Gözüpek polis Kat şimdi de Venedik'te El Kaide'nin peşinde
"Carnivia Üçlemesi" ile İtalya'nın gizli tarihini günümüzde geçen bir polisiye ile anlatan Jonathan Holt'un yarattığı gözüpek polis Kat, serinin "Hain adlı son kitabında Venedik'te ses getirecek büyük bir terör eylemi peşindeki El-Kaide uzantılarının peşine düşüyor.
İtalya'nın gizli tarihini günümüzde geçen bir polisiye ile anlatan Jonathan Holt'un "Carnivia Üçlemesi" serisinin son kitabı "Hain" de okurla buluştu. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Hain"de, İtalyan polis teşkilatının gözüpek memuru Kat, 11 Eylül saldırılarından sonra ses getirecek büyük bir terör eylemi peşindeki El-Kaide uzantılarının peşinde.
Yapı Kredi Yayınları ayrıca Almanya'da İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan Yıkıntı Edebiyatı'nın önde gelen isimlerinden Wolfgang Borchert'in bir manifesto niteliğindeki yapıtı "Ama Fareler Uyurlar Geceleyin"i de okurun beğenisine sundu. Yayınevi ayrıca, Bart Beaty'nin başlı başına "geçerli" sanat nesneleri sayılmayan çizgi romanları incelediği, "Sanat Karşısında Çizgi Roman"ı; Ünlü yönetmen Asghar Farhadi'nin "Bana göre İran'ın Arthur Miller'ıdır." dediği Gulam Hüseyin Sâedi'nin "Top" adlı romanını ve Michel Tournier'in "Düşüncelerin Aynası" adlı denemelerini de yayımladı.
Gürsel Korat'ın Unutkan Ayna'sına Orhan Kemal Roman Armağanı
Hain
Jonathan Holt'un "Yüz Karası"yla başlayıp "Kayıp Geçmiş"le devam eden "Carnivia Üçlemesi" serisi, nihayet "Hain" ile olabilecek en görkemli şekilde sona eriyor.
Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Hain", İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa'nın ama özellikle İtalya'nın gizli tarihini adeta "deşen" ve günümüzde geçen bir polisiyeyi tarihsel bağlarıyla anlatan "Carnivia Üçlemesi"nin veda kitabı.
11 Eylül saldırılarından sonra ses getirecek büyük bir terör eylemi peşindeki El-Kaide uzantılarının hedefinde bu sefer Venedik var. İtalyan polis teşkilatının gözüpek memuru Kat, gerçek aşkı ve huzuru bulduğunu düşünürken yaşamının en zor sınavıyla yüzleşecektir. Aşık olduğu adamdan ve şehirden geriye kurtarılacak bir şeyler kalacak mıydı?
Hain
Yazar: Jonathan Holt
Çeviren: Ziya Celayiroğlu
Sayfa: 376, Fiyat: 25 TL
YKY Edebiyat / Dünya Roman / Polisiye - Gerilim
Ama Fareler Uyurlar Geceleyin
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanyası'nda askere alınarak gönderildiği Rus Cephesi'nde ağır yaralanıp nasyonal sosyalizm karşıtı görüşlerinden dolayı tutuklanan, 1942 ve 1944'te iki kez çarptırıldığı ağır hapis cezalarında yakalandığı hastalıklar yüzünden yirmi altı yaşında hayatını kaybeden Wolfgang Borchert, Almanya'da İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan Yıkıntı Edebiyatı'nın önde gelen isimlerindendir.
Wolfgang Borchert, ölümünden önceki iki yıla sığdırdığı, Türkiye'de Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Ama Fareler Uyurlar Geceleyin" ile umudunu, vatanını, yaşama amaçlarını yitirenlerin sesi olmuştur. Yapıtı manifesto niteliğiyle okunması gereken, gerçeklikle düş gücünü, insanın yıkıcı dünyasıyla edebiyatın yırtıcı karakterini birleştirebilmiş bir dil aracılığıyla, savaşın karanlığına özgün bir bakış getirmiştir Wolfgang Borchert. Bugün, sesi hâlâ gür ve sarih biçimde duyulurken, savaş karşıtı feneri ışığını bütün keskinliğiyle koruyor.
CIA ve KGB arasında kalan bir romanın gerçek hikayesi: Jivago Vakası
"…aramızda, ah kim çıkar aramızda, kim kurşunlarla delik deşik bir akciğer hırıltısına bir şiir düzebilir, kim bir idam mahkûmunun çığlığını şiire dökebilir, kim bilebilir o ölçüyü, bir ırza tecavüze uygun düşecek o ritmik ölçüyü, kim makinelilerin uluyuşunu duyuracak bir vezin bilebilir ve bir sözcük, içinde gökyüzünün artık yansımadığı, yanan köylerin bile yansımadığı, ölü bir at gözünün yeni susmuş çığlığını anlatabilecek bir sözcük bulabilir, hangi basımevinde yük vagonlarının pas kırmızısı, bu dünya yangını kırmızısı, ak insan tenindeki bu kurumaya başlamış kan kabuklu kırmızı için bir harf bulunabilir?.."
