Ursula K. Le Guin'in dünya edebiyatına kazandırdığı kitaplar
Türkçe'de Mülksüzler ile başlayan Le Guin edebiyatı, okurdan gördüğü ilgiyle birlikte, geniş bir koleksiyon oluşturdu. Yazarın Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil ve Tehanu'dan on yıl sonra yazdığı Öteki Rüzgâr'la "Yerdeniz" dizisi bir beşleme haline geldi. Bu beşlemenin son kitabından önce yayımlanan Yerdeniz Öyküleri de aynı coğrafyada geçmektedir. Ursula K. Le Guin'in Türkçe'ye çevrilen kitaplarını derledik.
Haberin Devamı
Kısaca hayatı
/

Ursula Kroeber Le Guin, 1929'da Kaliforniya'da doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber, annesi ise yazar Theodora Kroeber'dir. Radcliff ve Columbia üniversitelerinde edebiyat eğitimi gördü. 1950'li yıllarda fantastik öyküler ve romanlar yazmaya başladı. 1962'de ilk bilimkurgu öyküsü yayımlandı. 1974 tarihli Mülksüzler'e kadar altı bilimkurgu romanı yazdı. Bu tarihten sonra zaman zaman bilimkurgu öyküleri yazmakla birlikte romanlarında daha ziyade yarı gerçekçi/yarı fantastik temalar işledi.
Mülksüzler
/

"...Vermediğimiz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiç bir yerde değildir." Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı."Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı."Odoculuk anarşizmdir. Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle. Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlaki ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım). Tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır."
Haberin Devamı
Sürgün Gezegeni
/

"Otorite kişinin kendisinden mi kaynaklanır, yoksa etrafındakilerden mi?" Ursula K. Le Guin, bilimkurgu ve fantazi edebiyatına damga vurmuş en büyük yazarlardan; türün kraliçesi. Kitapları ve fikirleriyle hem okurlara hem de yazarlara ilham veren Le Guin, erken dönem eserlerinden Sürgün Gezegeni'nde bizi ötekilik, önyargı, varoluş ve yuva özlemi gibi olgular üzerine derin bir yolculuğa çıkarıyor.
Kanatlı Kediler Masalı 1 - Dört Yavru
/

"Yerdeniz" dizisi ve Mülksüzler'in yazarı, fantastik edebiyatın dünyada en çok okunan ustalarından Ursula K. Le Guin küçükler için yazdığı dizisi ilk kez Türkçe'de! Dört sıradışı kedi yavrusunun, her geçen gün daha çok makineleşip, tehlikelerle dolan büyük kentten kaçış öyküsünü anlatıyor. S. D. Schindler'in özgün desenleriyle canlanan 4 kitaplık dizide, Le Guin kedilerin ilginç dünyasını onların en doğal halleriyle anlatırken, günümüzün sosyal konularını doğaüstü bir kurguyla işliyor ve masalla gerçeği yine başarıyla harmanlıyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Anlatış
/

Karanlığın Sol Eli ve Sürgün Gezegeni gibi unutulmaz kitapların dahil olduğu Hainli Döngüsü’nün özenli bir parçası olan Anlatış, 1974’te yayımlanan Mülksüzler’in ardından Le Guin’in yazdığı ilk Ekumen ve şimdilik, yazarın kaleminden çıkmış son bilimkurgu romanı.
Yerdeniz Büyücüsü - Yerdeniz Üçlemesi 1
/

"Sanırım Yerdeniz Büyücüsü'nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuzbir yışımda tamamladım -ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek."
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Kanatlı Kediler Masalı 2 - Yuvaya Dönüş
/

