"Kürdistan Sosyalist Solu Kitabı"
Türkiye'nin bugün "çözüm süreci" ile aşmaya çalıştığı Kürt meselesinin baş aktörü PKK. Ancak geçmişte Kürt sorununun ortaya çıkardığı çok sayıda örgüt Türkiye'de siyaset sahnesinde var oldu. Bu örgütlerin çoğu da sosyalist ideolojiyi benimseyen örgütlerdi. 1960'lı yıllardan itibaren Türkiye sosyalist solundan ayrılan ve müstakil örgütlenmelere giden bu örgütlenmeler Emir Ali Türkmen ve Abdurrahim Özmen'in derlediği "Kürdistan Sosyalist Solu Kitabı"nda bir araya getirildi. Yayınevinin okurla buluşturduğu bir diğer kitap da Ertuğrul Kürkçü'nün bir nevi anıları niteliğindeki Pratiği Aklı Teorinin Heyecanı.
Türkiye Kürt sosyalist sol hareketi tarihine damgasını vurmuş siyasi figürler ile örgütlerin yaklaşık yarım asırlık bir süreye yayılan düşünce üretiminin bir envanteri olan kitap, 16 Haziran'da Dipnot Yayınları'ndan çıkıyor. Kitap, günümüzde Kürt hareketine önderlik eden geleneğin gelişim çizgisini de sergiliyor. Kitap, aynı zamanda bazıları unutulan diğer aktör ve hareketleri tanıma ve anlama fırsatı da sunuyor.
Kürt hareketinin tarihsel profilini geniş bir yelpazeden yola çıkarak aktarmayı amaçlayan kitap tanıtımında şöyle anlatılıyor:
"DDKO'dan PKK'ye, Dr. Şıvan'dan Abdullah Öcalan'a, 'sömürge' tezi ve 'birlik' meselesinden örgütlenme ve strateji anlayışlarına uzanan düşünsel serüvende önemli roller oynamış devrimci şahsiyetler ile çevrelerin bıraktığı teorik mirası aktaran bu metinler, yakıcılığını hep korumuş ve son dönemde yeni boyutlar kazanmış olan Kürt ulusal sorununa Kürdistan sosyalistlerinin perspektifinden bakmamızı sağlamanın yanı sıra sorunun çözümünde sosyalist teorinin içerdiği olanakların tartışılmasına da kapı aralamaktadır. Kendi tarihsel kökenlerinden yeşeren Kürt hareketinin özerkleşme süreçleri açısından girdiği yeni yönelimlerin, ortak sembollerin ve ulus tahayyülünün anlaşılması açısından da bu teorik terekenin eleştirel bir gözle değerlendirilmesi gerekmektedir."
Kürdistan Sosyalist Solu Kitabı - 60'lardan 2000'lere Seçme Metinler
Hazırlayanlar: Emir Ali Türkmen-Abdurrahim Özmen
Hamit Bozarslan'ın Önsözü
Ahmet Hamdi Akkaya'nın Sonsözüyle
680 sayfa-35 TL
Bir kitap da Ertuğrul Kürkçü'den
Dipnot Yayınları'ndan çıkan bir diğer kitap da HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü'nün Pratiğin Aklı Teorinin Heyecanı adlı kitabı. Kitap, 68'den Dev-Genç'e, THKP-C'yle 12 Mart'a, Mahir Çayan ve arkadaşlarıyla Kızıldere'ye Ertuğrul Kürkçü'nün gözü ve diliyle, Türkiye devrimci hareketinin 1970'lerdeki ve sonrasındaki sürecini anlatıyor.
İşte Ertuğrul Kürkçü'nün, 13 Haziran'da raflardaki yerini alacak bu kitaptaki anlatımından bir bölüm:
"İlkokuldan beri mimar olmak istemiştim, o yüzden merkezi sistemle ilgilenmemiş, gözü kara biçimde yalnızca ODTÜ Mimarlık sınavlarına girmiştim. 1969'da boykot ve işgaller biterken, bir yüksek lisans öğrencisi-asistan arkadaşımız bir tartışmada 'Karar vermemiz lazım' dedi, 'Devrimci mi olacaksınız, mimar mı? İkisi birden olunamaz, ben mimar olacağım. Siz devrimci olacaksanız bu böyle süremez, ben mimar olacaksam devrimciymişim gibi yapamam.'
Soru hiç bu kadar somut ve yalın olarak karşımıza çıkmamıştı doğrusu. Kendimle çarpıştıktan, enine boyuna düşündükten, kendimi nasıl iyi hissedeceğimi anladıktan sonra, mimar değil, devrimci olmam gerektiği, payıma bunun düştüğü, bunu yapmazsam hareketin bir kişi eksik yürüyeceği sonucuna vardım. Böyle yapmam için beni hiç kimse kışkırtmadı, aslında soru da benim verdiğimin tam tersi bir yanıtı ima ediyordu. Bu kararımdan ötürü de daha sonra hiç pişman olduğumu söyleyemem. Sonraki hayatımda beni üzen şeyler hep oldu ama bu tercihi yapmış olduğumdan değil, bu tercihle yürürken her zaman doğruyu yapamamış olduğumdan ötürü...
Mart 1986'da 14 yılı arkada bırakarak Gaziantep "L Tipi" Özel Cezaevi'nden çıkarken gazetecilerin anılarımı yazıp yazmayacağıma dair sorularına, "tarih yazımına değil tarihin yapılmasına katkıda bulunmak istiyorum" diye yanıt vermiş olduğumu hatırlıyorum.
Tarih yapmakla yazmak arasında kategorik bir ayrım yapmanın bu yanıtı verdiğim günkü kadar kolay ve hatta mümkün olmadığının farkına varmam için yalnızca bir yıl yetmişti. Seksenler sonu ve doksanlar başında tarih yapmak devrimci hareketin 12 Eylül rejiminin sert darbeleri altında sarsılan hafızasını onarmasına katkıda bulunmaksızın yapabileceğiniz bir şey değildi. İşe buradan başlamadıkça, önceki deneyimin bilgisini yeniden mülk edinmeye, yaptıklarımız kadar yapamadıklarımız üzerine de sistematik bir düşünüşün araçlarını sağlamaya girişmedikçe, tarih yapmanın biricik kolektif imkânı olan devrimci hareketin yeniden kuruluşuna katılmış olmuyordunuz."
Pratiğin Aklı Teorinin Heyecanı
Yazar: Ertuğrul Kürkçü
320 sayfa - 22 TL