Dedektif Dengler'in maceraları Kavuran Soğuk ile sürüyor
Alman edebiyatının usta polisiye yazarı Wolfgang Schorlau'nun kahramanı dedektif Georg Dengler'in maceraları, Mavi Liste, Münih Komplosu ve Koruyan El'in ardından Kavuran Soğuk ile devam ediyor. Önceki kitaplarda Alman derin devletine uzanan ilişkileri eşeleyen romanın kahramanı dedektif Dengler, bu kez Afganistan'daki "terörle savaş"tan dönen bir Alman askerinin ağır travmalarıyla giriştiği tehlikeli işlerin peşine düşüyor.
İletişim Yayınları Wolfgang Schorlau'nun Kavuran Soğuk adlı polisiye romanını Hulki Demirel'in çevirisiyle 16 Kasım'da okurla buluşturuyor. Yayınevi ayrıca Tayfun Pirselimoğlu'nun Çölün Öbür Tarafı romanını; Edgar Allan Poe'nun Hasan Fehmi Nemli'nin çevirdiği çocuklara hitap eden 8 öyküsünden oluşan "Morgue Sokağı Cinayeti"ni; Gérard Tixier ve Clothilde Tourte'nin, Mercan Yurdakuler Uluengin tarafından çevrilen "Anoreksiya ve Bulimiya" adlı kitabı ile Yalçın Çakmak ve Tuncay Şur'un derlediği "Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler"adlı araştırmayı da okura sunuyor.
Kavuran Soğuk
Mavi Liste, Münih Komplosu ve Koruyan El adlı polisiyeleri İletişim Yayınları tarafından yayımlanan ve ilgi gören Schorlau'nun bu kez Kavuran Soğuk'u edebiyatseverlerle buluşuyor. Schorlau, Alman ordusu ile birlikte Afganistan'a savaşmaya giden bir askerin ülkesine döndükten sonraki hikâyesini anlatıyor. Kahramanımız "gedikli başçavuş", savaşın ardından birtakım psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor ve ortadan kayboluyor. Dedektif Dengler ise yine görevinin başında!
Afganistan'daki "terörle savaş"tan dönen bir Alman askeri, ağır travmalarıyla, tehlikeli işlere girmiş olabilir mi? Schorlau'dan yine cesur bir siyasî polisiye.
Alman ordusunun Afganistan'daki "görevinden" dönüşte travma sonrası dağınıklık yaşayan, öfke nöbetleriyle saldırganlaşan, psikiyatrik tedavi gören bir gedikli başçavuş, ortadan kayboluvermiştir. Askerin karısı, özel dedektif Georg Dengler'den yardım ister. Başçavuşun polisçe de arandığı ortaya çıkar. Buna karşılık ordu, kayıp askerini aramakla pek ilgilenmiyor gibidir. O ara, birtakım esrârengiz cinayetler de işleniyordur…
Beatles'ın grafik romanı: Alman Sevgili
Bu karanlık vakanın arka planında, dönüp dönüp Afganistan'da "aslında" neler olduğuna bakıyor, roman. Elit birlik, pusular… Almanya'daki, İtalya'daki birtakım mağaralar - ve Taliban'ın mağaraları… Dedektifimiz, garip bağlantıların, zekâyı fazla mesaiye zorlayan ipuçlarının peşinden gidiyor. Bir yandan da, artık okurun ahbap olmaya başladığı dedektif Dengler'in özel hayatı, duygu karmaşaları, sevgilisiyle tutkulu ilişkisinin peşinden…
"Almanya'da polisin 'adalet uğruna fedakârca hizmetine' övgü düzmek yerine, toplumdaki adaletsizlikleri ciddiye alan bir polisiye yazarının da olması harika bir şey. İşte bundan ötürü, Kavuran Soğuk'ta da iyiler kazanmıyor." Trend (online gazete), Ağustos 2008
Çölün Öbür Tarafı
Tayfun Pirselimoğlu'nun, daha önce eleştirmenler ve okurlar tarafından ilgiyle karşılanan romanı Berber'i yayımlayan İletişim Yayınları, bu kez hikâyelerden oluşan Çölün Öbür Tarafı adlı kitabını okurla buluşturuyor. Pirselimoğlu, bildiğimizi sandığımız hayatların, bilinmedik ve ilgi çekici yönlerini sıradışı bir dille anlatırken özgün bir edebiyat dünyası yaratıyor.