Çiftlikte iki kardeşin besleyip baktığı kanatlı dört kedi, annelerini özlerler Aralarından ikisi, büyük kentte doğmuş oldukları arka sokağa gitmeyi göze alır. Ancak altında yaşadıkları dev çöp kutusu yok olmuş, mahalle yıkılmış ve anneleri de taşınmıştır. Üstelik, çatının birinde kara bir kanatlı kedicikle daha karşılaşırlar…
Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
/

hep kitap, yeni bir seriye başlıyor. Yazmayı hayatının merkezine yerleştiren herkesin ilgisini çekebilecek bu serinin adı: Atölye. Yazmak ve yazarlık üzerine kitaplarla başlayan serinin, daha sonra yaratıcılığın çeşitli alanlarına dair üretilmiş kitaplarla da sürmesi planlanıyor. Serinin ilk iki kitabı 7 Nisan itibariyle raflarda olacak. Dümeni Yaratıcılığa Kırmak ve Sen de Kendi Hikâyenin Kahramanısın! Bir içgüdüdür aslında yazarlık. Kimseye tam olarak anlatılamayacak bir çağrı gibi ele geçirir insanı ve kurulan bir hayal bütün gerçekliğe baskın çıkar. Kâğıda dökülenden çoğu kez memnun kalınmaz, eksiklikler fark edilir ancak adı konulamaz. İşte bu noktada, Amerika’nın yaşayan en önemli yazarlarından Ursula K. Le Guin size kendi sırlarını açıyor ve yaratıcılık denen bu fırtınalı denizde tüm yazarların elinden tutup, onlara dalgalarla nasıl boğuşacaklarını gösteriyor. Modern çağda yazı yazmanın zorlukları da var bu kitapta; “Doğru yerde doğru kelimeyi kullanarak bir ritim yakalamak mümkün mü?”, “Bakış açısında tutarlılık metni nasıl etkiler?” gibi soruların yanıtları da. Dümeni Yaratıcılığa Kırmak, yalnızca bir kitap değil; alıştırmalar ve püf noktaları ile dünya edebiyatına damga vurmuş isimlerin gizemlerinin peşine düşeceğiniz bir harita, sizi ve hayallerinizi yutmak üzere olan bilinmezlere karşı rotanızı belirlemenizi sağlayacak bir pusula da aynı zamanda. Haydi, siz de dümeni yaratıcılığa kırın!
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Karanlığın Sol Eli
/

"Bilimkurgu"nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebula'yı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren Karanlığın Sol Eli, dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezegende geçer. Bu gezegende yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). Cinsel kimliğin bir statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar. Öyle ki, birkaç çocuk doğurmuş bir ana daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. "Arkadaşlık" ve "sevgililik" arasındaki "boşluk" anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmış; insanlığın güçlü/zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen, sahip olan/sahip olunan... ve benzeri ikiliklerini oluşturan temeller zayıflamış gibidir. Cehaletin, şimdinin, mevcudiyetin ilerlemeden daha gözde olduğu bir gezegendir Kış.
Kanatlı Kediler Masalı 4 - Kentte Tek Başına
/

Siyah kanatlı, güzel Emma çiftlikte çok sıkılmakta, büyük kente gitmek, yeni arkadaşlar bulmak, maceralar yaşamak istemektedir. Sonunda bir gün cesaretini toplar ve havalanıp yola koyulur. Ancak, kanatlı bir kediye ne başka kediler, ne insanlar, ne de köpekler dostluk gösterir. Üstelik, sığındığı evde Emma'nın canı daha da çok sıkılır…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Atuan Mezarları - Yerdeniz Üçlemesi 2
/

"Atuan mezarları'nın konusu tek kelimeyle söylemek gerekirse cinselliktir. Kitapta bir sürü simge var, tabii ki yazarken bunları bilinçli bir şekilde çözümlemedim; bu simgelerin hepsi cinsel simgeler olarak okunabilir. Daha açık söylemek gerekirse kitabı bir kadının büyümesi olarak okuyabilirsiniz. Temalar, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük."
Kanatlı Kediler Masalı 3 - Yeni Arkadaş
/

Dünyayı tanımaya karar veren muhteşem kuyruklu Aleks, yaşadığı çiftliğin dışına çıkınca olanlar olur. Kamyonların altında kalmaktan son anda kurtulur, tazılar tarafından kovalanır, baykuşun pençeleriyle karşılaşır. Neyse ki, uçarak gelen siyah bir kedi, yüksek ağacın tepesinde kalakalan zavallı Aleks'i kurtarır…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak
/

Ursula K. Le Guin, şaşırtıcı ve güçlü şiirleriyle Yitik Ülke’de. Gökçenur Ç.’nin enfes çevirisiyle, şiir okurlarına benzersiz bir yolculuk fırsatı... Keşfedin...
En Uzak Sahil-Yerdeniz Üçlemesi 3
/

"En Uzak Sahil ölüm hakkında. Onun diğerlerinden daha zayıf kurgulu, daha tutarsız ve eksik olması da bu yüzden. İlk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. En Uzak Sahil'de konu edilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. Bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk yalnızca ölümün var olduğunu değil -çocuklar ölümün olduğunu, öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. Bu da büyümedir, ama daha geniş bir bağlamda."
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Tehanu - Yerdeniz Üçlemesi 4
/

"Yerdeniz Üçlemesi'nin son kitabı En Uzak Sahil, düşlemeyi bırakmadığım bir düş gibiydi. Ve düşlemekten uzun süre vazgeçmedim. Tehanu böyle ortaya çıktı: Ged'in kendi hayatının nasıl sona ermesi gerektiği konusunda yanıldığını ve bana Yerdeniz'in gerçekten son kitabında kılavuzluk edecek kişinin Tenar olduğunu keşfetmek çok hoş bir sürpriz oldu. Üçleme'ye eklediğim bu yeni sona, "Olsun da Geç Olsun" adını da koyabilirdim."
Öteki Rüzgar - Yerdeniz Üçlemesi 5
/

Tolkien'ın açtığı dönemin en yetenekli fantazi yazarı sayılan LeGuin bu romanıyla 2002'de "Dünya En İyi Fantazi Roman Ödülü"nü kazandı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Yerdenizz Öyküleri
/

Ursula Le Guin' in kılavuzluğunda, Yerdeniz Takımadaları'nda yeni bir geziye çıkıyoruz. Yerdeniz dizisinin son kitabı olan Tehanu'dan on iki yıl sonra yayımlanan bu beş öykü, takımadaların dört bir yanında dolaştırıyor bizi; Roke'taki Büyücülük Okulu'nun kurulmasından başlayıp, Ged'in gidişinden sonra Okul'da gerçekleşen değişimlere kadar geniş bir zaman yelpazesinde, Yerdeniz' in erkekleri, kadınları ve ejderhalarına dair, isimlere ve büyülere dair yepyeni masallar okuyoruz bu kitapta...
Yerdeniz (6 Kitap - Tek Cilt)
/

Le Guin'in Yerdeniz kitapları Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu, Yerdeniz Öyküleri ve Öteki Rüzgâr Metis Edebiyat koleksiyonunun en sevilen kitaplarından oldu, yıllar içinde birer kült kitap haline geldiler. Metis'in 30. kuruluş yıldönümünde bu altı kitabı tek ciltte toplayarak, sert kapaklı bir özel basım yaptık.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Zihinde Bir Dalga
/

Granit insanlar, Kızılderili amcalar, sözlük teyzeler; kütüphaneler, gerçek Yerdeniz adaları; Tolstoy, Borges, Dickens, Twain; Yüzüklerin Efendisi; masallar, toplumsal cinsiyet, ayaklar, güzellik, ölüm, sorgulanmayan varsayımlar... Ama hepsinden önemlisi düşlemek: “Hepimizin hayatlarımızı icat etmeyi, yapmayı, hayal etmeyi öğrenmemiz gerekir. Bize bu becerilerin öğretilmesi gerekir; bunun nasıl yapılacağını gösterecek rehberler gerekir. Bunu yapmazsak, hayatlarımızı başkaları bizim için yaparlar.” Le Guin’in diğer yazılarından aşina olduğumuz iki tema öne çıkıyor: Süreç ve ritim – kadın olmak, yaşlı olmak, okur olmak, yazar olmak; ve yazarın, hükmetmek şöyle dursun ancak takip edebildiği tempo ve sözcükler, zamanı gelince elinizi uzatsanız havada asılı onlarcasına erişebileceğiniz hissi veren o öyküler. Zihinde Bir Dalga’yı okumak, eski bir arkadaşınızla oturup muhabbet etmeye benziyor: Kafa açıcı olduğu kadar, insana kendini rahat hissettiren bir tarafı var; hararetle daldan dala atlarken, saatlerin nasıl geçip gittiğini anlamıyorsunuz bile.
Dünyaya Orman Denir
/

