Her günü bir cinayet: 365 Gün 365 Cinayet
Gazeteci ve çizer Mümtaz Arıkan, 7 senesini araştırarak, resimleyerek, öyküleyerek geçirdiği dünya tarihinin seyrini etkileyen cinayetleri "365 Gün 365 Cinayet"te okura sunuyor.
İthaki Yayınları Mümtaz Arıkan'ın "365 Gün 365 Cinayet"; Nihan Kaya'nın "Gizli Özne"; Michael Moorcock'un "İşte İnsan" ve Tolstoy'un "Anna Karenina"sını okurla buluşturdu. Yayınevi, Ersin Ergün'ün "Saklı Kırmızı" adlı şiir kitabını da 22 Haziran'da okura sunuyor.
365 Gün 365 Cinayet
Her güne bir cinayet...
İnsanlık tarihi cinayetle başlar; Mümtaz Arıkan bu bilgiden yola çıkarak yedi senesini dünya tarihinin seyrini etkileyen cinayetleri araştırarak, resimleyerek, öyküleyerek geçirdi. Faili meçhullerden seri katillere, kan donduran sadistliklerden nefret cinayetlerine uzanan bu cinayet takvimi gazeteci ve çizer Mümtaz Arıkan’ın bilgisayar kullanmadan, tamamen elde hazırladığı titiz bir çalışmanın ürünü.
Mümtaz Arıkan kimdir?
1947’de Üsküdar’da doğdu. Ankara Kurtuluş Lisesi’nde öğrenciyken, Son Baskı ve Tasvir gazetelerinde ilk resimli romanları ve sinema yazıları yayımlandı (1967). Daha sonra İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi’nin Grafik Bölümü’nü bitirdi. Bir yılı bulan bir süre, Lütfi Akad’ın TV için çekilen
Ömer Seyfettin’in Hikâyeleri dizisinde çalıştı. Daha sonra da Muzaffer Aslan’ın filmlerinde asistan olarak görev yaptı. Doğan Kardeş, Hürriyet ve Gırgır’da çalıştı. Çizgiroman, karikatür, illüstrasyon, afiş gibi ürünler verdi.
1980’de bir davet üzerine Bahreyn’e gitti ve ülkenin tanıtımı için yapılan çizgi filmlerde çalıştı. 1983’ten itibaren Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışan Mümtaz Arıkan, “Tarihte Bugün” çizgi bandını 30 yıl hazırladı. 2004-2005 yılları arasında, “Tarihte Bugün” belgesel çizgi programı, NTV kanalında aralıksız 1,5 yıl yayımlandı.
Kitapları: Tarihte Bugün, Kurtuluş Savaşı Güncesi, Dinozor Kitabı, Müneccimbaşı), 365 Gün 365 Cinayet
Gizli Özne
“Hasta çocuklar yoktur, hasta aileler ve hasta toplumlar vardır!”
Matemli bir evde bir çift kahve fincanı kırılır ve biri genç, biri yaşlı iki kadının zihninde iki farklı geçmiş canlanır. Şaibeli bir şekilde hayatını kaybeden Reha'nın nişanlısı Revnâ, yetiştirme yurdunda büyümüştür ve üç yaşında yaşadığı korkunç deneyimi geçmişinden kaçarak unutmaya çabalıyor, yüzleşemediklerinin bedelini nöbet geçirerek ödüyordur. Oğlu Reha’yı ansızın kaybeden ve “Gizli Özne”nin anlattığı Bihter'se bir ailenin içinde büyümenin ağırlığını doktorların çözemediği bir yöntemle hafifletecektir.
Biri ait olmak, diğeri kendisi olmak isteyen, yolları hiç beklenmedik bir şekilde kesişen bu iki kadın için aşk, aile, evlilik, hayat çok farklı anlamlara gelir.
Nihan Kaya’nın ses getirmiş romanı Gizli Özne gözden geçirilerek tekrar yayımlanırken, yazar aşkı, aileyi, evliliği ve hayatı kendine has üslubuyla iki farklı bakış açısıyla ele alıp sorgulamaktan da kaçınmıyor.
“Bihter gelinliğinin etekleri çamurlu sokakları süpürürken bunları düşünüyordu. Üzerindeki gelinlikten gelin olduğu anlaşılan bir genç kız, tek başına beklediği İETT durağından otobüse bindi. Beyaz bir gelinliğin kabarık bir eteği, bir İETT otobüsünün dar basamaklarına sığmadı. Bir gelinlik kuyruğu süründüğü bir otobüs zemininde tozlandı. Bir otobüste bütün yolcuların gözü, içeriye yalnız binen bir geline takıldı.”
İşte İnsan
“Wells'in hiçbir zaman hayal edemeyeceği Zaman Makinesi'nin ta kendisi." - Brian Aldiss
Nebula En İyi Kısa Roman Ödülü
“Korku olmadan din hayatta kalamaz.”
Tolkien sonrası fantastik edebiyatın öncü ve en önemli yazarlarından olan Michael Moorcock yalnızca yarattığı efsanevi karakteri Elric’le değil, Yeni Dalga akımının yükselmesine sebep olan editörlüğüyle de türün kaderini doğrudan etkilemiş ender yazarlardan. Moorcock’ın kendi sınırlarını bile zorlayıp tabuları yerle bir ettiği bilimkurgu kitabı İşte İnsan ise Jungcu psikoloji temel alınarak yazılmış en cüretkâr zaman yolculuğu romanlarından biri.
Kafası sorularla dolu, problemli bir genç olan Karl Glogauer, İsa Peygamber’in son aylarına tanıklık etmek için zaman makinesiyle 1970 yılından M.S. 29 yılına yolculuk eder. Kutsal Topraklar’da Vaftizci Yahya ile karşılaşan Glogauer, bu mucizelerle dolu bölgede Nasıra’ya ulaşmak ve İsa’yı bulmak için yola çıkar.
İsa’yı bulduğunda ise hikâye oldukça çetrefilli bir hal alır zira bu tarihi figür, Nasıra’da bir marangoz dükkânının gölgelerinde saklanan ve değil peygamber olmak, hayatta kalmak için bile başkalarına ihtiyaç duyan bir insandır. Gelecekte vuku bulmuş geçmişinin peşini bırakmayan hayaletleriyle, insanlık tarihinin olması gerektiği gibi yaşanmasını sağlamak için harekete geçen Glogauer, hem yolculuğun sonuna hem de sorularının yanıtlarına adım adım yaklaşır.
Tarih değişmesin diye tarihe müdahale etmenin bedeli nedir?
Fikir mi gerçekliğin sebebidir yoksa gerçeklik mi fikrin?
İşte İnsan, yanlış sorulara verilen doğru bir cevap.
Anna Karenina
“Tolstoy dünyanın en iyi nesir yazarlarından biri. Anna Karenina da yazılmış en büyük aşk hikâyelerinden.” - Vladimir Nabokov
Anna Karenina’nın isteyebileceği her şeyi vardır. Güzel, popüler ve zengindir. Bunların yanı sıra iyi bir eşe ve çocuğa sahiptir. Fakat hiçbiri Anna Karenina’nın mutsuz hissetmesini, evliliğinden soğumasını engellemez. Her şey zengin bir ordu subayı olan Kont Vronski ile tanışmasıyla değişir.
Fyodor Dostoveyski’nin, “kusursuz bir sanat eseri” olarak tanımladığı Anna Karenina’da Tolstoy tutku, aşk, ihanet ve mutluluk temalarını işlerken, bir yandan da 19. yüzyıl Rus toplumunu merceği altına alıyor.
Saklı Kırmızı
“içimde yağmur çiseliyordu
henüz yazılmamış saman sarısına yazsaydım
saçları üzüm karası yazsaydım esmer asisi aşkın
en güzel şiirimi yazılmamış bırakıp gittin”
“Beni Tarihle Yargıla” adlı şiiri Ahmet Kaya, “Kaybana Geceler” şiiri Onur Akın, “Gülyangını Ömrümüz”, “Fikri Sönmez’e Ağıt”, “Kanat Çırp” şiirleri Mehmet Gümüş ve “Didar Şensoy’a Ağıt” Sevinç Eratalay tarafından bestelenip söylenen Ersin Ergün Saklı Kırmızı ile yeniden okurlarıyla buluşuyor.
Ersin Ergün kimdir?
1957’de Adapazarı’nda doğdu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi bu kentte okudu. 1974’te ODTÜ’ye girdi. 1978’de ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nden ayrılarak SİYO’ya (Sevk ve İdare Yüksek Okulu) kaydını yaptırdı. 1981’de 12 Eylül dönemi tutukluları arasına girdi. Tutukluluk dönemi 10 yıla yakın sürdü. İdamlar ve müebbetlerden geçerek 4.5 yıllık bir ceza aldı ve 1991 Şubat’ında tahliye oldu. İlk şiir kitabı Bir Avuç Şiir, Belge Yayınları’ndan çıktı. Şiirleri İngilizce’ye çevrilerek Censorship dergisinde yayımlandı. İsveç ve Katalonya PEN Kulüpleri onursal üyeliğine alındı. İkinci kitabı Gülyangını Ömrümüz Simge Yayınevi tarafından çıkarıldı. Üçüncü kitabı Yeniden Haziran, Piya Yayınları etiketiyle yayımlandı. “Beni Tarihle Yargıla” adlı şiiri Ahmet Kaya, “Kaybana Geceler” şiiri Onur Akın, “Gülyangını Ömrümüz”, “Fikri Sönmez’e Ağıt”, “Kanat Çırp” şiirleri Mehmet Gümüş ve “Didar Şensoy’a Ağıt” Sevinç Eratalay tarafından bestelenip söylendi. Saklı Kırmızı, Ersin Ergün’ün dördüncü şiir kitabıdır.