hourSON DAKİKA
left-arrow right-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Fazıl Say'ın prodüktörlüğünde: Şairlerin şiirleri ‘İlk Atlas’ta şarkı oldu

    Fazıl Sayın prodüktörlüğünde: Şairlerin şiirleri ‘İlk Atlas’ta şarkı oldu
    expand
    KAYNAKBetül Memiş / Cnnturk.com

    Yolları Avusturya’da kesişen mezzosoprano Senem Demircioğlu ile piyanist İklim Tamkan’ın ilk albümleri ‘İlk Atlas’, Fazıl Say prodüktörlüğünde çıktı. Albüm kapsamında bir araya geldiğimiz ikiliyle müziği, şiiri ve ‘şiirli şarkılarını’ konuştuk…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Neler var bir düşün ikimizin arasında / Senle ben varız önce katı sınırlarımızla / Aç da bak sabırla, iyice ara / Bir çocuğun kanayan ilk atlasında / Kaçılacak yer yoktur bulanmadan acıya / 'Mutlu aşk yoktur dünyada' / Seninle benim aşkımız bile olsa.” 1940 ve 1993 yılları arasında, dünyayı şereflendirmiş üstat Metin Altıok böyle nidalanıyordu ‘İlk Atlas’ şiirinde. Şimdi Altıok’un bu şiiri, klasik müzik kökenli sanatçılar Senem Demircioğlu ile İklim Tamkan’ın bir araya gelerek Fazıl Say’ın prodüktörlüğünde ve yapımcılığındaki ‘İlk Atlas’ albümünde melodilere dönüştü.

    Mezzosoprano Demircioğlu ve piyanist, klavsenci Tamkan, albümde Altıok şiirinin yanı sıra Cemal Süreya, Edip Cansever ve Behçet Aysan gibi şairlerin şiirlerini de yorumluyor. Operacı kimliğinden sıyrılarak farklı tarzlarda şarkı söyleyen Demircioğlu ve klasik eğitim almış bir piyanist olmasına rağmen çarpıcı düzenlemeleriyle dikkat çeken Tamkan’ın albümü; klasikten caz ve rock’a müzikseverlere renkli bir dinleme hali sunuyor. İkili için; “Uzun yıllardır tanıdığım, takip ettiğim, konserlerimde, kayıtlarımda, projelerimde yer verdiğim, olağanüstü özelliklere sahip iki genç müzisyen. Onların bu albümü yapmasında yol gösterici oldum, kayıtlar aşamasında sık sık stüdyoya gidip onları yönlendirdim ve bununla gurur duydum. Çünkü yaptıkları albüm, sonuç olarak hem müzikal açıdan hem de ülkemizin kültürü açısından değerli ve kalıcı bir çalışma oldu. Eminim bu albüm tüm müzikseverlerin dikkatini çekecektir…” diyen Fazıl Say’ın yol arkadaşlığında çıkan albüm kapsamında Demircioğlu ve Tamkan ile bir araya geldik. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mutlu aşk var mıdır ki?

    -Albüme adını verdiğiniz ‘İlk Atlas’ın sonunda; 'Mutlu aşk yoktur dünyada' diyor. Peki, sizce ‘mutlu aşk yoktur’ mudur ve sizdeki karşılığı nedir?

    Senem Demircioğlu: Mutlu aşk var mıdır ki? Bendeki cevabı yoktur! Bence Metin Altınok, çok özel ve başka bir derinlik anlatıyor; ‘özetle mutlu aşk yoktur’ demiyor. Aidiyetlikten ve aşkın sonucunun ne kadar kırıcı da olsa ‘ilk’ olmasının özelliğinden bahsediyor. Altıok’un melankolisi beni çok etkiliyor. Bütün o karanlık diyebileceğimiz duyguları çok sakin bir dille anlatıyor. Okuyanı anında yakalıyor ve incitmeden tutuyor avcunun içinde.