Ağaçlarla kardeş gibi yaşayan ve düşleri en az bizim gündelik yaşamımız kadar gerçek olan bir ırk, kendini "gerçekçi" Arz'lılara karşı nasıl savunabilir? "Yazmak çoğunlukla zor ama keyifli bir iştir benim için; bu öyküyü yazması kolaydı ama pek keyifli değildi. Bana hiç çenek bırakmadı. Ülserli bir patronun sekreterine mektuph yazdırması gibi yazdırdı kendini bana. Ben orman ve düş üzerine yazmak istiyordum; yani belirli bir ekolojiyi içeriden bir bakışla betimlemek, biraz da Hadfield'in ve Dement'in uyku düşlerinin işlevleri ve düşün yararları üzerine görüşleriyle oynamak istiyordum. Ama patron ekolojik dengenin tahrif edilmesinden ve eduygusal dengenin reddedilmesinden bahsetmek istiyordu. Ahlâk dersi veren öyküleri pek sevmek, çoğunlukla iyilik duygusundan yoksun olurlar.Umarım bu öyküöyle değildir. Medem bir kere ahlâk dersi vermek zorunda kaldım, şunu söyleyebilirim bir tek. Don Davidson olmak Raj Lyubov olmaktan daha da acı vericidir."
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Yaban Kızlar
/

Locus, Asimov ve Nebula Ödülü sahibi Yaban Kızlar, ipek ve kılıçla bezeli bir toplumdaki iki esir "toprak çocuğun" adalet arayışlarının şiddet ve aşk yüklü bir sona varan öyküsünü anlatıyor. Öyküyü Ursula K. Le Guin'in şirketsel yayıncılığın ve kapitalizmin temel varsayımlarının maskelerini alaşağı eden denemesi "Okurken Uyanık Kalmak" ve yazarının bilinmeyen yönlerini ortaya koyan bir söyleşi izliyor.
Yanılsamalar Kenti
/

Yanılsamalar Kenti, gerçeği yitirişin, düşlere uyanışın, sarı gözlü bir yabancının varoluş gizini arayışının öyküsü... Bütün bunların arasından, bugünün ve yarının dünyasını tehdit eden "ideolojik" kandırmacaların, aldanışların, Ursula K. Le Guin'in usta anlatımı ve kurgusuyla açığa çıkarılışı... Bu serüven, "bir insanın, gezegeninin yıldızların arasında nasıl döndüğünü görebileceğini" kanıtlıyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Rüyanın Öte Yakası
/

Herkes rüya görür. Peki ya bir gün rüyalarınız gerçek, hatta gerçekliğin ta kendisi olsa? Rüyalarınızla gerçekliği sürekli yeni baştan yaratsanız? Rüyanın Öte Yakası'nda Ursula K. Le Guin her zamanki usta anlatımı ve özgün bakış açısıyla bu soruya yanıt arıyor. Denklemin bir tarafında, gördüğü rüyalarla tüm insanlığın ve hatta evrenin kaderini değiştirmeye muktedir gönülsüz bir kahraman, diğer tarafındaysa onun gücünü "faydalı işler" yapmak için kullanırken iktidar hırsına yenik düşen bir bilimadamı var. Gönülsüz kahraman omzundaki bu ağır yükten kurtulmak, herkes gibi dünyanın bir parçası olmak istiyor; bilim adamıysa bu olağanüstü yeteneği kullanıp daha iyi, daha "akılcı" bir dünyanın mimarı olmak. Rüyanın Öte Yakası, hayal gücünü kamçılayan olay örgüsü ve derin felsefi boyutuyla LeGuin severlerin ve fantastik edebiyat tutkunlarının kaçırmaması gereken bir roman.
Hep Yuvaya Dönmek
/

Keşler, insan-doğa ilişkisinden başlayarak, hiçbir yanı bugün içinde yaşadığımıza benzemeyen bir dünyada yaşıyorlar. Zamanın, çizgisel olmaktan çok, mevsimlik danslarla belirlenen döngüsel bir seyir izlediği bu dünyanın belki en temel özelliği, ilerlemeci ideale yabancı olması. Farklılıkların olduğu gibi kabul edildiği bu toplumda, değişim, bir ilerleme ya da gerilemeye değil; sadece değişime işaret ediyor. Keşler, dünyanın geri kalanında neler olup bittiğiyle pek ilgilenmedikleri gibi, başlangıç ve sonuçlarla da ilgilenmiyorlar. Merkezi kültürel kavramları, her şeyin hem birbirine bağlı kalıp hem de birbirinin etrafında hareket etmesini sağlayan "Eklem Yeri."
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
/

Le Guin bizimle rüyaların diliyle konuşur, kadınların ve ejderhaların öykülerini anlatır. Henüz gerçek olmamış öykülerdir bunlar. Konuştuğu dil ise hepimize tanıdık gelir. Bazılarımız dehşet içinde duymamaya çalışır, dinlemez, anlamaz onu. Ama bazılarımız dinler, cesareti olanlarımız o dili doğduğundan beri bildiğini fark eder. Henüz isimlendirilememiş olanı, henüz yaşanmamış olanı, görülüp de algılanamamış olanı, hep duyulup da gürültü zannedileni söyler o dil. Le Guin uzay gemisindeki bilge kocakarıdır. Varoluş kadar kadim bir lisanla konuşan ejderha, gücünü yalnızca zorunluluk karşısında kullanan büyücü...Eleştirel düşüncenin günümüzde ullaştığı yer neresidir?Yirminci yüzyıl, insanlık tarihinde sıklıkla görüldüğü gibi acı, baskı, tahakküm ve sömürüyle doludur. Ama zamana karşı çıkarak, gözlemleri ve düşünceleriyle yaşadığımız dünyayı anlamamıza kattkıda bulunan sayısız düşünürü de olmuştur bu yüzyılın...İşte Metis Seçkileri ile çağımıza yeni sezgller getiren bu yazarlardan temsil edici örnekler sunmayı amaçladık.Başka bir ülkede yaşayan bir yazarı Türkçe'de tanıtırken, sözkonusu iki toplum arasındaki dil, kültürel birikim, yayınlanmış ve yayınlanmamış öncüller gibi farklılıkların getirdiği güçlükler var. Türkiye'deki okuma ortamının kendine özgü koşullarını gözönünde tutarak hazırladığımız seçkilerle bu güçlüğü aşmak, eleştirel düşünceyi Türkçe'de tartışılabilir kılmak istiyoruz.
Lavinia
/

Vergilius'un Aeneas'ında, yiğit savaşçı Aeneas rakiplerini alt ederek Latium kralının kızı Lavinia'yla evlenir ve Roma İmparatorluğu'nun temellerini atar. Destanda Lavinia'nın ne belirgin bir rolü, ne de kendine ait bir sesi vardır. Ursula K. Le Guin işte bu ihmal edilmiş karakteri alıp ona hak ettiği sesi veriyor ve büyük şairin destanında anlatmadıklarını onun gözünden, onun dilinden anlatıyor. Lavinia savaşın doğasını ve erkek-egemen toplumu sorgulayan; insanı insan, toplumu toplum yapan değerleri irdeleyen; edebiyatın gücünü vurgulayarak kurguyla gerçeklik arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran yaratıcı bir roman: Büyük bir destanda küçük bir rolü olan güçlü bir kadının kendi destanı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Başlama Yeri
/

