Leyla Gencer'in bilinmeyen notaları
Milano'da hayatını kaybeden soprano Leyla Gencer'le ilgili İtalyancaya çevrilen kitabının tanıtımını Roma'da yapan Yazar Zeynep Oral, “Gencer'in geride bıraktığı değerli arşivini araştırmak gerekiyor. Gün yüzüne çıkmamış notaları var" diyerek araştırmacılara bir mesaj verdi.
Gazeteci-Yazar Zeynep Oral, 1992 yılında kaleme aldığı ve Mayıs ayında İngilizceden İtalyancaya çevrilen Tutkunun Romanı adlı kitabının tanıtımını, Roma'daki Odradek Kitabevi'nde yaptı. “Leyla Gencer - Il Canto e la Passione (Leyla Gencer - Şan ve Tutku)ö adıyla raflardaki yerini alan kitabın tanıtımında, Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil ve İtalya'da yaşayan Yönetmen Ferzan Özpetek de birer konuşma yaptı. Özpetek, bir şarkıcı, bir kadını anlatan çok çarpıcı bir kitap olduğunu söylerken Büyükelçi Akil, böyle bir kitabı hazırladıkları için Zeynep Oral'a ve yayınevine teşekkür etti.
20. yüzyılın en önemli sopranolarından kabul edilen Leyla Gencer'le çocukluk arkadaşı olan Yazar Oral ise “Bir fenomen olduğu, sahnedeki duruşuna hayran kaldığım ve müzikalitesinin güzelliğinden dolayı Gencer'i herkes tanımalıö düşüncesiyle bu kitabı kaleme aldığını aktardı.
DEĞERİNİ GEÇ ANLADIK
Zeynep Oral, Avrupa ülkelerinde “La Diva Turcaö olarak ünlenen ve 80 yaşındayken 2008 yılında Milano'da yaşamını yitiren Gencer'i DHA'ya anlattı.
Klasik müziğin mabedi sayılan Milano'daki La Scala Tiyatrosu'nda 25 yıl boyunca primadonna olarak opera söyleyen Gencer'in dünya çapında bir sanatçı olduğunun altını çizen Zeynep Oral Gencer'in önemini, “Müzik ve operayı bir misyon edindi, onları daha güzel bir dünya yaratmak için kullandı. Araştırmacılığı, olağanüstü tekniği, kaybolmaya yüz tutmuş eserleri bulup çıkarması, dünyanın en önemli şefleri ve yönetmenleriyle çalışmış olması ve belki de sesinin, dramatik gücünün en mükemmel olduğu dönemde 'Ben artık bundan sonra opera sahnelerine çıkmak istemiyorum, gençleri eğitmek istiyorum' dediği içinö diye anlattı.
Zeynep Oral, askeri darbenin ardından 1960 yılında İstanbul'dan Milano'ya taşınan Gencer'in Türkiye'de değerinin bilinip bilinmediğine ilişkin ise “1950'lerde O'nun değerini bildik. 1960'tan sonra bilemedik. Çünkü Ankara Devlet Operası'nda anlaşmasını feshettik. Buna kovulmak da denebilir. Sonra 90'lı yıllarda tekrar değerini anladık. Daha sık seminerler verdi, devlet sanatçısı oldu. Tabii bunun daha önce olması lazımdı, biraz geç kaldık ama zararı yok. Adına bir yarışma yapıldı. Son yolculuğuna da çok sevdiği boğaz da uğurlandı“ dedi.
“ÜLKEM BENİ HATIRLADI" DERDİ
Kitabında daha çok Leyla Gencer'in insan, kadın yanını vurguladığını söyleyen Oral, “Opera geleneği olmayan bir ülkeden çıkıp, bu işin en köklü geleneğine sahip İtalya'da kendini tanıtmak, en mükemmeli hedefleyip, bu işin mabedine, La Scala'ya ulaşmak ve dünya sahnelerini zaptetmeye çalışmak önemli bir azim. O birçok genç için örnek, umut oluşturuyorö diye konuştu.
Yazdığı kitabın Türkiye'de yayınlanmasının ardından (1992) gençlerin Gencer'i daha iyi tanıdığını belirten Oral, “Madalyalar verildi, heykelleri dikildi, fahri doktoralar verildi, adına para basıldı. İlgi odağı olmaya başladı. Çok akıllı ve ironikti. Sitem etmiyordu ama ironik bir şekilde, 'Ülkem beni hatırladı' demeye başlamıştıö dedi.
Kendisinin yaptığı gibi başka yazarları da değerli sanatçı Leyla Gencer'le ilgili kitaplar yazmaya davet eden Oral, “Benim eksik bıraktıklarımı onlar tamamlasa keşke. Örneğin Gencer şaşılacak derecede düzenli bir arşivciymiş. Ancak bunların çoğunu ne benimle ne de O'nun biyografisini yazan Franca Cella'yla paylaşmadı. Yani Leyla Gencer'le ilgili araştırma yapmak isteyenler onunla ilgili yeni çok şey çıkarabilir. Keşke böyle olsa. Gün yüzüne çıkmamış notaları var. Konferans notları daö diyerek, Gencer'in bilinmeyen yönlerinin araştırılması gerektiğine işaret etti.