    İklim Tamkan: Zaman zaman mutlu aşk olabilir. Ama şiirden yola çıkarsam; benim de Senem’in de bu şiirde kokladığımız hüzünlü, karanlık bir yan var. Ben, aşkın çok güzel yaşanılabilir ve değer bir şey olduğunu düşünüyorum ama sonundaki hayal kırıklığını da hissedebiliyorum. Bence ikimizin de, mutlu aşkın olmadığını düşünen, karanlık bir yanı var. Her ne kadar sahnede enerjimiz çok yüksek görünse de, bence bu parçayı seçişimiz Metin Altıok ve şiir sevgimizin yanında, aslında karanlık yanımızı ve aşkın sonundaki o kırıklığı temsil ediyor. Karamsar insanlar değiliz ama o duygularda gezinmeyi de seviyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fazıl Sayın prodüktörlüğünde: Şairlerin şiirleri ‘İlk Atlas’ta şarkı oldu

    Dostluğumuzu da yarattığımız müzik besliyor

    -Yunan mitolojisindeki Atlas’ı düşünürsek; albümün ‘İlk Atlas’ olmasının sizdeki manası nedir?

    İklim Tamkan: Albüme ilk olarak bu şiiri şarkı yaptık, bir yanıyla bu yüzden ‘İlk Atlas’, bir yanıyla da bizim de ‘ilk Atlas’ımız... Kendimizi aradığımız, bulduğumuz yer.

    -Bir piyanist ve bir mezzosopranonun buluşmasının albüme dönüşen yolculuğu nasıl oldu? 

    İklim Tamkan: Senem’le arkadaş olmamızla başlayan bir müzik yapma sürecimiz var. Öyle ki tanıştığımızda mesleki olarak birbirimizin kayıtlarını dinlememiştik bile. Avusturya’da müzik eğitimi alırken tanıştık ve birbirimize tutunduk. 2012’den bugüne de dostluğumuz ilerledi. Birbirimizi ise müzik yapa yapa ve vakit geçirerek tanıdık. Bizim için de hem ilginç hem de organik bir süreç oldu.
    Senem Demircioğlu: Beslendiğimiz yer müzik. Bence dostluğumuzu da yarattığımız müzik besliyor. İlk olarak ikimizin de eğitimini aldığı klasik müzikle başladık bir şeyler çalıp söylemeye. Sonra ikimizin de ortak edebiyat zevklerini keşfedince, ‘şiirleri neden şarkılaştırmıyoruz?’ dedik. O dönemde Fazıl Say’dan taslak halindeki ‘İlk Şarkılar’ albümünün notalarını rica ettik ve çalışmaya başladık. Sonra üstüne kendi parçalarımızı kattık ve proje gelişerek bugünkü halini aldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fazıl Sayın prodüktörlüğünde: Şairlerin şiirleri ‘İlk Atlas’ta şarkı oldu

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Albümün fikir babası Fazıl Say

    -Albümün içeriğinden bahseder misiniz? Albümün prodüktörü Fazıl Say; bu sizin için ne ifade ediyor?

    İklim Tamkan: Albümün fikir babası Fazıl Say. Bizim için bir kılavuz, özellikle müzik camiasında kimse kimseye el uzatmazken, ‘ben size inanıyorum’ dedi. Fazıl Say’la tanışmamız ise; müzik eğitimim için gittiğim Viyana’da oldu, 18 yaşındaydım. Senem de İstanbul’daki öğrencilik yıllarında kendisiyle çalışmaya başladı. Hem yakın dostumuz, hem de abimiz. O bizim için büyük bir şans. Muazzam yoldaşlığı hâlâ devam ediyor. Albümde diğer emek verenlere gelince; ‘İlk Atlas’ın yaratıcısı ve aynı zamanda 11 yaşından beri arkadaşım olan Ajlan Akyüz’ün dört parçası var. Doğan Duru bizim için bir beste yaptı, yine bir Altıok şiiri. Ayrıca Senem’le ilk beste çalışmamız var, biraz daha sert, rock sound’larında olan.

