hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Burak Onaran'ın yeme içme alışkanlıklarının nasıl dönüştüğünden milli mutfak kurgusuna; domuz eti tartışmalarından uluslararası mutfak kültürüne yeme alışkanlıklarının ve "yemek"in savaş, diplomasi, propaganda, toplumsal cinsiyet, milliyetçilik, tüketim toplumu, turizm, nüfus, din gibi kavramlarla yolunun nasıl kestiğini anlattığı kitabı MutfakTarih - Yemeğin Politik Serüvenleri İletişim Yayınları'ndan çıkıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İletişim Yayınları ayrıca, Asef Bayat'ın Müslüman toplumlarda siyasetin nasıl şekillendiğini anlattığı çalışması İslâm'ı Demokratikleştirmek, Simten Çoşar ve Aylin Özman'ın derlediği Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet, Sinan Sülün'ün, hayata tutunmaya çalışan genç bir aşığın dünyayla imtihanını anlattığı romanı Kırlangıç Dönümü, Nobel edebiyat ödüllü İzlandalı şair ve romancı Halldór Laxness'in Özgür İnsanlar ve Rus klasiklerinden Turgenyev'in Arefesinde ile Tolstoy'un Kroyçer Sonat'ını okurla buluşturuyor.

    Fehim Taştekin savaşı anlattı: "Suriye Yıkıl Git, Diren Kal"

    MutfakTarih - Yemeğin Politik Serüvenleri

    İletişim Yayınları, Burak Onaran'ın mutfak ve yemek kültürünün toplumsal tarihle ne kadar iç içe olduğunu gösteren araştırması MutfakTarih'i okurlara sundu. Onaran'ın çalışması, yeme içme alışkanlıklarının nasıl dönüştüğünden milli mutfak kurgusuna; domuz eti tartışmalarından uluslararası mutfak kültürüne geniş bir yelpazede ilerlerken; yeme alışkanlıklarının ve "yemek"in savaş, diplomasi, propaganda, toplumsal cinsiyet, milliyetçilik, tüketim toplumu, turizm, nüfus, din gibi kavramlarla yolunun nasıl kestiğini de anlatıyor.

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Arka kapaktan:

    "Mutfak ve yemek kültürü toplumsal tarihle iç içedir. Toplumsal, ekonomik ve siyasi tarihten gelen gizli ve aşikâr birçok iz taşır. Gıdaların tasnifinden pişirme tekniklerine, mutfak mimarisinden sofra düzeni ve adabına kadar uzanan geniş araziyi siyasi ve toplumsal veçheleriyle beraber yeniden düşünmek, toplumlar ve kültürleri hakkında ilginç ipuçları ve esaslı bilgiler sunar.

    Mutfaktarih, önce yerel örneklere eğiliyor: Yeme içme alışkanlıklarının nasıl dönüştüğüne, milli mutfak kurgusuna, domuz eti tartışmalarına, mutfak kültürünün rafine biçimlerde sunulmasının aşamalarına odaklanıyor. Ardından savaşlar ve propaganda aracılığıyla dönüşen uluslararası mutfak kültürüne, beslenme rejimlerine, kalori ve istatistik tartışmalarına, diplomasinin sofra etrafında gelişen taktiklerine, devletin mutfağa nasıl müdahil olduğuna eğilerek zengin bir çerçeve çiziyor."

    "Türkiye'de Yoksulluk ve Dilenme Kültürü"

    İslâm'ı Demokratikleştirmek - Toplumsal Hareketler ve Post-İslâmcı Dönüş

    Asef Bayat'ın İslâm'ı Demokratikleştirmek adlı çalışması, geçtiğimiz günlerde İletişim Yayınları'ndan çıktı. Bayat'ın, Mısır ve İran üzerine yönelerek Müslüman toplumlarda siyasetin nasıl şekillendiğini, siyasi partilerle toplumsal hareketlerin İslâm'ın siyasal alandaki temsilini nasıl gerçekleştirdiğini göstermeyi amaçladığı bu çalışması, İslâm ve demokrasi üzerine yapılan tartışmalara yeni bir katkı sunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Arka kapaktan:

