Yasemin Avcı 'Osmanlı Hükümet Konakları'nı yazdı
Yasemin Avcı'nın Tanzimat reformlarının uzantısı olarak devletin yeni işlevlerinin gereği olarak ortaya çıkan ve aynı zamanda sembolik güç merkezleri olarak beliren "Osmanlı Hükümet Konakları"nı anlattığı kitabı okurla buluştu. Avcı, "Osmanlı Hükümet Konakları"nda, padişahların temsiliyetinin artık, meşruiyetleri adına yaptırdıkları anıtsal camilerde değil, tümüyle sivil karakterli resmi hizmet binalarında gerçekleştiğini anlatıyor.
Yasemin Avcı'nın yeni kitabı "Osmanlı Hükümet Konakları", Tarih Vakfı Yurt Yayınları'ndan çıktı.
Tanzimat'ın kent mekânına taşıdığı yeni bina tiplerinden olan ve 1860'lı yıllardan itibaren, tüm Osmanlı eyaletlerinde, hatta küçük idari merkezlerde dahi boy gösteren hükümet konakları, önceki dönemde "paşa kapısı", "vali sarayı" ya da "vali konağı" gibi adlarla bilinen yapılardan tamamen farklıdır.
'Tan: Serteller Yönetiminde Muhalif Bir Gazete'
Yasemin Avcı tarafından kaleme alınan "Osmanlı Hükümet Konakları" isimli kitapta birer sembolik güç merkezi olarak da görülebilecek bu yapılar tarihi, kültürel ve politik açıdan kapsamlı bir şekilde ele alınıyor.
1860'lı yıllardan itibaren, tüm Osmanlı eyaletlerinde, hatta küçük idari merkezlerde dahi, boy gösteren bu yapılar, devletin "inşa edilmiş bir gerçekliğe" kavuşması, soyut ve müphem bir olgu olmaktan çıkarak cisimleşmesi demektir. Böylece şahsileşmiş yerel iktidar olgusu ortadan kalkmaya, himaye ve intisap sisteminden profesyonelliğe ve bürokratlığa geçiş başlamıştır.
Tanzimat reformlarının uzantısı olarak devletin üstlendiği yeni işlevlerin gerektirdiği bu yapılar, aynı zamanda sembolik güç merkezleri olarak da görülmelidir.
Zafer Toprak bir sınıfın doğuşunu anlattı: Türkiye'de İşçi Sınıfı
Bu dönemden itibaren, Osmanlı padişahları, saltanatlarının meşruiyetleri adına yaptırdıkları anıtsal camilerde değil, tümüyle sivil karakterli resmi hizmet binalarında temsil edilmişlerdir.
Padişah tuğrası, devlet arması ya da sancak gibi siyasi iktidarın sembolik göstergeleri artık gündelik işler için gidilen devlet yapılarında sergilenmekte, böylece kamusal alanda her yerde ve her zaman "hazır" bir devlet imgesi oluşmaktadır.
Çoğunlukla hemen etrafına yerleşen kışla, idadi, rüştiye, adliye binası, jandarma dairesi, belediye, postane, hatta hapishane gibi resmi binalarla beraber yeni bir "kamu sitesi" oluşmuş, daha önemlisi "hükümet meydanı" adıyla anılan bu alan, Osmanlı kent yaşamında artık çok daha sık görülen, resmi kutlamalara, açılış törenlerine, nutuklara, hatta kitle gösterilerine mekân olmuştur.
Yasemin Avcı tarafından kaleme alınan, editörlüğünü ise Tuba Akekmekçi'nin üstlendiği 342 sayfalık kitabın satış fiyatı 45 TL.