Türkçe Sözlü Hafif Mizah
Mizahçı Vedat Özdemiroğlu'nun Türkçe Sözlü Hafif Mizah adlı kitabı 9 Ekim'de raflarda olacak. Özdemiroğlu kitabıyla bambaşka dünyalar kurup, biraz soluklanmayı, biraz gülümsemeyi sağlıyor.
İletişim Yayınları, Ekim ayında Vedat Özdemiroğlu'nun mizah yazılarından oluşan seçkisi Türkçe Sözlü Hafif Mizah'ı, Yalçın Çakmak ve İmran Gürtaş'ın derlediği Kızılbaşlık, Alevilik, Bektaşilik adlı incelemeyi, Marcel Bazin ile Stéphane De Tapia'nın Türkiye Coğrafyası adlı kitabını ve Francesca Simon'un Bizim Çete adlı çocuk kitabını okurla buluşturuyor. Kitaplar, 9 Ekim'de raflardaki yerini alacak.
Türkçe Sözlü Hafif Mizah
Mizah dünyamızın güçlü kalemlerinden Vedat Özdemiroğlu'nun yazılarının bir seçkisi olan Türkçe Sözlü Hafif Mizah, İletişim Yayınları'ndan 9 Ekim'de çıkıyor. Özdemiroğlu, okurlarının aşina olduğu üslubuyla, Türkiye'yi mizah merceğinden geçirerek yorumlarken tespitleriyle gülümsetmeyi de ihmal etmiyor. Kitapta yer alan yazılar, adeta "memleketten insan manzaraları" sunuyor.
Mizah dünyasının önde gelen kalemlerinden Vedat Özdemiroğlu, Türkçe Sözlü Hafif Mizah'ta kâh kendiyle konuşuyor kâh hayaller peşinde oradan oraya koşturan insanların hikâyelerini anlatıyor. Kâh hemen her yerde karşımıza çıkıveren tipleri ete kemiğe büründürüyor kâh televizyon-reklam dünyasına bambaşka bir yerden bakıyor. Ayrıca İstanbul'un güzelliklerini seyrediyor, sevdiği büyüklerini usulca anıyor, küçük hatıraları tatlı tatlı işliyor.
Bambaşka dünyalar kurup, biraz soluklanmamızı, biraz gülümsememizi sağlayan Türkçe Sözlü Hafif Mizah bir Vedat Özdemiroğlu seçkisi. Bir "mizah adamı"ndan bir yandan da memleket insanına, memleket ahvaline ayna tutan hikâyeler, tespitler, gözlemler…
Kızılbaşlık, Alevilik, Bektaşilik / Tarih-Kimlik-İnanç-Ritüel
İletişim Yayınları, Türkiye'nin toplumsal yapısına ışık tutacak önemli bir derlemeyi de okurlarına sunuyor: Kızılbaşlık, Alevilik, Bektaşilik. Yalçın Çakmak ve İmran Gürtaş'ın 25 farklı araştırmacının yazılarından derlediği bu kitap, üzerine çokça konuşulan ancak genelde oldukça yüzeysel bilinen konuları tarih, kimlik olgusu ve inanç-ibadet boyutlarıyla ele alıyor. Aleviliğin kendi içindeki ayrımlarını, Türk ve Kürt kimlikleriyle olan etkileşimini, süregelen geleneklerini ıskalamayan, çok boyutlu bir derleme.
Alevilik, sadece güncel politik değil, teolojik ve tarihsel bağlamda da, üzerine hâlâ çok tartışılan bir olgu. Alevi-Kızılbaş-Bektaşi tanımları ve aralarındaki ayrımlar dahil olmak üzere, terminolojiden başlayan anlaşmazlıklar veya belirsizlikler var. İslam içi mi, kendine mahsus bir inanç mı olduğu bahsinde hararetlenen yorum farkları, Doğulu-Batılı, Türk-Kürt gibi ayrımlarla çeşitleniyor.
Kitap, Suavi Aydın'ın sunuşunda bir etno-dinsel kimlik olarak tanımladığı Aleviliği üç düzlemde ele almaya çalışıyor: Tarih, Kimlik, İnanç ve Ritüel. En geniş bölümü oluşturan "Tarih" bölümü, özellikle Aleviliğin tanımının gelişimi yanında, iç ayrımlarına ışık tutuyor.
"Kimlik" bölümündeki yazılar, Alevilerin ve Alevi hareketinin güncel gündem konularına odaklanıyor. "İnanç ve Ritüel" bölümü, çok canlı bir gelenek tablosu sunuyor.
Yalçın Çakmak ve İmran Gürtaş'ın hazırladığı derleme, Türkiye'den ve Türkiye dışından, bilinen uzmanların yanı sıra yeni kuşak araştırmacıların özgün verimlerini bir araya getiriyor. Sosyal bilimin bu konuda hâlâ yetersiz bulunsa da önemli bir gelişme kaydeden üretimini, sadece akademisyenlerin değil, güncel tartışmaların gündemine taşıması umulan bir çalışma.
Derlemede, Alişan Akpınar, Gürdal Aksoy, Murat Alandağlı, Suavi Aydın, İbrahim Bahadır, Mehmet Bayrak, Yalçın Çakmak, Yavuz Çobanoğlu, Ercan Geçgin, Erdal Gezik, İmran Gürtaş, Ayfer Karakaya, Ahmet Karamustafa, Hans-Lukas Kieser, İlker Kiremit, Robert Langer, Fahri Maden, Ahmet Yaşar Ocak, Dilek Kızıldağ Soileau, Martin Sökefeld, Gülay Tulasoğlu, Erdoğan Yalgın, Ali Yaman, Rıza Yıldırım ve Besim Can Zırh'ın yazıları yer alıyor.
Türkiye Coğrafyası
İletişim Yayınları, Marcel Bazin ve Stéphane de Tapia'nın imzasını taşıyan Türkiye Coğrafyası'nı da geçtiğimiz günlerde okurlarına sundu. "Coğrafya" denince akla okullarda okutulan sıkıcı bir dersin hatırası gelse de, bu çalışma, alıştığımız coğrafya anlatımının çok dışında bir örnek teşkil ediyor. İki coğrafya profesörünün yazdığı bu kitap, fiziki coğrafyanın ötesinde, Türkiye'nin beşerî yönüne odaklanan ilgi çekici bir coğrafya anlatımı ekolünü takip ediyor. Eşitsiz gelişmeden kentsel dönüşüme, şehre göçten iç çatışmalara, Türkiye'nin birçok meselesini coğrafyasıyla da ilişkilendirerek ele alan, sıradışı bir eser.
Türkiye coğrafyası üzerine yazılmış bu kitap, klasik anlamda bir coğrafya kitabı değil. Ülkenin fiziki özelliklerinin yanı sıra beşeri coğrafyasını, toplumsal niteliklerini; Osmanlı İmparatorluğu'ndan cumhuriyete geçiş, askerî darbeler gibi Türkiye'nin ve bulunduğu coğrafyanın yapısını derinden etkileyen olaylarla birlikte geçirdiği ve geçirmeye devam ettiği tarihsel dönüşümleri de inceliyor. Göç, nüfus, istihdam, eğitim, sanayi, turizm, üretim, siyaset, ekonomi, din, iç çatışmalar gibi konuları ele alıyor, Türkiye'nin çok tartışılan "gelişimi" ile ilgili analizlerde bulunuyor.
Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve Ortadoğu ile ilişkiler ve karşılıklı etkileşimler; Avrupa'nın -özellikle Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişi ile ilgili- ülkeye bakış açısı, Türkiye'nin bir Avrupa mı, yoksa Asya ülkesi mi olduğu ile ilgili bitmek bilmeyen tartışmalarla ilgili önemli sorular soruyor, cevaplar veriyor. Ülkenin jeopolitik konumu gereği gördüğü "köprü" görevinin gerçekten Türkiye'ye özgü olup olmadığını irdeliyor ve bu durumun kendisine sağladığı avantajlar ve dezavantajları bir bütün olarak ortaya koyuyor. Marcel Bazin ve Stéphane de Tapia'dan, Türkiye'yi çok geniş kapsamda ve detaylı bir şekilde incelerken, aynı zamanda zihinlerde yer etmiş coğrafya kavramını da değiştirebilecek nitelikte bir çalışma.
Bizim Çete
Tüm dünyada milyonlarca satan çocuk kitaplarının yazarı Francesca Simon'dan yepyeni bir macerayı da yayınevi minik okurlara sunuyor. Altı sevimli köpek ve aralarına yeni katılan bir yavrunun hikâyesini anlatan Bizim Çete, çocukları çok eğlendirecek.
Buffin Sokağı'nda yaşayan Boncuk, Atom, Hırçın, Fıldır, Kırpık ve Çomar, aralarına yavru bir köpeğin katılacağını haber alırlar. Sokağa yeni taşınan Ballı nasıl biridir acaba?