Sahne Tozu tiyatro okulu herkesi sahneyle tanıştırıyor
Burası İstanbul’da bir müzikal ve tiyatro okulu... Lüküs Hayat’ın, Sunrise Sunset’in öğretildiği; Dünya’da ve Türkiye’de yapılan tüm müzikallere selam gönderilen bir okul... Öğrencileri ise sadece oyuncu olmak isteyen gençler değil. 60 yaşın üzerinde emekli ev hanımları, avukatlar, öğretmenler, hatta doktorlar bile bu okulun öğrencileri...
Çağlar İşgören’in 2005 yılında kurduğu Sahne Tozu İzmir Tiyatrosu’nun bir şubesi olan bu okula gelen herkes bir eğitmeni seçiyor ve ondan ders alıyor. Nişantaşı’nda Sait Çiftçi İlkokulu’nun konferans salonunda her hafta bir gün prova yapılıyor. Haldun Dormen müzikal dersini, Göksel Kortay, Selçuk Yöntem, Zafer Ergin ve Zerrin Tekindor tiyatro derslerini, Kandemir Koruk yazarlık eğitimini, Selçuk Bora ise dans eğitimini veriyor...
89 yaşındaki Haldun Dormen’in müzikal eğitimi ise 5 yıldır devam ediyor. Piyanist Serpil Günseli’nin eşliğiyle, dört aylık eğitimin sonunda bir gösteri yapılıyor. Hayatlarında sahneye bile çıkmamış olan öğrenciler bu müzikalde şarkı söylüyor, sahne alıyor.
Ne zamandan beri bu okulda eğitim veriyorsunuz?
Haldun Dormen: Sahne Tozu ile ben 10 yıldır birlikte çalışıyorum. Onlarla İzmir’de tanıştım. İstanbul’da bir okul açmak istediklerinde ben de devreye girdim. Arkasından Göksel Kortay, Selçuk Yöntem gibi insanlar bir araya geldi. Aşağı yukarı bir okul oldu yani…
Sahne Tozu’nda 5 yıldır müzikal eğitimi veriyorsunuz. Nasıl karakterler geldi buraya bu 5 yılda?
Haldun Dormen: Çok ilginç aşağı yukarı hiç sahneye çıkmamış ve hep içlerinde kalmış insanlar geliyorlar. 20 yaşından 60 yaşına kadar her yaştan insan geliyor. Ve çok hoş, çünkü onlar da şarkı söylemek istiyorlar ve çok da güzel söylüyorlar. Ben de onlarla çalışmaktan çok büyük zevk alıyorum çünkü hayatlarında yapamadıkları bir şey yapmaya çalışıyorlar. Ona yardımcı olmak çok güzel bir şey. Ben çünkü istediklerimi yaptığım için, başkalarına bu konuda yardım etmek hoşuma gidiyor.
Sahne deneyimi yaşamak isteyenlere 'Sahne Tozu' okulu
İnsanlar sahneye çıkmaya korkuyor. Müzikal deyince daha da büyüyor konu… Ama aslında buraya gelenler de bankacılar, avukatlar, öğrenciler…
Haldun Dormen: Evet. İlk önce söylemek istemiyorlar ama sonar birkaç şarkı daha söyleseler razılar. Söylemeye başladıktan sonar çok mutlu oluyorlar. Ben yıllardır burada hissediyorum. Korkarak gelen herkes şarkı söylüyor. Bir kere yapınca oluyor.
Korkularıyla yüzleşiyorlar yani…
Haldun Dormen: Ben zaten özgüvenlerini kazandırmak için çalışıyorum. Bir kere seyircinin karşısında şarkı söyledikten sonar müthiş bir özgüven geliyor. Ben bunu yaparım diyorlar ve yapıyorlar.
Peki sahneye çıkmak dışında neler öğreniyorlar bu kursta?
Haldun Dormen: Valla ben genel kültür öğretmeye çalışıyorum. Pek üstünde durmuyorlar ama… Genel kültüre çok önem veriyorum. Çünkü bence şu andaki en önemli dil genel kültür dili. Herkesin birbiriyle anlaşması için mutlaka genel kültürü bilmesi lazım. Beethoven’ı bilmesi lazım. Reşat Nuri Güntekin’i bilmesi lazım. Muhsin Ertuğrul’u bilmesi lazım.
Buraya gelenler kendilerine bir hedef mi koyup geliyorlar? Ben işimi bırakacağım, oyuncu olacağım diyorlar mı?
Haldun Dormen: İş bulursa, işine gelirse deyim daha doğrusu oluyor. Öyle olanlar da oldu. Bir teklif alırlarsa, işlerinden memnun olmayanlar olursa oluyor.
Türkiye’de bugünlerde müzikaller ne durumda sizce?
Haldun Dormen: Türkiye’de müzikaller sahne olmadığı için istediğimiz kadar olmuyor. Zorlu sahnesi var. Zorlu’da birtakım şeyler halledilebiliyor ama o da yetişmiyor. Ben mesela bugüne kadar aşağı yukarı 20 tane müzikal sahneye koydum. Ama birtakım müzikallerim var koyacak sahne bulamıyorum çünkü çok küçük sahneler…
Hangi şarkıları söyletiyorsunuz? Hangilerini söylemek istiyor gelen öğrenciler?
