Bu hikâyede geçmiş yok: Hiç mi Bir Şeyim Yok
Bitiyatro’nun bu yıl sahnelediği oyunlardan biri, Hiç mi Bir Şeyim Yok. Aslında henüz olmayan bir zamanda olmayan bir yerde geçiyor. Ama izledikçe anlıyorsunuz ki o yer, o zaman insanın tam içinde…
Oyun bana ilk olarak George Orwell’in muazzam eseri 1984’ünü çağrıştırdı. Kahramanlarımız 2077 yılında yaşıyor. Birisi teşkilat görevlisi, öteki teşkilat görevlisinin karısı ve diğeri kadının kardeşi… Teşkilat her şeyi yasaklıyor, fazla mobilyaları, fazla eşyaları… En önemlisi insanların anılarını, belleğini ve geçmişini de siliyor.
Ama insan bu ha deyince her şeyini bırakamıyor öyle geride. Bazen bir fotoğraf, bazen geçmişten çıkıp gelen bir insan, bazen sadece bir tablo “yasakları” delme gücü veriyor. Üstelik sonunda ölüm bile olsa… Peki ölüm bu yasaklardan kurtulmanın tek çaresiyse?
Öte yandan rahatsız edici bir oyun Hiç mi Bir Şeyim Yok. “Distopya” diye tanımlansa da gerçek dünyadan pek uzak değil, çünkü yaşadığımız hayatın gidişatı bizi tam da bu distopyaya sürüklüyor.
Yönetmenliğini Laçin Ceylan’ın yaptığı, oyuncu kadrosunda Fatih Dokgöz, Evren Kardeş ve Adıhan Şentürk rol aldığı, İngiliz yazar Edward Bond’un yazdığı “Hiç mi Bir Şeyim Yok” Bitiyatro’da. Mutlaka izlenmeli…
Oyunun künyesi
Yazan: Edward Bond
Çeviren: Senem Cevher
Yöneten: Laçin Ceylan
Oyuncular: Fatih Dokgöz, Evren Kardeş, Adıhan Şentürk
Yönetmen Yardımcısı: Ozan Güney Yaman
Dekor – Kostüm: Nilüfer Karaca
Işık Tasarım: Aslı Atasoy
Asistanlar: Ünal Topbaş, Esra Balaban