Başlama Yeri, Ursula Le Guin'in en önemli yapıtlarından biri; fantastik edebiyatın nadide metinlerinden. Aşkın, tutkunun, hayalgücünün ve serüvenin iç içe geçtiği roman nefes kesen olaylarla yüklü.
Dünyanın Doğum Günü
/

Ursula K. Le Guin, romanlarından bildiğimiz dünyalarda yeni yolculuklara çıkarıyor bizi. Ağırlıklı olarak cinsiyet meselelerinin, aşkın, cinselliğin, yabancılaşmanın işlendiği bu hikayelerde Ekumen'e ait dünyalara, Gethen, Karhide, Seggri, O ve Werel gezegenlerine dönüyoruz. Son ve neredeyse bir roman kadar uzun "Kaybolan Cennetler" adlı hikayesinde ise Le Guin, yeni bir gezegene ulaşmak için nesiller boyu süren bir yolculuğu anlatıyor.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bağışlanmanın Dört Yolu
/

Şimdi tiksinerek, hikayemi sadece bu tür şeylerin oluşturduğunu ama aslında bir yaşamda, hatta bir kölenin yaşamında bile cinsellikten çok daha fazla şeyler olduğunu söyleyeceksiniz. Bu doğru. Benim bütün söyleyebileceğim hem kadın, hem erkek olarak en kolay cinselliğimiz konusunda köle ediliyor olabildiğimizdir. Hatta hür erkekler ve kadınlar olarak hürriyetimizi en zor muhafaza edebildiğimiz yer de orası diyebiliriz. Tenin siyasi düzenleri iktidarın köküdür.
Rüzgarın On İki Köşesi
/

"Rüzgarın Oniki Köşesi"nde öykülerini biraraya getiriyor Ursula K. Le Guin. Rastgele bir seçimle değil. Bugünden geriye doğru bakarak, yazarlık kariyerinde önemli bulduğu ilk dönem öykülerinden yaptığı bir seçki. Ressamların retrospektif dedikleri türe giren bir koleksiyon. Gecikmiş ama gözü pek bir şekilde yayın dünyasına açıldıktan sonraki on yıllık dönem içinde yazdığı kısa öyküleri ile ilgili kabaca da olsa kronolojik bir etüt. Sanatçının gelişim sürecini izleme olanağının da kitabın faydaları arasında yer alabilmesi için öyküler bu koleksiyonda aşağı yukarı yazıldıkları tarih sırasına göre dizilmişler.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Malafrena
/

Ursula K. Le Guin'in 1979'da kaleme aldığı Malafrena, yazarın diğer bazı öykülerinden tanıdığımız hayali ülke Orsinya'da geçiyor. Fakat yazarın diğer romanlarında da olduğu gibi, mekân hayali olmasına rağmen resmedilen ortam ve ele alınan meseleler son derece gerçekçi. Sansürün insanları susturduğu, kısıtlamaların her türlü muhalefeti engellediği, iktidarın katı ve kati bir hal aldığı bir ülke Orsinya. Malafrena Vadisi'nde ailesiyle birlikte yaşayan başkahraman İtale Sorde, işte tam da bu koşullarla mücadele etmek üzere güvenli aile toprağını terk edip siyasi çalkantıların hüküm sürdüğü başkente gidiyor. Amacı, devrimci idealleri doğrultusunda toplumun özgürleşmesine katkıda bulunmak - ama tüm iyi niyetine rağmen bunun hiç de kolay olmadığını öğreniyor.
Sesler
/

Şiddet, hoşgörüsüzlük ve yazılı söze tam bir düşmanlık karşısında sürdürülmeye çalışılan günlük hayat, hiç bitmeyecekmiş gibi duran bir işgal... Ama onları yok etmenin tek yolu bilgilerini yok etmektir ve bilgiyi koruyanlar vardır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Balık Çorbası
/