Haldun Dormen: Türkçe müzikallerin şarkılarını daha çok söylemek istiyorlar daha iyi biliyorlar. Bize ait oldukları için… Benim müzikallerimden, Keşanlı Ali’den, Yedi Kocalı Hürmüz’den şarkılar söyleniyor. Ama şey de var; Operadaki Hayalet’in, Sefiller’in şarkılarını da söylüyorlar. Çünkü onlar da gerçekten çok popüler.
Öğrencilerle röportaj
Jale Canbul, iki çocuk annesi, bir torun sahibi... Dört yıldır Haldun Dormen’den müzikal dersi alıyor. Hep rengarenk giyiniyor. Baştan aşağı pembe, kırmızı, mavi giyinmeyi bir de gönlünden geçtikçe şarkı söylemeyi çok seviyor.
“Yaşım bir hayli ileri, ama hissettiğim yaşı söyleyeyim 35 yaşındayım!”
Mert Ergün 40 yaşında... 34 yaşına kadar otellerde yiyecek içecek müdürlüğü yaptı. Sonra oyunculuk hayalini takip etmek için kariyerini bıraktı. Beş yıldır Haldun Dormen’in müzikal derslerine geliyor bir yandan da dizi ve reklamlarda rol alıyor.
“Bir anda bastılar bana, mesleğimi bıraktım. Her şeyi bıraktım. Tamamen bu sektöre geçtim. Ve çok mutluyum geçtiğim için...”
Ümit Öztürk, 22 yaşında bir üniversite öğrencisi... Tiyatrocu olmak için Çankırı’dan İstanbul’a geldi.
“Çocuk iken izlediğim bir isimle burada beraber çalışıyorum. Ondan çok şey öğreniyorum.”
Arzu Hoşgör Ülker, 22 yıl finans direktörlüğü yaptı. Şu an emekli, yazarlık yapıyor. Bir yandan da hayalini takip ediyor.
“Bu yıl başladım ikinci baharıma... Çocukluk hayalimdi. Burada Haldun Dormen’in olduğunu öğrendim. Onunla çalışıyor olmak çok değerli benim için.”
Demet Koç, 33 yaşında, turizmci...
“Üniversitede 3 yıl tiyatro yapmıştım. İşten dolayı ara vermek zorunda kalınca içimde hep bir ukde kalmıştı. Yıllar sonra Haldun Hoca ile başladım.”
Ayşegül Frame, 31 yaşında... Bir medya şirketinde yönetici olarak çalışıyor. Son altı yıldır 22 defa taşındı. Kamboçya’da, Amerika’da yaşadı...
“Evde, banyoda, asansör boşluğunda şarkı söylüyordum elbet... Türkçe bir oyunda yer almak istedim. Özüme dönüş gibi bir şey yaşıyorum.”
Berna Birdal 37 yaşında dış ticaret yöneticisi... Okul yıllarında tiyatro yaptı. Müzikalle ise Haldun Dormen ile tanıştı.
“Tiyatro özel sektörde çalıştıktan sonra hep içimde kalan bir şeydi. Sahne tozunu bir kez yutan unutamıyor.”
Gehad Hossam El Din, Mısırlı. Mısır’da Unicef’te çalıştıktan sonra sıkıldı. Türkçe ve Türkiye tarihini öğrenmek için Eylül 2016’da İstanbul’a yerleşti.
“Türkiye’ye gelirken burada müzikal de yapmak istedim. Haldun Dormen’in ününü duydum. Sıfır Türkçe bilmeme rağmen beni kabul ettiler. Şimdi Türkçe şarkı bile söylüyorum!”
Güler Portakal 38 yaşında, avukat... Bir bankada hukuk işleri yöneticisi olarak çalışıyor. Daha önce hiç tiyatro ile ilgilenmedi. Bu ilk deneyimi...
“Buraya başladıktan sonra insanların keyif aldıkları bir işi yaparak para kazanmasının ne kadar harika bir şey olduğunu anladım!”
Zeynep Türkoğlu, 25 yaşında genç bir doktor... Hayatında hiç müzikal yapmadı. Sesinin çok kötü olduğunu iddia ediyor, ama şarkı söylemeyi çok seviyor.
“Çok stresli bir iş yapıyoruz. Kafa dağıtmak için yoğun spor yapıyordum eskiden... Bu da öyle bir şey benim için aslında...”
Can Mengüllüoğlu 25 yaşında... Çocuk iken Hatay’da belediyenin tiyatrosunda yer alarak başladı. Müjdat Gezen ve Tarık Akan ile tiyatro çalıştı. Profesyonel olarak oyunculuk yapıyor.
“Aldığım 7 yıllık tiyatro eğitimi bir yana, Haldun Dormen bana sahnenin tozunu yutturan tek adam...”
Murat Terzi, 30 yaşında. Aslında harita kadastro teknikeri... Zorla bu bölümü okudu, mezun olup dört yıl bu işi yaptı. Ama kendi deyimiyle mutsuz oldu, bıraktı. Rotasını şantiyelerden sahnelere çevirdi. Şimdi o bir oyuncu...
“Tiyatroya giden bir ailem yoktu. Operaya gitmek istiyordum ama hiç gidememiştim. Hep çok severdim farklı şeyleri... Yıllar sonra hayalimi takip ettim.”