Anadolu'da 670 köyü inceledi, 'Geleneksel Alevilik'i yazdı
Bu kitapta her an her şey olabiliyor. Gece vakti uğultular salarak ağır ağır büyüyen meymenetsiz çukurlar belirebiliyor. Hüzünlü gergedanlar yanlış kıyılara vuruyor. Yazmadıkları kitaplar yüzünden insanlar hapse düşüyorlar. Yasaklı sözcükler, döküldükleri dudakların sahiplerine cefa çektiriyor. Yolculuklar sonsuz çöllerde bitiyor...
Arka kapaktan
Tayfun Pirselimoğlu, acayipliklerle dolu tekinsiz âlemleri ve bu âlemlerin mütemadiyen tedirginlik yaşayan sakinlerini kendine özgü mizahi bir dille anlatıyor. Çölün Öbür Tarafı, zamandan ve mekândan azade hikâyeler... Aşinası olduğumuzu sandığımız hayatlara dair tuhaf kesitler.
"Onca zamanın sonunda varacağımız menzil, gelip dayandığımız bu çöl olabilir miydi?"
Kitaptan alıntı
"…Yürüyüşlerim sırasında gözüm uzaklardaki bir noktaya takılmasa en doğrusunun artık geri dönmek olduğuna neredeyse karar vermek üzereydim… Birden uzaklarda, çok uzaklarda o buhur tabakasının ardında bir 'şey' görür gibi oldum. Gördüğüm, bir tepenin üzerine dikilmiş bir kaleydi…"
Morgue Sokağı Cinayeti
İletişim Yayınları'nın tam metin ve orijinal dilinden çeviriler yayımladığı Çocuk Klasikleri dizisi, bu kez Edgar Alla Poe'nun Morgue Sokağı Cinayeti ile zenginleşiyor. Korku, gerilim ve polisiye türlerinin en büyük yazarları arasında sayılan Poe'nun eşsiz sekiz öyküsünden oluşan bu kitap, çocukların yanı sıra, ilk kez ya da yeniden okumak isteyen yetişkinlere de hitap ediyor…
Korku, gerilim ve polisiye türlerinin büyük ustası Edgar Allan Poe'nun yazdığı ve kendi yazarlık serüvenini eksiksiz biçimde temsil eden sekiz muhteşem öykü.
Morgue Sokağı Cinayeti - Seçme Öyküler'i okurken yazarın etkileyici üslubu sayesinde kendinizi birer öykü karakteri gibi hissedeceksiniz. Dev deniz burgacı Maelström'e sürüklenip dünyanın her iki kutbundaki deliklere dalacak, C. August Dupin'le birlikte Morgue Sokağı'ndaki cinayeti çözerken Bin İkinci Gece Masalı'nda Gemici Sindbat'ın hikâyesini bir de Şehrazat'ın ağzından dinleyeceksiniz. Poe'nun öyküleri dehşetli olayları, tuhaf karakterleri ve esrarengiz durumlarıyla okuyuculara olağanüstü bir karnaval yaşatan türden…
Anoreksiya ve Bulimiya
İletişim Yayınları, psikiyatrist Gérard Tixier ile klinik psikolog Clothilde Tourte tarafından kaleme alınan Anoreksiya ve Bulimiya'yı yayımladı. Çocukları yeme bozukluğu sorunu yaşayan ailelerin merak ettiği tüm soruların cevabını içinde barından bu çalışma, hastalığın kimlerde görülebileceğinden medya ve popüler kültürün öne çıkardığı zayıflık hayalinin bu rahatsızlıkları nasıl etkilediğine dek her alana uzanıyor. Bu hastalıktan mustarip olanlar ve yakınları için faydalı bilgiler sunan bir başvuru kaynağı...
Michel Foucault'dan estetik düşüncenin temel metinleri
Yeme bozuklukları, aileler için yıkıcı bir süreci, bir tür hapisliği temsil eder. Beslenmeyi tümüyle reddeden ya da tam tersine, buzdolabında ne var ne yoksa mideye indiren bir gençle burun buruna yaşamak ve günbegün çöküşüne şahit olmak, yakınları için derin bir üzüntü ve çaresizlik kaynağıdır.
Yeme bozuklukları, her yaşta insanı etkilese de, gençlerde daha sık ortaya çıkıyor. Bu durumun ergenlikte yaşanan bedensel, duygusal ve sosyal değişimlerle bağlantısı var mıdır? Olumlu ya da olumsuz benlik imgesinin bu süreçteki rolü nedir? Yeme bozuklukları sadece zenginlerde mi görülür? Medyanın ve popüler kültürün yücelttiği zayıflık ideali gençleri nasıl etkiliyor? Yeme bozuklukları genç kızlara mı özgüdür, yoksa erkekleri de etkiler mi? Anoreksiya ve bulimiyaya bağlı davranışlar nasıl fark edilir? Yeme bozuklukları ne gibi tıbbi sorunlara sebep olur? Ebeveynlerin tedavi sürecindeki rolü ne olmalıdır? Hangi aşamada profesyonel yardım alınmalıdır? Yeme bozuklukları ile kişinin yaşama sevinci arasında nasıl bir bağ vardır?
Psikiyatrist Gérard Tixier ile klinik psikolog Clothilde Tourte'un hazırladığı Anoreksiya ve Bulimiya, çocukları yeme bozukluğu tablosuyla karşılaşan ailelerin kafalarındaki soruları cevaplıyor. Yazarlar hastalığın kaynağı hakkında aydınlatıcı bilgilerin yanı sıra onu aşmanın ipuçlarını da veriyor. Yeme bozukluklarının sebep olduğu ve gündelik hayata yansıyan meseleleri çözebilmek için acil tavsiyelere ihtiyaç duyanlara…
Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler
İletişim Yayınları, Tuncay Şur ve Yalçın Çakmak'ın özenle derledikleri Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler'i yayımlıyor. Bu alanda çalışan, kafa yoran isimlerin makalelerinden oluşan bu derleme Kürt tarihi ve siyasetinde önemli yer edinmiş isimlerin sosyal ve düşünsel dünyalarını anlamak için bir kapı aralıyor. Tarihi okumanın yenilikçi bir yöntemi olarak kişilerin portrelerine bakan bu çalışma, siyasi tarih okumalarına çeşitlilik katıyor.
Arka kapaktan
Hatırlayamamakla malul bir çağda, unutmakla makulleştirilen bir düzende, "yeni" olanın sorgusuz kabulüyle övünülen bir dünyada yaşıyoruz. Tarihe karşı sorumluluklarımız, kolektif belleğin erozyonuyla toplumsal yaşamın gündeminden çıkmış görünüyor. Elinizde tuttuğunuz, Tuncay Şur ve Yalçın Çakmak'ın titizlikle derlediği Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler tam da böylesi bir problemin üzerine hatırlamanın, aktarmanın, anlatmanın iştahlı politik savunusuyla giden bir biyografya çalışması. Portreler üzerinden tarihe yeniden bakmayı, bakmakla kalmayıp Kürtlerin entelektüel ve siyasi tarihlerini, çeşitliliğe halel getirmeyen bir bütünlük üzerinden okumayı isteyenler için eşsiz bir başlangıç noktası. Tarihyazımına yeni bir soluk.
Kitaptan alıntı
"Bir 'tür' olarak biyografya, kendi geleceklerini kendi öz iradeleriyle belirleme hakkından mahrum bırakılan ve bu nedenle de kendi zamanlarına ve mekânlarına hâkim olamayan azınlıkların, diasporalaştırılmış grupların ve genel olarak 'yenilmiş' aktörlerin tarihinde de önemli bir rol oynamaktadır. Profesör Heinz Gstrein'in 1974'te 'avukatsız halk' olarak tanımladığı Kürtler de sembolleri, sözlü kültürleri, parçalanmış ama etkin toplumsal hafızaları ve nesilden nesle aktarılan yaşam hikâyeleri sayesinde ayakta kalabilen gruplar arasında yer almaktadır. Bu oksijen kaynakları 20. yüzyılın önemli bir bölümünde 'yasaklanmış' bulunan Kürtlüğün, zamanda ve mekânda boğdurulamayan çoksesli bir olgu olarak var olmasını mümkün kılmıştır."