Kadebostany: Biz modern Çingeneleriz
Yayınladıkları iki stüdyo albümünde kendi 'Pop Cumhuriyeti'ni ilan eden ve dünyanın en küçük 'hayali' ülkesini kurduklarını deklare eden İsviçreli grup Kadebostany, 4 Kasım'da Zorlu PSM'de hayranlarıyla buluşuyor.
Kendine has sahne performanslarıyla dikkat çeken ve "Castle In The Snow" şarkısıyla da müzikseverlerin hafızasında ayrı bir yer edinen grubun beyni Kadebostan'a konser öncesinde merak ettiklerimizi sorduk.
Altın Portakal ödülleri sahiplerini buldu
Mayıs ayında yayınlanan yeni single "Frozen to Death"le yakında piyasada olacak üçüncü albüm "Soldiers of Love"ı müjdeleyen grup, hem bu hayali ülkenin başkanı hem de grubun lideri görevini üstlenen DJ, yapımcı ve besteci Kadebostan ve onun üniformalı sahne arkadaşları ile görsel-işitsel anlamda, hayli güçlü bir canlı performansa sahip.
Daha önce birçok kez Türkiye'ye gelen ve her seferinde büyük bir ilgiyle karşılanan İsviçreli grup, şarkılarında keman, akordeon, saksafon, gitar, banjo ve fagot gibi enstrümanları başarılı bir şekilde, elektronik altyapıyla birleştiriyor.
"Rüyamızı yaşıyoruz"
Hep yollarda olma hali müziğinize ve size nasıl yansıyor? Mottonuz nedir?
Yollarda olma hali bir yaşam tarzı. Biz, ülkeden ülkeye giden ve vizyonunu tutkulu insanlarla paylaşan modern Çingeneleriz. Rüyamızı yaşıyoruz ve bu da çok ilham verici... Mottomuz; evrensel yankısı olan bireysel bir şey yaratmak.
Gelelim canlı performanslarınıza... Herkesi etkileyen bu konserlere nasıl hazırlanıyorsunuz?
Biz ciddi bir müzik işçiliği yapıyoruz. Canlı performanslarımızı çok ciddiye alıyoruz. Her konserin büyük bir şov olması için çalışıyoruz. Bu aynı zamanda duygusal da bir şey. Performanslarımızda müzik sahnesine ait olmayan ama modern sanat veya tiyatrodan gelen teknikler kullanıyoruz. Sonuç olarak mevcutta olmayan ve her zaman hayranlarımızın zihninde kalacak bir şey yapmak istiyoruz.
"Kadebostany her şeyin mümkün olduğu bir dünya"
Dünyanın en küçük ülkesi olan 'Pop Cumhuriyeti'ni kurma hikayesi nasıl doğdu?
Her zaman görkemli bir şeyler yapmaya imrenmişimdir. 'Kadebostany Pop Cumhuriyeti'ni de dünyayı müziğimle fethetmek ve kendime sınırları olmayan, bütün bir sanatsal özgürlük sağlamak için yarattım. Kendi kurallarımla bir ülke yaratma fikri, bu amaç doğrultusunda, en iyi çözüm olarak ortaya çıktı.
Kadebostany ülkesinde nasıl bir yaşam var?
Her şeyin mümkün olduğu, çılgın bir yaşam... Kendi sanatına adamış insanlarla çalışıyorum ve biz dünyayı, sanatı ile fethetmeye hazır bir ordu gibi organizeyiz. Başından beri bir misyonumuz var ve hiçbir şey bizi durduramaz.
"İyi müziği öne çıkarmak için savaşmalıyız"
Üçüncü albümden bahseder misiniz?
Her albüm birbirinden farklı, çünkü her seferinde yeni kurallar koyuyorum. Bu albümde de değişik kadın sesleriyle devrim niteliğinde, derin, duygulu ve evrensel, bir çeşit "geleceğin operası" vizyonundan yola çıktım. Bestecilik sürecinde, bestenin kalitesine odaklanırım ve her şeyi piyanoda yazarım.
Bir söyleşinizde "Her gün müzik için savaşmak zorundasın" diyorsunuz, açıklar mısınız?
İyi müziği öne çıkarmak için savaşmalıyız. İnsanlar yaşamlarında en iyi müziği ve sanatı hak ediyorlar. Söylemek istediğim; kendinizi aptal pazarlama numaraları ile kandırmalarına izin vermeyin.
Türkiye bizim için her şeyin başladığı ilk ülkelerden biri
Türkiye'de geniş bir hayran kitleniz var. Dinleyenlerinizle aranızdaki bağı nasıl tanımlıyorsunuz?
Dünyanın her yerindeki hayranlarımız üzerinde büyük bir sorumluluk hissediyoruz. Bizim müziğimizi dinliyorlar ve onlar için en iyisini vermek istiyoruz. Şunu belirtmeliyim ki; kesinlikle, her zaman Türkiye ile özel bir bağımız oldu. Türkiye, bizim için her şeyin başladığı ilk ülkelerden biri. Burada geniş ve sadık bir hayran kitlemiz var. Bizim müziğimizde ne bulduklarını bilmek zor, söyleyebileceğim farklı olduğumuz.
Aternatif müzik sahnesinin genç isimlerine ne söylemek istersiniz?
Hayallerinizi takip edin, önerileri dinlemeyin ve kendi sezgilerinize inanın.
Yepyeni bir gösteriyle sahnede olacağız
Gittikçe dozunu artıran dünyadaki savaş hakkında ne düşünüyorsunuz? Sanatın birleştirici gücüne inananlardan mısınız?
Sanat anlaşmadır. Gösterilerimiz ve konserlerimiz esnasında insanların yüzüne bir bakın. Sınırları olmadan biraradalar. Bu bizim topluma katkımızdır; insanları bir araya getirmek.
İstanbul konserinizde dinleyicilerinizi ne gibi sürprizler bekliyor?
Yepyeni bir gösteriyle karşınızda olacağız. "Castle In The Snow", "Walking With a Ghost" gibi klasik şarkılarımızı ve gelecek albümden yeni şarkılarımızı içeren bir performans gerçekleştireceğiz. İstanbul konserimiz tiyatral bir yöntemle ve eşsiz bir sahne tasarımıyla yaratıldı ve de güçlü bir sahne performansıyla desteklendi. Ayrıca konserimize görkemli bir dokunuş getirecek yeni şarkıcımız "Kristina" da sahnede yerini alacak. Kısaca pek çok sürprizimiz olacak.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey varsa seve seve paylaşmak isteriz.
Konser öncesi son video klibimizi izleyin derim: "Frozen To Death"