Evrim Doğan: Tiyatro aşkı zehirli, bulaşınca geçmiyor
Tiyatro sahnelerine ağırlık verdikten 3 sene sonra ekranlara "Gülümse Yeter" dizisi ile dönen Evrim Doğan, "zehirli ve bulaşıcı" olarak tanımladığı tiyatroya da ara vermiş değil. Bu yıl onu hem televizyon ekranlarında hem de tiyatro sahnesinde seyretmek mümkün. Doğan, İkincikat’ın ilgi çeken oyunu "Kasap"ta Mert Denizmen ve Melis Öz gibi isimlerle sahneyi paylaşıyor.
Daha önce "Şubat" dizisi ve "Vicdan" filminden tanıdığımız Evrim Doğan, yoğun bir tiyatro temposundan sonra bu yıl "Gülümse Yeter" adlı dizi ile ekranlara geri döndü.
Turizm ve otelcilik okurken bir yandan da amatör olarak tiyatro ile ilgilenen Evrim Doğan, sonrasında bu işi profesyonelliğe dökmek istediğine karar veriyor ve Anadolu Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro bölümünden mezun olduktan sonra birçok oyun ve dizilerde rol almaya başlıyor.
"Bir oyuncunun yeri yalnızca tiyatro mudur? Bir oyuncu geçimini yalnızca tiyatro yaparak sağlayabilir mi? İdealleri bir kenara bırakıp farklı alanlara yönelmek mi gerek?" Bu gibi sorular birçok oyuncunun zaman zaman aklını kurcalayan ve onlar için büyük ikilemler yaratan sorular. Özel sahnelerin birer birer kapısını kapatmak zorunda kaldığı özellikle günümüz şartlarında yalnızca tiyatro yaparak ayakta kalmaya çalışmak büyük bir çaba gerektiriyor diyebiliriz.
"Özel tiyatroların hepsi birer survivor"
Evrim Doğan da bu konudan bahsediyor ve bir oyuncunun yalnızca tiyatro oyunlarında yer alarak yaşamını idame ettirmesini "zor ama imkansız da değil" olarak değerlendiriyor.
Doğan, ödenekli tiyatrolarda çalışmanın işi nispeten daha kolaylaştırdığını, fakat mesele özel tiyatrolara geldiğinde işin oldukça zorlaştığını, özel tiyatroların neredeyse hepsinin kendi yağında kavrulduğunu ve de hepsinin birer "survivor" olduğunu ifade ediyor.
Doğan’a göre bir oyuncu hayatta kalmak adına birçok alanda mesleğinin becerilerini göstermeli, yani hem oyunculuk yaparken hem de özel ders verip dublaj da yapmalı.
Kendisinin de zamanında aynı sezonda 6 farklı oyunda oynadığını ve aynı zamanda özel dersler de verdiğini söyleyen Evrim Doğan, bu süreçte aile desteğinin de oldukça önemli olduğunu vurguluyor.
"Tiyatro zehirli ve bulaşıcı"
Eskişehir’de konservatuvarı bitirip İstanbul’a yerleşen Doğan, büyük şehirdeki yaşama ayak uydurmakta da zorlandığını söylüyor ve İstanbul ile olan ilişkisini şöyle tanımlıyor: "Bir süre iyi geçindi benimle, baktım sonra yine yüz çevirdi. Anladım ki fazla ciddiye almamak gerek onu! Şimdi İstanbul ile mesafeli bir ilişkimiz var. Ama onunla ilgili en çok kafaya taktığım şey gittikçe kalabalıklaşması ve betonlaştıkça betonlaşması."
Doğan, farklı bir bölüm okurken üniversitenin tiyatro kulübünde amatör olarak başladığı bu macerayı konservatuvarda işin eğitimini alarak devam ettirme ve bu alanda ilerleme kararı alıyor ve hiç de pişman değil. Aksine "iyi ki de böyle oldu" diyor. Doğan’a göre, tiyatronun zehirli bir tarafı var, bir bulaştı mı insan bir daha ondan kurtulamıyor.
Kasap: İnsan eti yenir mi?
Geçtiğimiz sezon sahnelemeye başladıkları "Kasap" oyunu, bu yıl da İkincikat’ın Karaköy’deki sahnesinde seyirci ile buluşmaya devam ediyor. Genç oyuncu ve yazar Halil Babür’ün kaleminden çıkan "Kasap", seyircisine bir distopya sunuyor.
Oyuncu Evrim Doğan, oyunu şöyle değerlendiriyor:
"Kasap oyunu bir Kasap dükkanında geçiyor. Hayvanlar ülkeyi terk etmiş ve bu sebeple yiyecek et kaynağı kalmamıştır. O zamanın tarım bakanı bir referandum düzenler: 'İnsan eti yenir mi?' Bu oyun yönetmenimiz Güray Dinçol sayesinde de hem oyunculuklar hem atmosfere katkısıyla yazılan hikayeyi kanlı ve canlı hale getirdi. Birbirinden inanılmaz oyuncularla aynı sahneyi paylaşmak da büyük şans benim için."
"Kasap", sezon boyunca her Cuma İkincikat Karaköy'de sahnelenecek.
"Nermin için aptal sarışın diyemem"
Evrim Doğan aynı zamanda "Gülümse Yeter" adlı dizide Nermin adlı karakteri canlandırıyor.
İzleyicilerin geneli Nermin’i biraz sinir bozucu bir karakter olarak değerlendirse de Doğan bu karakterin aslında eğlenceli, kendi içinde oldukça mantıklı ve tutarlı bir kadın olduğunu ve bu sebeple ona “aptal sarışın” demenin haksızlık olacağını düşünüyor.
Evrim Doğan, "Tek amacım onun bir tip olmasını engellemek. Karakteri bu yüzden katmanlandırmaya ve detaylandırmaya çalışıyorum" diyor.