Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik yayında
Adıyla dikkat çeken “Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik” Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Söyleşilerden oluşan kitapta ağızlarından çıkan her sözcüğü sanat, edebiyat ve felsefeye bağlayabilen bir çiftin entelektüel evlilik ve özgürlük hikayesi anlatılıyor.
İşte Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan yeni kitaplar...
Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ve Julia Kristeva ile Philippe Sollers’in söyleşilerinden derlenen “Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik” kitabı, ağızlarından çıkan her sözcüğü sanat, edebiyat ve felsefeye bağlayabilen bir çiftin entelektüel evlilik ve özgürlük hikayesini anlatıyor.
Evlilik çoğu zaman taraflardan birinin kurban konumunda olduğu bir çatışmadır. İnsanlar birtakım hesaplarla ya da aldatıcı hayallere kapılarak evlenir; zaman, kitabına uygun bu kırılgan sözleşmeyi yıpratır, evlilik bozulur, insanlar yeniden evlenir ya da karşılıklı hayal kırıklıkları arasında çakılıp kalır.
“Burada öyle bir şey yok: Her iki taraf da eşit olarak, birbirini sürekli olumlu etkileyerek kendi yaratıcı karakterini koruyor. O halde burada düzen meraklısı ama çözülen toplumun kabul etmekte zorlandığı yeni bir aşk sanatı söz konusu. Her türlü gericiliğe karşı bir sosyal eleştiri ve özgürlüğe düzülen şiirsel bir güzelleme olarak evlilik? Deneyin.” - Philippe Sollers
“Julia (1941, Bulgaristan, Sliven doğumlu) ile romanlarında inanılmaz tuhaflıkların altını çizen Philippe’in 1966 yılının Paris’inde karşılaşma şansları neydi? 68 Mayısı’ndan hemen önce, o sırada ve sonrasında birbirlerini sevme şansları? Peki 1967’den bu yana evli kalma şansları? Çok az, ihtimaller hesabı yapılsa 0’dan sonra astronomik bir sayılar dizisi eklemek gerekirdi...” - Julia Kristeva
Ruhların İletişimi - Proust ve Müzik
Mehmet Rifat’ın yazdığı, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Ruhların İletişimi - Proust ve Müzik” kitabı hem müzikseverlere hem de Proust tutkunlarına sesleniyor. Müziksever olup da Proust tutkunu olmayanı ya da Proust tutkunu olup da müzik sevmeyeni düşünemeyeceğimize veya düşünmek istemeyeceğimize göre, bu kitap açıkçası “Müziksever Proust Tutkunları”na sesleniyor.
Okurlar iki ana bölümden (Proust ve Müzik; Proust ve Besteciler) oluşan kitabın sayfalarında dolaşırlarken bir yandan müzik üzerine yapılmış en güzel, en çarpıcı, en ironik, en “hareli” yorumların Proust’un kaleminden çıktığını görecekler, öte yandan bu “büyük yazar”ın Bach, Beethoven, Berlioz, Boieldieu, Chabrier, Chopin, Debussy, Fauré, Franck, Indy, Massenet, Mozart, Saint-Saëns, Schubert, Schumann, Strauss, Stravinski, Wagner ve daha birçok besteciye ilişkin değerlendirmelerini, beğenilerini, eleştirilerini okuyacaklar.
Bu arada Proust’un “Pek az müzisyende bulunan bir yeteneğe sahip” besteci olarak yarattığı Vinteuil’ün Sonat’ı ve Septuor’uyla ilgili önemli ipuçlarına da ulaşacaklar.
“Ruhlar arasında mevcut olabilecek iletişimin yegâne örneği müzik mi diye düşünüyordum.” (Marcel Proust)
Şark’ın Sultanları
“Yâdigârın ne bir tutam saç var,
Ne soluk bir fidan, ne bir yaprak!..
Acı bir zehr akınca kalbimize
Seni mehtaba sorduk ağlayarak.”
Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Şark’ın Sultanları”, Faruk Nafiz Çamlıbel’in ilk eseri. Han Duvarları adıyla yayımlanan “toplu şiirler”e bu kitapçıktan küçük birtakım değişikliklerle iki şiir alınmış: Şark’ın Sultanları ve Yolcu.
Doğu’ya has bir sesi, Doğu’dan aldığı ilhamlarla yakalamaya, dile getirmeye şalışan şair, kendi ipeğini süzeceği kozayı bu şiirlerle örmeye başlamış: Gizemli sultanlar, gönül çelen güzeller, sâkîler, Sadâbâd, Nedîm ve Lâle Devri, mevsiminde güzellikler, mevsimsiz hüzünler. Ses o ses, koza o koza, ipek o ipek.