Yalçın Küçük, "uykuda düşen" Aforizmalar'ını yazdı
Yalçın Küçük'ün "gece ve uykumda düştüler ve önceleri, sabah olunca hepsini unutuyordum. Sonra, yatağın başucuna kart ve kalem almaya başladım. Sabahları okuyordum ve çok şaşırıyordum ve sanki bana uzaktan geldiler" dediği Aforizmalar'ı kitap oldu. Tekin Yayınevi Küçük'ün Aforizmalar'ını okurla buluşturdu.
Yalçın Küçük'ün Aforizmalar adlı kitabı, Carol Bakhos'un İbrahim'in üç büyük dindeki izlerini sürdüğü İbrahim'in Ailesi, Mehmet Bican'ın 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan gece ile başlayan dönemin öyküsünü anlattığı O Gece, Özdemir İnce'nin İmam Hatip Saltanatı ve İmamokrasi adlı kitabı ile Afonso Cruz'un Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü'nü kazanan romanı Kokoschka'nın Kuklası Tekin Yayınevi'nden çıktı.
Aforizmalar
Yalçın Küçük'ün Aforizmalar adlı kitabı da Tekin Yayınevi'nden çıktı. Kitapta, Yalçın Küçük'ün aşk, hapis, insan, savaş, din, bilim, tarih, edebiyat ve felsefe, memleket, Kemalizm, sosyalizm ve devrim üzerine kısa özlü sözleri, kendine has çıkışları yer alıyor.
Dağlarca Şiir Ödülünün ilki Şükrü Erbaş ve Ömer Erdem'e
Kendine has üslubuyla tanınan yazar, Aforizmalarını şu sözlerle anlatıyor:
"Bunların, 'Aforizmalar' demek istiyorum, başlarda belki çok çok azı hariç, hiç birisini gündüz yazmadım ve hiç birisini planlamadım, gece ve uykumda düştüler ve önceleri, sabah olunca hepsini unutuyordum. Sonra, yatağın başucuna kart ve kalem almaya başladım. Sabahları okuyordum ve çok şaşırıyordum ve sanki bana uzaktan geldiler.
Ne kadar diyalektik ve ne kadar hırslı, sonsuz sevgili; benim Aforizmalarım hep böyledir. Artık korkmuyorum."
Dünyaca ünlü Çinli şair Jidi Majia Türkçede
İbrahim'in Ailesi
Tekin Yayınevi'nin okurla buluşturduğu bir diğer kitap ise, Carol Bakhos'un İbrahim'in Ailesi. Bakhos, kitabında İbrahim'in üç büyük dindeki izlerini sürüyor.
İbrahim Peygamber'in hayatını, yolculuklarını, üç dinde de genel olarak Allah'a imanın ve itaatin yüksek mertebesi olarak yorumlanmış kurban kıssasını, oğulları ve eşleriyle olan ilişkisini inceleyen akademik çalışma, içinde bulunduğumuz coğrafyanın, yani Ortadoğu'nun tarihsel olarak nasıl bir süreklilik arz ettiğini gösteriyor.
Tarih boyunca kimi zaman dinler arasında ortaklık kurup inananların kardeşlik duygularını pekiştirmenin, kimi zamansa oğulları üzerinden amansız bir bölünmenin ve kanlı kavgaların aracı kılınmış İbrahim Peygamber'in yaşamını anlatan çalışma, gündelik hayattan da hikâyeler barındırıyor. Kitap, konunun meraklılarına tarihi ve politik bilgiler sunuyor.
Tekin Yayınevi, ayrıca şair Özdemir İnce'nin "İmam Hatip Saltanatı ve İmamokrasi" adlı kitabını da yayımladı.
"Yargıda Kumpasın Köşe Taşları"
O Gece
Mehmet Bican'ın 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan gece ile başlayan karanlık dönemin öyküsünü, öncesi ve sonrasıyla anlattığı "O Gece" okurla buluşuyor.
"O Gece"ye yıllar sonra bakmanın ve hatırlamanın, bugünleri anlamak için çok önemli olduğunu düşünen yazar, "O Gece"de, cumhuriyetin kazanımları ve "Atatürk devrimlerinin reddiyle" Türkiye'nin çağın gerisinde kalmış ülkelerin gömüldüğü karanlığa taşındığı düşüncesini işliyor.
12 Eylül'den bu yana yaşananları bu perspektifle kaleme alan Bican kitabında, Türkiye'nin bugün de cuntacı zihniyetin sona erdiği iddia edilse de o dönemdeki anayasa ve yasalardan daha da antidemokratik uygulamalara imza atılan bir ülke olduğunu anlatıyor.
Yazar kitabında şu sorulara yanıt vermeye çalışıyor: "- Hukukun ortadan kalktığını, özgürlüklerin sıfırlandığını nasıl göreceğiz? - Sahte ihbar mektupları, yalan beyanlar, düzmece belge ve gizli tanıklarla esir alınan subayları, aydınları, gazetecileri, suçsuz birçok yurtseveri sorgusuz sualsiz zindanlarda çürüten; hukukun temel ilkelerine, insan haklarına aykırı ve taraflı çalıştığı belgelenen mahkemelerin savcılığına soyunanların hukuk anlayışını nasıl değerlendireceğiz? - İnsanlarımızı ırk ve din istismarcılığıyla ayrıştıran ve düşman kamplara bölenlerin kimler olduğunu nasıl bileceğiz?"
Kokoschka'nın Kuklası
Yayınevi ayrıca Ödüllü Dünya Edebiyatı serisinden Portekizli ünlü yazar Afonso Cruz'un, Kokoschka'nın Kuklası adlı kitabını da okura sunuyor. Romanda, hayat hikayesinin bir başka kitapta yazılı olduğunu öğrenen kahramanlarının bu durumun peşinden gitmelerinin hikayesi anlatılıyor. Afonso Cruz'a 2012 Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü'nü getiren bu eser zengin bir anlatı kurarken, politik atmosferi de incelikli bir biçimde örüyor.
Oskar Kokoschka, yaşadıkları fırtınalı aşkın sonucunda kendisinden ayrılan Alma Mahler'in kuklasını yaptırır. Gerçekmiş gibi yaşar kuklayla, ta ki bir gün kafasında şarap şişesi kırıp bırakana dek. Adını bu yaşanmış olaydan alan Kokoschka'nın Kuklası, bu hikâye etrafında kurgulanan, çarpıcı metaforlar ve eşsiz dil oyunlarıyla yazılmış bir anlatı. En yakın arkadaşı gözlerinin önünde vurulan bir asker, dünyayı hepimizden farklı şekilde algılayan bir çocuk, kitaplarını bastırmak için her yolu deneyen bir yazar, Oskar Kokoschka'nın attığı kuklayı bulup Tanrıçası yapan bir hizmetçi, herkese bir müzik akoru gözüyle bakan gitarcı ve çok daha fazlası… Bütün bu insanların iç içe geçen hikâyeleri bize varlığımıza her daim dışarıdan bir şahit gerektiğini hatırlatıyor. Bazen bir başka insan, bazen aşk, bazen ölümüyle hayatımıza damgasını vurmuş bir arkadaş, ama varlığımız mutlaka "başka"nın varlığıyla anlam kazanıyor.
Kendi ülkesinde de ödüller almış bir yazar olan Afonso Cruz'un, Kokoschka'nın Kuklası kitabı edebiyat klişelerini yerle bir eden bir eser olarak niteleniyor.