Orhan Pamuk'a Macaristan'dan büyük ödül
Macaristan'da bugüne kadar yedi romanı yayımlanan Orhan Pamuk, 20 Nisan Perşembe günü Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de çağdaş dünya edebiyatının önde gelen yazarlarına verilen Budapeşte Büyük Ödülü(Budapest Grand Prize)'nü aldı.
20- 23 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Budapeşte Kitap Fuarı'nın açılışında ödülünü alan Pamuk, konuşmasında "Türkiye ve Macaristan'ın geleceğinin Avrupa'da ve özgürlükçü değerlerde yattığını" söyledi.
20 yıldır bağımsız yayıncı ve editörler tarafından verilen Budapeşte Büyük Ödülü, Macaristan'ın uluslararası ölçekteki en büyük ve en saygın ödülü. Ödül önceki yıllarda Alman Günter Grass, Perulu Mario Vargas-Llosa ve Amerikalı Johathan Franzen'a verilmişti.
Pamuk, 22 Nisan Cumartesi günü ise ünlü Macar Marksist edebiyat kuramcısı Györg Lukacs(1885-1971)'ın evini ve arşivlerini ziyaret ederek, onun mirasını ve kitaplarını konu alan bir konuşma yapacak.
Pamuk'un romancılığını etkileyen Lukács'ın Budapeşte'deki bir parkta bulunan heykeli iki hafta önce Macaristan yönetimince kaldırılmıştı.
Orhan Pamuk kimdir?
Orhan Pamuk 1952'de İstanbul'da doğdu. Cevdet Bey ve Oğulları ve Kara Kitap adlı romanlarında anlattığına benzer kalabalık bir ailede, şehrin batılılaşmış ve zengin semti Nişantaşı'nda büyüyüp yetişti.
Otobiyografik kitabı İstanbul'da anlattığı gibi Pamuk, çocukluğundan yirmi iki yaşına kadar yoğun bir şekilde resim yaparak ve ileride ressam olacağını düşleyerek yaşadı. Liseyi İstanbul'daki Amerikan lisesi Robert College'de okudu.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde üç yıl mimarlık okuduktan sonra, mimar ve ressam olmayacağına karar verip bıraktı. İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik okudu, ama bu işi de hiç yapmadı. Pamuk, yirmi üç yaşından sonra romancı olmaya karar vererek başka her şeyi bıraktı ve kendini evine kapatıp yazmaya başladı.
İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları yedi yıl sonra 1982'de yayımlandı. İstanbullu zengin ve Pamuk gibi Nişantaşı'nda yaşayan bir ailenin üç kuşaklık hikâyesi olan bu roman, Orhan Kemal ve Milliyet roman ödülleri aldı. Pamuk ertesi yıl Sessiz Ev adlı romanını yayımladı ve bu kitabın Fransızca çevirisiyle 1991 Prix de la découverte européene'i kazandı.
Venedikli bir köle ile bir Osmanlı alimi arasındaki gerilimi ve dostluğu anlatan romanı Beyaz Kale (1985), 1990'dan sonra da başta İngilizce olmak üzeri pek çok dilde yayımlanarak Pamuk'a uluslararası ilk ününü sağladı. Aynı yıl Pamuk, karısıyla Amerika'ya gitti ve 1985-88 arasında New York'ta Columbia Üniversitesi'nde "misafir alim" olarak bulundu. Büyük bir çoğunluğunu burada yazdığı ve İstanbul'un sokaklarını, geçmişini, kimyasını ve dokusunu, kayıp karısını arayan bir avukat aracılığıyla anlatan Kara Kitap adlı romanı 1990'da Türkiye'de yayımladı. Fransızca çevirisiyle Prix France Culture (ödülünü) kazanan bu roman hem popüler hem de deneysel olabilen, geçmişten ve bugünden aynı heyecanla söz edebilen bir yazar olarak Pamuk'un ününü hem Türkiye'de, hem de yurt dışında genişletti.
1991'de, Pamuk'un Rüya adını verdiği bir kızı oldu. Aynı yıl Kara Kitap'taki bir sayfalık bir hikâyeden senaryolaştırdığı Gizli Yüz filme çekildi. 1994'te Türkiye'de yayımlanan ve esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri hikâye ettiği Yeni Hayat adlı romanı Türk edebiyatının en çok okunan kitaplarından biridir. Pamuk'un Osmanlı ve İran nakkaşlarını ve Batı dışındaki dünyanın görme ve resmetme biçimlerini bir aşk ve aile romanının entrikasıyla hikâye ettiği Benim Adım Kırmızı adlı romanı 1998'de yayımladı. Bu kitapla Fransa'da Prix Du Meilleur Livre Etranger, İtalya'da Grinzane Cavour (2002) ve International Impac-Dublin ödülünü (2003) kazandı.
Orhan Pamuk, 1990'ların ortasından itibaren insan hakları, düşünce özgürlüğü konularında yazdığı makalelerle Türk devletine karşı eleştirel bir tutum aldı, ama siyaset ile fazla ilgilenmedi. "İlk ve son siyasi romanım" dediği Kar adlı kitabını 2002'de yayımladı. Doğu Anadoludaki Kars şehrinde, siyasal islâmcılar, askerler, laikler, Kürt ve Türk milliyetçileri arasındaki şiddeti ve gerilimi hikâye eden bu kitap ile yeni tarz bir "siyasal roman" yazmayı denedi. Uluslararası ve Türk gazete ve dergilerine yazdığı edebi ve kültürel makalelerle, kendi özel not defterlerinden yaptığı geniş bir seçmeyi 1999 yılında Öteki Renkler adıyla yayımladı.
Pamuk'un 2003 yılında yayımladığı son kitabının adı İstanbul'dur. Yazarın hem yirmi iki yaşına kadar olan hatıralarından, hem de İstanbul şehri üzerine bir deneme olan ve yazarın kendi kişisel albümüyle, Batılı ressamların ve yerli fotoğrafçıların eserleriyle zenginleştirilmiş bu şiirsel kitabı sınıflamak zordur.
Orhan Pamuk New York'ta geçirdiği üç yıl dışında, bütün hayatını İstanbul'da aynı sokaklarda, aynı semtlerde geçirdi. Şimdi de doğduğu, binada yaşıyor. Otuz yıldır roman yazan Pamuk yazarlıktan başka hiçbir iş yapmadı. Orhan Pamuk'un kitapları, en son Benim Adım Kırmızı'nın Japonca yayımlanmasıyla birlikte otuz dört dile çevrildi.
Orhan Pamuk'un son romanı Kar, New York Times Book Review tarafından 2004 yılının en iyi 10 kitabından biri seçildi.
Suriye'li şair Adonis, Çek yazar Milan Kundera ve ABD'li Philip Roth gibi başarılı isimler arasından 2006 Nobel Edebiyat Ödülü'nü almaya değer bulunan Pamuk, 1 milyon 360 bin dolarlık ödülün de sahibi oldu.