz.
Bir cesaret ve girişim örneği
/

Tiyatro da gündemden nasibini alıyor, bu bağlamda tarihi bir markanın, bir tiyatroyla proje geliştirmesi cesaret istiyor gibi, siz ne düşünüyorsunuz? G. Kadim: Pera Palace yüzyıllık bir mekan ve kendi içinde bir marka. Kumbaracı50 de 90’ların sonundan bu yana tiyatral anlamda güzel bir yerde duruyor. Bence bu iki kurumun bir araya geliyor olması, dediğiniz gibi iyi bir cesaret ve girişim örneği. Umarım başka marka ve kurumlara da cesaret olabilir.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
'Büyüdüğümüzü kabullendik'
/

90’lı yıllardan günümüze, tiyatro ve algı olarak değiştiğinizi düşünüyor musunuz? Y. Sertdemir: Büyüdüğümüzü kabullendik. Bu kabullenme de başka kanallar açıyor insana. Tiyatroda da kalabalık olmak ve gençleri yönetime dahil etme süreci, kurslar, atölyeler hep bu kanallar sebebiyle… Enteresandır, bizim grubun en genciyim ama ben de 40’ıma geliyorum. Enerjimiz belli, hepimiz Tomi (Tomris İncer) değiliz, böyle gidersek de onun gibi 65’imizde dans edemeyeceğiz belki! Bu coğrafyada yaşayan herkes gibi, bizler de yıprandık, yorgunluklarımız var ama bata çıka ilerlesek de ‘bu yıl hangi oyunu yapıyoruz?’ sevgisi hiç değişmedi.
Hiç tarihi bir otelde tiyatro oyunu izlediniz mi?
/
Agatha Christie'den, Ernest Hemingway'e kadar dünyaca ünlü yazarları ağırlayan tarihi Pera Palas Oteli benzersiz bir tiyatro deneyimi yaşamak isteyenleri bekliyor. Video: Afiş Ekibi / CNN TÜRK