Tüm zamanların en popüler grafik romanı Sandman Türkçe'de
Neil Gaiman'ın Sandman'ı tüm zamanların en popüler ve eleştirmenlerce en çok beğenilen grafik romanı. Çizgi roman dünyasında olgun ve lirik fantezinin dönüm noktası olan ve okurları rüyalarla kâbusların karanlık ve büyüleyici dünyasına, Rüyalar Kralı Morpheus ve diğer Sonsuzların mekânına götüren çizgiroman İthaki Yayınları'ndan çıktı.
İthaki Yayınları Neil Gaiman'ın çizgi romanı Sandman 1: Prelüdler ve Noktürnler'i, Dünya Klasikleri serisinden Goethe'nin Faust'u ile Oscar Wild'ın Dorian Gray'in Portresi'ni, Arthur C. Clarke'ın 2001: Bir Uzay Destanı adlı bilimkurgu romanını ve Türkçe edebiyatta da İlhami Sidar'ın Şiirli Dağ ile Tezcan Topal'ın Noterler Hep İkinci Kattadır kitaplarını okurla buluşturdu.
Kemal Tahir'in Yedek Sevgili'si okurla buluştu
Yabancı Yayınları da 12 farklı yazarın 12 öyküsünü bir araya getirdiği Yazdan Geriye Kalanlar'ı okura sundu. Özlem Çorapçı Aydemir'in Gecemin Yıldızı romanı Müptela Yayınları'ndan; Dalia Lama'nın Mükemmel Olmayan Bir Dünya İçin Sonsuz Merhamet adlı kitabı da Ganj Yayınları'ndan çıktı.
Sandman 1: Prelüdler & Noktürnler
Sandman macerasının bu ilk cildi grafik edebiyatta eşi benzeri görülmemiş bir efsanenin temelini atıp okurları rüyalarla kâbusların karanlık ve büyüleyici dünyasına, Rüyalar Kralı Morpheus ve diğer Sonsuzların mekânına götürüyor.
Tolkien'in Hobbit resimleri ilk kez raflarda
Tüm zamanların hem en popüler, hem de eleştirmenlerce en çok beğenilen grafik romanlarından biri olan Sandman, çizgi roman dünyasında olgun ve lirik fantezinin dönüm noktası oldu. Mecranın en aranan sanatçılarının birlikte resimlendirdikleri seri, modern ve antik mitolojilerin, çağdaş kurgularla, tarihi dramalarla ve efsanelerle beraber dokunduğu zengin bir karışım.
"Çizgi roman tarihindeki en müthiş destan."
-The Los Angeles Times Magazine
"Neil Gaiman hikâyelerle dolu bir hazine sandığı ve elini hangi işe atsa biz kârlı çıkıyoruz."
-Stephen King
"Çizgi roman okuyup okumamanız umurumda bile değil ama bu seriyi kesinlikle okumalısınız."
-Patrick Rothfuss
"Gaiman, zengin bir hayal gücüne ve büyük konuları ustalıkla anlatma yeteneğine sahip."
-Philip Pullman
Faust
Goethe'yi neredeyse bütün hayatı boyunca meşgul eden Faust, hemen her okura cazip gelecek olaylar ve kahramanlar kadar, eleştirmenleri ve yorumcuları uğraştıracak muammalarla da dolu bir yapıt.
İster Şeytan'la anlaşma imzalayan kahramanının şaşırtıcı öyküsü olarak okunsun, ister büyük bir sanatçının köklü bir edebiyat geleneğindeki sayısız temayı ve motifi bir potada eritmeyi başardığı bir başyapıt gözüyle ele alınsın, Faust'un sırrını korumasının ardında belki de Heine'nin şu gözlemi yatmaktadır: "Herkes kendi Faust'unu yazmak isterdi…"
"Goethe gerçekten de Dante'nin başlattığı çağın en son büyük yazarıdır." Harold Bloom
Faust I ve II'nin Genç Osman Yavaş'ın çevirisiyle okurla buluştuğu ciltte, B.W. Wells'in aydınlatıcı yorumlarını içeren önsözü de bulunuyor.
Dorian Gray'in Portresi
"İnsanlar, Dorian Gray'in Portresi'ni okuduklarında kendi günahlarını görüyor. Ancak kitapta Dorian Gray'in günahının ne olduğunu kimse bilmiyor. Bu günahı, yalnızca günahı işleyenler fark ediyor." Ünlü yazar James Joyce'un bu sözlerle; G.K. Cesterton'ın ise "Orta sınıf için hiçbir sanatçı, Oscar Wilde kadar çaba göstermemiştir" anlattığı Wilde'ın tek romanı İthaki Yayınları tarafından okura sunuluyor.