    "Müslüman toplumlarda siyaset nasıl şekilleniyor? Siyasi hareketlerle devrim hareketleri, siyasi partilerle toplumsal hareketler İslâm'ın siyasal alandaki temsilini nasıl sağlıyor? Toplumsal hareketlerin ve siyasal partilerin temsil kabiliyetleri, muhalefetteki talepleri ve iktidardaki icraatları nasıl biçimleniyor? Bu siyasal güçlerin tarihsel, siyasal, toplumsal, sınıfsal ve dinsel kökenleri politik manevralarını nasıl etkiliyor? Asef Bayat, Mısır ve İran'a odaklanarak yukarıdaki soruları tartışmaya açıyor. İslâm'ı Demokratikleştirmek, 'Müslüman öfke'nin küresel yürüyüşüne, mütevazı bir cevap".

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İletişim'den Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi

    Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet - Edebiyat, Medya, Siyaset

    Simten Çoşar ve Aylin Özman'ın derlediği Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet, İletişim Yayınları tarafından okurlara sunuldu. Milliyetçilik ve cinsiyetçilik arasındaki bağa odaklanan bu çalışma, eğitim düzeninin bu bağın oluşmasındaki rolünü irdeliyor, medya ve haber dilinin kurgulanışına dikkat çekiyor; güzellik yarışmaları ve Kurtlar Vadisi gibi popüler işlerin toplumsal cinsiyet kalıplarını nasıl yeniden ürettiğini gösteriyor. 14 farklı yazarın katkılarıyla…

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Arka kapaktan:

    "Milliyetçiliğin cinsiyetçilikle 'mutlu beraberliğini', birçok cephesiyle ele alan yazılardan oluşan bir derleme: Eğitim düzeninin cinsiyetçilikle milliyetçiliği birbirine lehimleyerek yeniden üreten yapısı... Medya ve haber dilinden güzellik yarışmalarına, Kurtlar Vadisi'ne, milliyetçiliğin eril karakterinin tezahürleri... Buna karşılık, kadınların milliyetçiliği 'eğip bükmedeki' becerisi... Halkevleri sahnelerinden ve Halide Edib Adıvar, Peyami Safa, Yakup Kadri Karaosmanoğlu romanlarından Turgut Özakman'ın popüler milli hamaset metinlerine ve 12 Eylül filmlerine uzanan tarihsel seyirde, milliyetçiliğin cinsiyet hiyerarşisiyle eklemlenmesinin analizi...

    Hukuk krizine ışık tutan inceleme: Türkiye'de Hukuku Yeniden 

    Derlemede Suavi Aydın, Aksu Bora, Tanıl Bora, Simten Coşar, Kadir Dede, Tuba Kancı, Funda Gençoğlu Onbaşı, Eylem Özdemir, Aylin Özman, Çağla Karabağ Sarı, Burcu Şenel, Nagehan Tokdoğan, Sinan Yıldırmaz ve Yasemin Temizarabacı Yıldırmaz'ın yazıları yer alıyor."

    Milliyetçilik ve Toplumsal Cinsiyet'in derleyenleri Simten Coşar ve Aylin Özman, kitapla ilgili şunları anlatıyor:

    "Milliyetçiliğin farklı veçhelerle kişiselden toplumsala ve kamusala uzanan bir hatta birdenbire, kendiliğinden, bağlantıda olduklarımızın dilinde ve doğrudan kendi dilimizde beliriverdiği, kurumsal iktidar mekanizmalarının çekirdeğinden çıkan, kurumsal iktidarı ellerinde bulunduranların gönüllü benimsedikleri bir söylem olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Milliyetçiliği böylesine sirayet edici kılan asıl etmenin farklı biçimleriyle cinsiyetçiliği içermesi, farklı tarihsel-siyasal dinamikler içerisinde farklı cinsiyetçi pratikleri işletebilmesi olduğu düşüncesiyle, milliyetçiliğin erkek yüzünü fark edip göstermenin ötesinde Türkiye'de cumhuriyet tarihi boyunca karşılaşılan toplumsal cinsiyet rejimlerinin hangi milliyetçilik versiyonlarına temel teşkil ettiklerine dair ipuçları sunmaya çalışıyoruz."