Düşünen Adam ve Yazan Kadın, balık çorbası tenceresinin başında buluşan iki sıkı dost…Adam; masasında ya da bahçesinde oturup düşünmekten hoşlanıyor, düzenli olmayı tercih ediyor, ineğiyle yaşıyor ve pudinge bayılıyor.Kadın; kitap yazıp onları ciltlemekten keyif alıyor, evinin dağınık olmasını tercih ediyor, uçan fareleri ve kedileri ile yaşıyor, balık çorbasına hayır diyemiyor.Sık sık bir araya gelip balık çorbası içerken uçan düşüncelere kaşık sallıyorlar. Bir gün düşünceler havada kanat çırparken bir düşünce akıllarına konuveriyor. Acaba bu düşüncenin ardından ortaya çıkan iki ilginç çocuğun sırrı ne? Bu gizem nasıl çözülecek?Usta yazar Le Guin'in yarattığı, dostluk ve hoşgörüyle renklenen bu büyülü dünyada keşfe çıkmaya hazır mısınız?
Rocannon'un Dünyası
/

"Fian, uçbenimle! Halkınız gibi zihninle konuşamam, ama havada giden sözcüklerin hepsi de boş değildir. "Ben Rocanon. Ben Rocannon. Yanıt verin!" Uzun süre alıcısının sessizliğini dinledi,sonra bir kez daha geminin frekansını denedi: "Ben Rocannon... "Ne denli alçak sesle konuştuğunu, neredeyse fısıldadığını farkendince durdu ve bağlantıyı kesti. Hepsi ölmüştü, ondördü de, beraberindekiler ve dostları. Hepsi gemideydiler, çünkü onları oraya kendisi çağırmıştı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
İçdeniz Balıkçısı
/

Le Guin’in sekiz öyküden oluşan ve Dünyanın Doğum Günü kitabından on yıl kadar önce yazdığı İçdeniz Balıkçısı’nda, "Bilimkurgu Okumamak Üzerine" başlıklı bir giriş yazısı da yer alıyor. Her iki kitabında da ortak olan bazı olay, araç ve kavramları nasıl icat ettiğini anlatıyor yazar. "Çörtme teorisini" ya da "nıh uçuşu"nu merak edenlere tavsiye edilir.
Rüzgargülü (Gülün Günlüğü)
/

Rüzgârgülü'nde, LeGuin'in olağanüstü zengin dünyasından farklı lezzetler sunuyoruz sizlere. Bazıları son derece eğlenceli, katıksız fanteziler; bazıları da altan alta ahlaki ve siyasi sorunları tartışan anti-ütopyalar…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler
/

Bu kitaptaki on sekiz öyküde Le Guin okuru tekinsiz evlere, tekinsiz konulara, zihnin gerisinde fark edilmeyi bekleyen duygulara, hayata tutunmak için verilen ince mücadeleye, bakış açısını azıcık değiştirdiğiniz anda değişiveren gerçeklere yolculuğa çağırıyor.
Marifetler
/

Eğer savaşmazsan ele geçirilirsin, soyun sona erer. Marifetler bu işe yarar, verdiği güçler sayesinde.. insan arazisini koruyabilir, soyunu temiz tutabilir. Eğer kendini koruyamazsan, marifetini kaybedersin. Başka soylar bize baskın çıkar, sıradan insanlar..
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Güçler
/

Marifetler ve Sesler'in ardından Ursula K. Le Guin'in Batı Sahili Yıllıkları dizisinin üçüncü kitabı Güçler. Köleliğin olduğu yerde adalet olabilir mi? Güven ve sadakatin ihanetle, itaatin zulümle sonuçlandığı bir yerde sevgi yaşayabilir mi? Kitaplardan korkulan bir yerde bilgi barınabilir, yeni fikirler yeşerebilir mi? Yasaklar ve engellerle dolu bir yerde insan "kendisi" olabilir mi? Henüz olmamış olayları "hatırlama" ve muazzam hafızası sayesinde bir kere okuduğunu asla unutmama "gücü"ne sahip olan Gavir'in öyküsü Güçler; kendisine ulaşmak, kendisi olabilmek için diyarlar aşan bir çocuğun öyküsü.