Stalin'in Kars'taki tren soygunu
Oscar Wilde'ın tek romanı ve en bilinen eseri olan Dorian Gray'in Portresi, güzelliğiyle herkesi etkileyen ama yozlaşmış bir adamın kötülük, aldatmaca ve skandallarla örülü hikâyesini gözler önüne seriyor.
Kendisi yerine portresinin yaşlanmasını isteyen Dorian'ın bu dileğinin gerçekleşmesi üzerine tüm hayatı değişir. Bu sırrın ağırlığı gün geçtikçe arttığından, Dorian'ın zulümleri ve ahlâksızlığı da aynı derecede artar.
Yazıldığı andan itibaren pek çok tartışmaya sebep olan ve Wilde'ın öz sansür uyguladığı bu sansasyonel roman, insan kötülüğünü estetikle birleştiren, sanatın köklerini irdeleyen, Wilde'a bir sanatçı olarak hak ettiği değeri kazandıran bir başyapıt. Ancak Oscar Wilde'ın da dediği gibi "Sanatkâr güzel şeylerin yaratıcısıdır… Tüm sanatlar oldukça beyhudedir."
Kitap G.K. Chesterton'ın önsözü ve akademisyen James Gifford'ın sonsözüyle okurla buluşuyor.
Bir Uzay Destanı
Gizemli bir monolit, Ay'ın yüzeyinde gömülü halde bulunduğunda, bilim insanları büyük bir şaşkınlıkla bu monolitin en azından 3 milyon yıllık olduğunu keşfederler. Daha da hayret verici olan, ortaya çıkarıldıktan sonra monolitin Satürn'e doğru güçlü bir sinyal göndermesidir. Bu sinyalin kaynağını öğrenmek için Discovery yola çıkar. Discovery'nin tayfası en iyinin iyisidir ve yanlarında, onlara destek olması için bilinç sahibi süper bilgisayar HAL 9000 de vardır. Fakat HAL'ın programlaması insan zihnine biraz fazla benzemekte ve Discovery'nin her bir parçasının kontrolünü elinde bulundurmaktadır. Monolitin peşinden gitmek istiyorlarsa, bu psikotik bilgisayarla başa çıkmak zorundadırlar.
Çocuk edebiyatında fantastik kurgunun yeri
Arthur C. Clarke'ın Stanley Kubrick ile beraber geliştirdiği, filmle aynı zamanda yazılan bu klasik roman, uzay keşfiyle insan evrimini, yapay zekâyla insanın evrendeki yerinin sorgulamasını bir araya getirdiği kurgusuyla, bilimkurgu yazınında bir dönüm noktası niteliği taşıyor.
Kitapta yazılış süreci üzerine notlar da bulunuyor. Ayrıca, kitaba ilham olan Gözcü ve Şafakta Karşılaşma öyküleri ile Arthur C. Clarke ve Stanley Kubrick'in önsözü yer alıyor.
Şiirli Dağ
Okurların Melekler de Ölür, Sadakat gibi romanlarıyla tanıdığı İlhami Sidar, bu defa bizi İttihat ve Terakki dönemine ve yine karmaşık, zengin bir coğrafyaya götürüyor.
Her biri ayrı bir derinliğe sahip yan öykülerle ve mitolojik göndermelerle dolu olan Şiirli Dağ, tarihin acımasızlığı önünde bir ferdin, Dara'nın kaderini, sanatsal bir düzyazıya dönüştürüyor:
"Dara zamanla bütün bu olan bitenin kendi kaderinin bir parçası olduğuna kanaat getirmiş, yaradılışındaki her türlü sıradışılığın da aynı kaderin bir parçası olduğu, o güne kadar karşılaştığı bütün acayipliklerin; kırkını doldurmadan süt annesinin memelerini sündürmeye başlamasının, ağzının kenarına ilişen akreplerin kuyruklarını titretmelerinin, bir hamayıl gibi boynuna doladığı yılanların dillerinin boğazlarına kaçmasının, ayaklarının dibine ateş halesi biçiminde düşen şimşeklerin zıpkın gibi geri tepmesinin, göç halindeki kuş sürülerinin bir anda asimetrik dizilişlerini bozup bir çizgi halinde önünde tören geçidine durmasının, kurumuş ağaçta gül bitmesinin, mezar taşının canlanıp yürümesinin, gözleriyle tanık olduğu vuzuh bulmamış daha nice acayipliklerin hepsinin, mahkûmu olduğu kaderin bir parçası olduğu inancı iyiden iyiye köklenmeye başlamış…"
Noterler Hep İkinci Kattadır
"Hiçbir şehre ait değildim ben ve hiçbir şehir kabul etmezdi artık beni."
Erzurum, Kars, Bartın ve İstanbul… Dört farklı şehrin dört farklı zamanı.
Nejat… Nereden gelip nereye gittiğini arayan, hayat ve ölümle rekabet halinde bir yazar.
Bir yanda Nejat'ın annesi, babası, hayatına giren kadınlar ve hayatını karartan insanlar, diğer yanda hayatına giremeyen kendi benliği, kendi zamanı, kendi mekânı…
Tezcan Topal, bu çarpıcı ilk romanında, dünyası giderek kararan bir zamane kahramanının portresini çiziyor bize. Noterler Hep İkinci Kattadır, vakit öldürmek için değil, bizi öldüren vakti yargılamak için okunacak bir roman.
Yazdan Geriye Kalanlar
Herkesin biraz çıldırmasına neden olan belki o uzun, tembel günler ya da belki de o sıcak havaydı. Neden her ne olursa olsun, yaz mevsimi aşkın tomurcuklanması için en mükemmel zamandı.
On iki tane çoksatan gençlik edebiyatı yazarının kaleme aldığı ve editörlüğünü Lola ve Komşu Çocuk ve Isla ve Mutlu Son kitaplarının uluslararası çoksatan yazarı Stephanie Perkins'in üstlendiği Yazdan Geriye Kalanlar, gölün ya da denizin kenarında yürüdüğünüz o günleri yeniden hayal etmenize neden olacak. Bu yüzden rahat koltuğunuza yerleşin; yeniden yaz gelene kadar hayal kurabileceğiniz ve âşık olabileceğiniz on iki hikâye sizleri bekliyor.
"12 popüler yazarın yer aldığı bu derleme birçok farklı türü, farklı ve hevesli anlatıcıları ve içinizi ısıtıcak birçok ânı içinde barındırıyor; bu kitabın içinde bir zamanlar âşık olmuş ya da âşık olmayı özlemiş herkese göre bir şey var."
-Publishers Weekly (Starred Review)
"Bu kitabın bütününde tek bir yanlış nokta yok. Bütün bu büyük isimler güneşli bir gün kadar parlak bir derleme sunuyor."
-Booklist (Starred Review)
"Hayal kırıklığına uğratmayan bir yıldızlar geçidi... İçinizi ısıtan, ruhunuza işleyen bu hikâyeler yazı özlemle anmanıza neden olacak."
-Kirkus Reviews (Starred Review)
"Raflarda bırakılamayacak kadar değerli." -School Library Journal (Starred Review)
"Yazdan Geriye Kalanlar'daki hikâyeler öylesine komik, öylesine eğlendirici, öylesine etkileyici ve öylesine içinize dokunacak ki... sizi eski yaz hatıralarınıza geri götürecek." -YA Books Central
On Dördüncü Dalai Lama: Mükemmel Olmayan Bir Dünya için Sonsuz Merhamet
Alan Jacobs'tan Bilgeliğin Üstatları'na Dair Sadeleştirilmiş, Aydınlatıcı Bir Seri!
On Dördüncü Kutsal Dalai Lama, hem tüm varlıklar arasında barış, sevgi, şefkat ve merhamet geliştirme çalışmaları hem de spritüel öğretilerinin içerdiği derin, ancak son derece pratik bilgelik sayesinde dünya çapında saygı görmektedir. Bu aydınlatıcı derleme onun bilim, din, merhamet ve birey, dünya barışının temelleri, kişisel sorumluluklar, Budist öğretileri ve farkındalık gözünü açmak hakkındaki düşüncelerini bizlerle buluşturuyor. Bu kitapta 14. Dalai Lama'nın doğrulanmış biyografisinin yanı sıra bizzat kendisi tarafından bu eserde yer almak üzere yazılmış bir de dua bulacaksınız.
Gecemin Yıldızı
"Mutluluk, her zaman çok uzakta değildi. İlla her acı bitmeyecek diye bir kural da yoktu. Bir adam canını acıtırken başka bir adam o acıları dindirebilirdi. Öyle de olmuştu. Tüm acılarım, onca kederim bu adamın kollarında son bulmuştu. Bugün geçmişime baktığımda, tek güzel şeyin Yiğit Ertürk olduğunu görüyordum."
Sevginin bu hayatta aşılamayacak engelleri nasıl aştığının, saf ve masum kalplerin bir araya geldiğinde nasıl mucizeler yaratacağının öyküsüydü Aylin ve Yiğit'in yaşadıkları aşk.
Kötülüğe karşı; inadına sevgi, inadına tutku, inadına güzellik, ama illa da aşk…