    Senem Demircioğlu: Albümde toplamda 10 şarkı yer alıyor, sekiz tanesi şiirden şarkı. İklim’in piyano solosu var, bir de Azeri besteci Fikret Amirov’un, hepimizin bildiği ‘Yıldızların Altında’ şarkısını düzenledik. Fazıl Say’ın prodüktör olmasına gelince de; acayip bir sorumluluk getiren de bir şey. Bize inandı ve desteği karşısında bizim projemiz oluştu. Tabii ki bunun da bir bedeli, yani ağırlığı var. Bu işi yapıp bıraktı değil, hâlâ bizi takipte…
    *Klasik eğitimlerinizden dolayı albümü bu kadrajda algılayanlar olacaktır. Siz albümü nasıl tanımlıyorsunuz?
    İklim Tamkan: İnsanlar; ‘bir mezzosopranoyla piyanist bir araya gelirse ve işin içinde Fazıl Say da olursa, albüm sadece klasik müzikseverlere hitap eder’miş gibi düşünüyor. Ama aslında çok alternatif bir albüm oldu. Tüm duruşumuzla muhafazakâr olmamaya gayret ettik.

    Fazıl Sayın prodüktörlüğünde: Şairlerin şiirleri ‘İlk Atlas’ta şarkı oldu

    Sahnede bir piyano ve bir vokal biraz riskli

    -Müzikte dert edindiğiniz mevzular neler?

    Senem Demircioğlu: Hayatımın her evresinde müzik olmasını istiyorum. Çok konuşkan biri değilim dolayısıyla sahnede bir parçayı yorumlarken günlük hayatta anlattığımdan daha fazla duygu aktarımı yapabiliyorum. Müzik beni çok daha fazla rahatlatıyor, benim için iletişim şekli diyebilirim.

    İklim Tamkan: Müzikte derdim; bir takım incelik ve detaylarla biri ya da birilerine dokunabilmek! Bir parça çaldığımda, içimi oyan ya da kanatlandıran ne varsa onu aktarmaya çalışıyorum. Aracımda çaldığım enstrümanım. Mesela; öyle bir şey hissediyorum ki ‘orada ama tarif edemem’ dediğimde, işte tek derdim; o dinleyici de aynı şeyi hissedebilsin!

    -Sahnede sadece ikiniz varsınız; bu nasıl bir hissiyat?

    İklim Tamkan: Sahnede de diğer zamanlarda olduğu gibi bir bağ var aramızda; bu da birbirini anlamak, algılamak ve disiplinli çalışmakla ilgili. Hissettiğim; sahnede ikimiz varız, ikimizin dışında bir küre ve onun dışında da seyirciler var gibi. 

    Senem Demircioğlu: Sahnede bir vokal ve bir piyano var ve bu da çok yalın bir şey. Biraz riskli de, çünkü bir ya da bir buçuk saat boyunca, sadece piyano ve vokal üzerinden dinleyicilere ulaşmak sıkıcı da olabilir yahut öyle harmanlanır ki çok keyifli de… Ama biz bunu keyifli hale getirebiliyoruz.

    -Son yıllarda dünya politikalarının ülkeler arası yarattığı tahribata bakınca -ki muhakkak yaptığınız müziğe de yansıyordur- ne söylemek istersiniz?

    İklim Tamkan: Sanatın her kolu umut her zaman. Hiçbir şey yokmuş gibi piyanonun başına geçip de bir şeyler çalayım algısında olamıyorum. Sanatsal anlamda da daha oyuk hissediyorum. Umut öyle ya da böyle, her zaman var ama umuda dair bir şey gördüğümüzden değil, umuda olan inancımızdan var. İcra ettiğim sanatla; her şeye rağmen inanç ve inatla bir insana bir şey söylemek de olsa, bunu yapmaya devam edeceğim. Bir kişiyi de olsa iyiliğe, şefkate ve müşfik olmaya ikna etme çabam/ız sürecek. Bizim tüm konserlerimiz barışı istemenin dile getirildiği konserler oluyor ki bunu biz yapmazsak kim yapsın! Vicdani sorumluluk taşıyan ve biraz kendi halkının dünyasına kaygılanan her sanatçının da böyle düşündüğüne inanıyorum. Değerlerimizin ve inandığımız mevzuların arkasında durmamız gerektiğini düşünüyorum.

    Senem Demircioğlu: Umut her zaman var… Bizler sahnede bir nebze de olsa nefes aldırabiliyor ve nefes olabiliyorsak işte bu paha biçilemez. Çünkü hepimizin ihtiyacı olan bu. Eğlence kültüründen bahsetmiyorum, çünkü bir o tür müzikler icra etmiyoruz. Popüler kültür arenasında rengimizi hep belli ettik ve bu halimizi de cesur buluyorum.

    Albüm tanıtım video:

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow