Aşık Veysel müzikali bu yaz memleketinde
Halk müziğinin büyük ozanı Aşık Veysel için hazırlanan müzikal bu yaz memleketi Sivas'ta izleyiciyle buluşacak. Müzikalin yönetmeni Numan Çakır, ilgiyle karşılanan projenin Veysel'e bir gönül borcu olduğunu belirterek, Sivas'ta sahnelenecek olmasının yarattığı heyecanı anlattı.
Bu toprakların trajedisini yansıtan kederli sesi, türkülerine yansıyan derin sözleri ve hayata bakışındaki bilge tavrıyla yeri doldurulamaz büyük bir ozan Aşık Veysel. Sadece müzisyenlere değil başka pek çok sanatçıya da ilham vermiş, eserleri yeniden yorumlanmış. Şimdiyse yaşamı genç yönetmen Numan Çakır tarafından müzikale uyarlanıyor, üstelik müzikal Mayıs'ta Veysel'in memleketi Sivas'ta sahnelenecek. Çakır, Veysel'in ses kayıtları ve hayatından kesitlerin yer aldığı müzikalin ayrıntılarını cnnturk.com'a anlattı.
Ne zamandan beri Aşık Veysel ile ilgilisiniz?
Bu toprakta yaşayan herkesin Aşık Veysel ile bir yerden bağı vardır. Benim bu bağım 4- 5 sene öncesine dayanıyor. Son 1 yıldır da bu bağı daha çok güçlendirdim. Veysel ile ilgili akademik okumalar yapıyordum ve aklıma onunla ilgili bir şey yapmak geldi. Bana göre bu bir gönül borcu ödemeydi. Müzikal hazırladım ve O'na gönül borcumu bu şekilde ödediğime inanıyorum.
Aşık Veysel'in hikayesinde sizi etkileyen ve izleyiciye aktarmak istediğiniz nedir?
Beni etkileyen bir hikayesi var aslında. Aşıklar Bayramı'ndan sonra kendisine bağlanan maaşı reddetmiş. Maddi durumu o kadar iyi olmayan bu adam parayı nasıl reddedebilir? Bence buradan bile büyük bir hikaye çıkabilir. Aşık Veysel bana göre yüzlerce yıldır süregelen halk edebiyatının özetidir. 20. yüzyılın son sesi son sözüdür. O Mevlana'nın, Karacaoğlan'ın, Pir Sultan Abdal'ın, Hallac-ı Mansur'un 20. yüzyıldaki yansımasıdır. Benim bu bağlamda izleyiciye aktarmak istediğim O'nun sadece Uzun İnce Bir Yoldayım, Kara Toprak gibi parçalardan ibaret olmadığıdır. Ben müzikalimizde bunu en iyi şekilde verdiğimize inanıyorum. Mesela Aşık Veysel'in çok bilinmeyen parçalarını bilerek seçtik ki insanlar onu daha iyi tanıyabilsin.
Aşık Veysel'i düşününce müzikal'in akla ilk gelen anlatım türü olmadığını söyleyebiliriz. Halk müziği ile müzikali bir arada yorumlamak nasıl bir etki yaratıyor sizce?
Müzikal dediğimiz zaman içinde çok sesli bir müziğin, görselliğin olması gerekir. Biz fon müziklerini canlı olarak klasik gitar ve kabak kemaneyle yapıyoruz. Aslında bir doğu - batı sentezi. Aralarda da bağlama, bendir, klasik gitar ve elektro gitar ile Aşık Veysel'in türkülerini seslendiriyoruz. Ama izleyiciyi en çok çeken kısmı tiyatral bölümler. Benim sahnede Aşık Veysel ile konuşmalarım var. Mesela Aşık Veysel gözlerini açtırmak isteyenleri reddetmiş. Ben bunun nedenini direkt sahnede Aşık Veysel'e soruyorum. Bu da izleyici de bir samimiyet uyandırıyor. Gösteride ayrıca Aşık Veysel'in doğumunu ve ölümünü lirik dans ile anlatıyoruz. Bazı yerlerde Aşık Veysel'in eski konuşma kayıtları devreye giriyor. Bu da seyircide biraz hüzün yaratıyor diyebiliriz. Ama şu an iki gösteri yaptık. İki gösteride de salonu dolduran insanlar kadar dışarıda kalan insanlar vardı. Demek ki güzel bir yolda ilerliyoruz.
Uzun İnce Yol'u bilmeyen yoktur herhalde. Peki Aşık Veysel, iyi tanınan bir ozan mı yoksa ona dair yüzeysel bilgilerimiz mi var?
Aslında duyduğum sabit sorular var. Gerçekten kör müydü ya da Aşık Veysel Alevi mi? gibi. Ben de diyorum ki Veysel bu sorularınızı duysa çok üzülürdü. Keşke onu biraz okusanız. Hem kör olmadığını hem de hiçbir düşünceye ve inanca bağlı olmadığını görürdünüz.
Ama ben insanlara kızmıyorum. İlgi ve kültürle alakalı biraz da. Benim kendi kültürüme ilgim çok fazla. Bu kültüre ilgi duyup da Aşık Veysel'i bilmemek olmaz. Ben O'nunla ilgili bir şey duyduğum zaman heyecanlanıyorum. Ama insanlar çok sakinler. Ben bunu garipsemiyorum.
Sizinle konuştuğumuz günlerde bir de Aşık Veysel film projesini duyurmuştuk. Ozanı anlatan farklı projeler birbirini nasıl etkiliyor?
Ben uzun süredir ''Veysel'in Bir Günü'' adlı kısa filme çalışıyorum. Aşık Veysel hakkında çekilmiş ilk kısa film olacak. O'nun için bütçe bekliyorum. Biz uzun bir süre önce Sert Ünsüzler adlı bir ekip kurduk. ''Veysel'' müzikali bizim ilk projemizdi ve başarıyla sergiledik. Bu kısa filmin de çok güzel bir proje olacağına inanıyorum. İnsanlar bu filmde "Kör bir Aşık bir gününü nasıl geçirir?" sorusuna cevap bulacaklar. Umarım en kısa zamanda bütçemiz çıkar ve çekmeye başlarız. Bu konu dahilinde şunu söylemek isterim. İnsanlar kendilerini popüler edecek şeylere çok para yatırıyorlar. Oysa böyle sanatsal değeri olan projeler hep askıda kalıyor.
Tabi şu sıralar en çok merak ettiğim şey Bilal Babaoğlu'nun ''Uzun İnce Yol'' filmi. Bence çok değerli bir çalışma. Metin Erksan'ın filminden sonra en iyisi bu olacak diye düşünüyorum. Bilal Bey sanırım sadece Veysel'in bir dönemini ele alacak. Umarım O da en güzel şekilde Veysel Dede'ye gönül borcunu öder.
Müzikal, beklediğiniz ilgiyi gördü mü? Yeniden nerede ve ne zaman sahnelenecek?
Müzikal beklediğimiz ilgiden fazlasını gördü. Buradan bütün bize destek veren başta Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal'a, Aşık Veysel'in torunu Nazender Süzer'e, Can Dündar'a, Sualp Media'ya, Adem Şen'e, Selahattin Birgül'e, Arda Şakar'a çok teşekkür ederim.
Müzikal 9 Mayıs'ta Sivas Şarkışla'da, 13 Mayıs'ta İstanbul Arel Üniversitesi'nde sergilenecek. Bütün gönül dostlarını bekliyoruz. Aşık Veysel rehberiniz olsun.