Ama Fareler Uyurlar Geceleyin
Yazar: Wolfgang Borchert
Çeviren: Kâmuran Şipal
Sayfa: 336, Fiyat: 28 TL
YKY Edebiyat / Dünya Öykü
Sanat Karşısında Çizgi Roman
Ünlü çizgi romanların yaratıcılarının, yayınevlerine bağlı anonim çalışanlardan adı ve üslubu bilinen sanatçılara dönüşme süreçleri nasıl gerçekleşti? Pop Art sanatçıları çizgi roman imgelerini alıp kullandıklarında çizgi roman dünyasının buna tepkisi ne oldu? Ne oldu da eski çizgi romanlar ucuz basılı malzemeden koleksiyonluk nesnelere dönüştü? Çizgi romanlar müzelere nadiren de olsa "kabul edildiğinde" bu hangi koşullarda gerçekleşti? Bütün bunlar bize hem sanat dünyası hem de çizgi roman dünyası hakkında ne söyler?
Turgut Uyar'ın Veys'i yarım asır sonra okurla buluştu
Eskiden, yüzeysel bakıldığında, çizgi roman ile "yüksek" sanatlar arasındaki ilişki basit görünürdü; çizgi romanlar ve bant karikatürler ilham kaynağı olabilseler de, başlı başına "geçerli" sanat nesneleri sayılmazlardı. Bu geleneksel ayrım aşınmaya başlamasına karşın, çizgi roman ve sanat dünyaları son derece farklı sosyal alanları kaplamaya devam ediyor.
Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan, Bart Beaty'ın hazırladığı Sanat Karşısında Çizgi Roman kitabı çizgi roman ile müze, müzayede evi, sanat basını gibi en önemli sanat dünyası kurumları arasındaki ilişkiyi inceliyor.
Bart Beaty'nin çalışması iki soru üzerinde yoğunlaşıyor: Çizgi roman 20. yüzyılın büyük bölümünde sanat tarihinden niçin dışlandı? Çizgi roman üretiminin şimdi sanat dünyasıyla daha yakın doğrultuda olmasının anlamı nedir? Bu ilişkiye ilk kez kültür sosyolojisinin merceğinden bakan ve Amerikan çizgi roman dünyasına odaklanan Beaty, çizgi roman formuna yönelik tamamen yeni bir yaklaşımı ortaya koyuyor.
Sanat Karşısında Çizgi Roman
Yazar: Bart Beaty
Çeviren: Nurettin Elhüseyni
Sayfa: 256, Fiyat: 25 TL YKY Sanat
Top
Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Gulam Hüseyin Sâedi'nin "Top" romanı, 20. yüzyıl başında İran'da Meşrutiyet'e geçiş sancılarının yaşandığı bir zaman dilimini ele alıyor. Ülke içinden ve dışından farklı güç odakları, siyasi iktidarı ele geçirme mücadelesine girişirler ve kendi çıkarı için obaları birbirine düşüren hoca, sonunda birlik olmayı başaran göçerler tarafından cezalandırılıyor. Roman boyunca oradan oraya taşınıp duran top, sonunda hedefini bulmuştur; ancak bu noktaya gelene kadar güçsüz, masum, hiçbir şeyden haberi olmayan halk, yokluk içinde yaşayıp büyük eziyet görmüştür. Sâedi, çekilen eziyetlerin sebebi olan hocaya topu doğrulturken, halka da birlik olmadıkça hiçbir sonuca ulaşılamayacağını söylemek istiyor. Hekimlik mesleğini kendi coğrafyasını ve halkını tanıma fırsatı olarak değerlendiren Sâedi, toplumsal gerçekleri anlatmak için insanların psikolojilerinden yola çıkıyor; zira toplumsal değişimin yolunun bireysel değişimlerden geçtiğine inanıyor.
"Çocukluğumdan beri Sâedi'nin öykü ve romanlarına meraklıydım ve onlardan çok şey öğrendim. Sâedi bana göre İran'ın Arthur Miller'ıdır." Asghar Farhadi
Top
Yazan: Gulam Hüseyin Sâedi
Çeviren: Makbule Aras, Farhad Eivazi
156 Sayfa, 14 TL
Yapı Kredi Yayınları
Düşüncelerin Aynası
Çağdaş Avrupa yazınını sadece romanlarıyla değil düz yazılarıyla da cendereye alan Michel Tournier'den (1924-2016) ufuk açıcı bir deneme. "Düşüncelerin Aynası" Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı.
''Tuz''un olgunluk simgesi bilgeliğinden ''şeker''in çocuksu yananlamına, ''banyo''nun yatay konumundan ''duş''un dikey konumuna, ''hayvan''ın devingenliğinden ''bitki''nin durağanlığına, ''demiryolu''nun düzenliliğinden ''karayolu''nun esnekliğine varıncaya dek, alıntılarla zenginleştirilmiş 116 anahtar-kavram.
Bu ikili yöntem olağanüstü verimli oldu, tüm kitabın ondan çıktığı söylenebilir. Hani bir kavram tek başına düşünceye delemediği kaygan bir yüzey sunuyormuşçasına. Buna karşılık, kavram karşıtıyla birlikte ele alındığında, patlıyor ya da saydamlaşıyor, iç yapısını gösteriyor. Kültür yıkıcı gücünü ancak uygarlığın karşısında açığa vuruyor. Boğanın boynu atın sağrısını gözler önüne seriyor. Kaşık anaç tatlılığını çatal sayesinde ortaya koyuyor. Ay bize ne olduğunu güneşin alnında söylüyor...
Düşüncelerin Aynası
Yazar: Michel Tournier
Çeviren: Orçun Türkay
Sayfa: 144, Fiyat: 13 TL
YKY Edebiyat / Edebiyat-Deneme