    Kırlangıç Dönümü

    Yayımladığı öyküleriyle geniş bir okuyucu kitlesi edinen Sinan Sülün, şimdi de İletişim Yayınları tarafından yayımlanan "Kırlangıç Dönümü" adlı romanıyla edebiyatseverlerin karşısına çıkıyor. Hayata tutunmaya çalışan genç bir aşkın dünyayla imtihanını anlatan romanda yazar, aşkı kendine has üslubuyla ele alıyor ve "Farklılık mı, yoksa benzeşmek mi?" diye soruyor. Kırlangıç Dönümü, incelikli bir hikâye…

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Arka kapaktan:

    "Kendi benliğine güzellikler katmak için âşık olmak isteyen kişi aşkın ne olduğunu bilemezdi. Aşk hiç ummadığınız, hiç beklemediğiniz bir anda buluverirdi sizi. İnsan âşık olmayı seçmezdi. Aşk onu seçerdi. Sadece varlığını kaybetmeye hazır olan insan o kapıdan içeri girebilirdi. Bu mucizevi duygu, her gün yeniden ölen Tanrı'nın kendisine inanmamız için gösterebildiği tek delildi. O sabah Ali için de öyle oldu. Aşk birdenbire, güneşin altında parıldayarak, yüzlerce tesadüfün gizemli uyumuyla kapıdan içeri girdi.

    Güllerin arkasında karanfiller, morlu beyazlı şebboylar ve isterliçeler… Başka türlü seven, başka türlü gören, kimselere benzemeyen Ali… Hapisten çıkan Ali… Karıncaları izleyen Ali… Tuhaf ve mutlu gülen Ali… Verda'ya âşık olan Ali… Renkler birbirine karışırken, bulutlar pamuk pamuk azalıp çoğalırken Verda'nın kalbine düşen Ali… Bir elmada iki diş izi…

    Kırlangıç Dönümü, incelikli bir aşk hikâyesi... Sinan Sülün, hayata tutunmaya çalışan genç bir aşkın dünyayla imtihanını anlatıyor. Her şeyin esası farklılık mı benzeşmek mi? Farklı olan dünyaya sığmıyor mu?"

    Özgür İnsanlar

    Nobel edebiyat ödüllü İzlandalı şair ve romancı Halldór Laxness'in bağımsızlığına düşkün bir halkı, bir çiftçinin destansı hayat mücadelesi üzerinden anlattığı romanı Özgür İnsanlar, İletişim Yayınları'ndan çıktı. Her türlü baskıya karşı çıkan "insan"ı anlatan, hem epik hem de mizahi unsurlar barından bu roman, dünya edebiyatının büyüleyici modern klasikleri arasında…

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Arka kapaktan:

    "Nobel edebiyat ödüllü İzlandalı şair ve romancı Halldór Laxness, Özgür İnsanlar'da, bağımsızlığına düşkün bir halkı, bir çiftçinin destansı hayat mücadelesi üzerinden anlatıyor.

    Bjartur, on sekiz yıl boğaz tokluğuna çalıştığı toprak ağasından satın aldığı çiftliğinde, karısı, çocukları, köpeği ve koyunlarıyla doğaya, tacirlere ve hurafelere meydan okuyan, adeta kendi dünya savaşını veren yoksul bir çiftçidir. İşler bir türlü istediği gibi gitmez ama her defasında ayağa kalkmayı, mücadeleye bıraktığı yerden devam etmeyi başarır.

    Beş Paralık Roman, Türkçe'de

    Laxness'in, başına buyruk, inatçı Bjartur'a ve çevresindekilere duyarlı, sevecen bir dille hayat verdiği satırlar, Jomsviking baladlarından Eddalara, kadim İzlanda sagalarının izinden yürüyor. Özgür İnsanlar, her çeşit tahakküme başkaldıran, her zorluğu yenmeye kararlı bir insanın epik, kimi zaman da komik sergüzeştini anlatan, çağların ve mekânların ötesine uzanan, büyüleyici bir klasik."

    Özgür İnsanlar için The New York Times'ın kitap inceleme ekinde yer alan yazıda, "Laxness'ın hayalgücü, sembol ve anlatım konusundaki yeteneği büyük şairleri akla getiriyor… Bjartur, köylülerin özgürlüğünün karmaşık ve büyüleyici bir sembolü" deniliyor.

