Vasili Grossman'ın Taşlar Ülkesine Yolculuk'u Türkçe'de
Rus yazar Vasili Grossman, Taşlar Ülkesine Yolculuk kitabında Ermenistan izlenimlerini anlatıyor, Sovyet insanına, Rus, Ermeni, Yahudi kimliklerine, milliyetçilik ve antisemitizm, Stalinizm gibi konulara ilişkin tartışmaları işliyor.
Dünyaca tanınmış Rus yazar Vasili Grossman’ın Ermenistan izlenimlerini kaleme aldığı Taşlar Ülkesine Yolculuk, Aras Yayıncılık'tan çıktı.
Yaşam ve Yazgı’nın dünyaca tanınmış yazarı Vasili Grossman’dan hayata, Sovyet insanına, Rus, Ermeni, Yahudi kimliklerine, milliyetçilik ve antisemitizm, Stalinizm gibi konulara dair derinlikli, bilgece, yer yer hüzünlü, yer yer neşeli bir metin.
Kaligian'dan 'Taşnaklar ve İttihatçılar'
Dünyaca tanınmış Rus yazar Vasili Grossman’ın Ermenistan izlenimlerini kaleme aldığı Taşlar Ülkesine Yolculuk, yazarın ilk kez ziyaret ettiği Kafkas coğrafyasına dair tanıklığı olmanın çok ötesine geçen, yer yer sarsıcı, yer yer lirik ama her yönüyle güçlü bir metin. Grossman kitapta, hayata, Sovyet insanına, Rus, Ermeni, Yahudi kimliklerine, milliyetçilik ve antisemitizm, Stalinizm gibi konulara ilişkin tartışmalarla, zengin bir malzemeyi usta yazarlara özgü bir maharetle işliyor.
Döneminin en önemli Sovyet yazarlarından biri olan Vasili Grossman, Şubat 1961’de Yaşam ve Yazgı adlı romanının daktilo edilmiş metnine KGB tarafından el konduktan sonra, bu durumun yol açtığı maddi ve manevi sıkıntılardan bir nebze olsun sıyrılabilmek amacıyla, Ermenice yazılmış bir epik romanın Rusça çevirisini düzeltme önerisini kabul eder. Yazarla ve çevirmenle tanışmak ve birlikte çalışmak için aynı yılın sonbaharında Ermenistan’a gider. Burada geçirdiği zamanın ardından kaleme aldığı Dobro vam (Merhaba Size) da sansüre takılır ve ancak yazarın Eylül 1964’teki ölümünden sekiz ay sonra, birçok bölümü çıkarılmış olarak basılır. Eksiksiz metin ise ancak 1988’de gün yüzü görebilecektir. Aras’ın Taşlar Ülkesine Yolculuk başlığıyla yayımladığı kitap, bu eksiksiz metnin çevirisidir. Grossman kitapta, belki de ömrünün son demlerinde olduğunun bilinciyle, zamanın ruhunu, insanın doğasını anlamaya çalışıyor ve bilgelik, zekâ, mizah, kavrama gücü dolu bir metin sunuyor “Taşlar Ülkesi”nden tüm dünyadaki okurlarına.
Kitaptan:
Ermenistan’a geldiğimde gördüğüm ilk şey taştı ve ülkeden taşın görüntüsü zihnime kazınmış olarak ayrıldım. Bir insanın yüzündeki her detayı değil de, sert çizgiler, uysal gözler, belki de kalın ve ıslak dudaklar gibi karakterini ve ruhunu en iyi yansıtan birtakım özellikleri hatırlarız sadece. Bana göre Ermenistan’ın karakterini ve ruhunu Sevan Gölü’nün mavisi, kayısı bahçeleri, üzüm bağları, Ararat Vadisi değil de taş yansıtıyordu.
Toprağın üzerinde böyle dağınık halde duran bu kadar çok taş görmedim hiç. Halbuki Ural Dağları’nı, Kafkasya’nın uçurumlarını, Tanrı Dağları’nın kocaman taşlarını gördüm. Ermenistan’da sizi etkileyen şey vadilerdeki taşlar, dağ tepeleri, dik yamaçlar, karlı tepeler değil. Sizi sarsan şey yerde uzanan dümdüz taşlar, taştan çayırlar ve tarlalar, taştan bozkırlardır.
Vasili Grossman
1905’te Ukrayna’nın Berdiçev şehrinde, Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 1929’da Moskova Devlet Üniversitesi’nin kimya bölümünü bitirdi. 1934’te “V gorode berdıçyove” (“Berdiçev Şehrinde”) adlı ilk hikâyesini ve Glyukauf adlı romanını yayımladı. II. Dünya Savaşı sırasında, Kızıl Ordu’nun yayın organı Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazetesinde muhabirlik yaptı. 1944’ün sonlarına doğru kaleme aldığı “Treblinka Cehennemi” bir Nazi ölüm kampıyla ilgili ilk makale olup Nürnberg Mahkemeleri’nde kanıt olarak kullanıldı. Savaş muhabiriyken tuttuğu defterler ve yazdığı makaleler 2007’de Anthony Beevor ve Lyuba Vinogradova’nın editörlüğünde Savaşta Bir Yazar: Vasili Grossman Kızıl Ordu’yla 1941-1945 başlığı altında derlendi (Can Yay., 2013). 1942 tarihli savaş romanı Narod bessmerten (Ölümsüz Halk) ve 1952 tarihli Za pravoya delo (Haklı Bir Dava Uğruna) ile ünlenen yazarın en tanınmış eseri, 1961’de KGB’nin daktilo edilmiş metnine el koyduğu Jizn i sudba, yani Yaşam ve Yazgı’dır (Can Yay., üç cilt, 2012). Grossman’ın sağlığında yayımlandığını göremediği bu eser ve daha sonra üzerinde çalıştığı Vsyo teçyot (Her Şey Geçip Gider, Can Yay., 2013) Rusya’da ancak 1980’lerin sonunda basılabildi. 1964’te Moskova’da hayatını kaybetti.