    Arefesinde

    İletişim Yayınları, Turgenyev'in en önemli eserlerinden biri olan Arefesinde'yi okuyucularla buluşturuyor. Turgenyev'in başyapıtı Babalar ve Oğullar'ı yazmaya giden süreçteki en önemli eserlerinden biri olan Arefesinde, kaybolmakta olan soylu sınıfı resmeden buruk bir hikâye… Ergin Altay'ın Türkçeye çevirdiği, Edward Garnett'in önsözü, Robert L. Jackson'ın sonsözü ve yazar - dönem kronolojisiyle zenginleşen eser, klasik edebiyat tutkunlarının kitaplığında mutlaka yer almalı…

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Arka kapaktan:

    "Bir Bulgar devrimciye âşık olan Yelena Stahova'nın hikâyesi olan Arefesinde, değişimin eşiğindeki hayatların lirik bir anlatısı.

    Konusunu 19. yüzyıl Rus tarihinin dönüm noktalarından birinde yaşanan gerçek olaylardan alan Arefesinde, Turgenyev'in başyapıtı Babalar ve Oğullar'ı yazmaya giden süreçteki en önemli eserlerinden biri. Onun ustalığını, asilzadeleri ve 'lüzumsuz adam'larını yerleştirdiği zengin arka planda ve ince mizah duygusunda görmemiz mümkündür. Arefesinde, bir genç kızın Rusya'ya okumaya gelen İnsarov adlı genç bir Bulgar bağımsızlıkçıyla ilişkisini, aşkının peşinden gitmek için toplumsal konumunu ve ayrıcalıklı hayatını terk edişini anlatan, kaybolmakta olan bir soylu sınıfı resmeden buruk bir hikâyedir.

    Türkçe Sözlü Hafif Mizah

    Turgenyev kitabını, "Arefesinde adını serflerin özgürleştirilmesini zamanından önce öngörerek koydum... O zamanlar Rusya'da yeni bir hayat başlamıştı, Yelena ve İnsarov gibi kişiler bu yeni hayatın aralıklarından çıkıyordu" diye anlatıyor.

    Kroyçer Sonat

    İletişim Yayınları, Tolstoy'un olgunluk dönemi eserlerinden biri olan Kroyçer Sonat'ı İletişim Klasikleri dizisine kattı. Tolstoy'un ruhsal bir krizle boğuştuğu ihtiyarlık yıllarında kaleme aldığı bu eser, yazarın evlilik kurumuna ve bu kurumun 19. yüzyılda bulunduğu duruma dair düşüncelerini, sanat ve müzik hakkında fikirleriyle harmanlayarak yansıttığı bir metin olma özelliğini taşıyor. Doris Lessing'in önsözüyle sunulan, yazar - dönem kronolojisiyle zenginleştirilen ve Ergin Altay'ın orijinal metinden çevirisiyle hazırlanan Kroyçer Sonat, klasik Rus edebiyatının en ilgi çekici kitaplarından biri olmayı sürdürüyor.

    Domuz etinden diplomasiye: MutfakTarih

    Arka kapaktan:

    "Tolstoy'un ihtiyarlık yıllarında, bir ruhsal krizle boğuştuğu sırada kaleme aldığı Kroyçer Sonat, yazarın evlilik kurumuna yönelttiği şiddetli bir itirazdır.

    Pozdnişev adlı bir asilzade, yolculuk etmekte olduğu vagonda, kadın-erkek ilişkileri ve giderek artan boşanma olayları üzerine konuşmaları dikkatle dinledikten sonra sohbete dahil olur ve bir itirafta bulunur: Karısının kendisini genç bir müzisyenle aldattığına kendini inandırmış, sonunda bir kıskançlık krizi geçirerek elini kana bulamıştır. Yayımlanma süreci tartışmalarla dolu olan Kroyçer Sonat, Tolstoy'un evlilik kurumunun 19. yüzyılda bulunduğu duruma dair düşüncelerini, sanat ve müzik hakkında fikirleriyle harmanlayarak anlattığı bir olgunluk dönemi eseridir."

    Vladimir Nabokov'un kitaba ilişkin yorumu, "Sanatı öyle etkili... öyle özgün ve evrenseldir ki, vaazlarını kolaylıkla gölgede bırakır. Uzun vadede bir düşünür olarak ilgilendiği, Yaşam ve Ölüm gibi meselelerdi" şeklinde.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow