Can Yücel'in 17. ölüm yıldönümü
Bugün, 12 Ağustos 1999'da hayata gözlerini yuman usta şair Can Yücel'in 17. ölüm yıldönümü... Eşi Güler Yücel onu, "Harlı bir adamdı Can... Harlı olan yerden böylesi hırlar, böylesi şiirlerin çıkması doğaldı. Bizim evde şiir pişerdi, aşk pişerdi... Harlı bir adamla, şiir ve aşk pişirmek kaç insana nasip olur?" diyerek anlatmıştı. İşte Güler ve Can Yücel'in evinde pişen "şiir" ve "aşk"tan da bizim payımıza bu dizeler miras kaldı. (Hazırlayan: Emine Koç - Cem Öznurlular)
Haberin Devamı
Buluşmak Üzre
1/38

“Diyelim yağmura tutuldun bir günBardaktan boşanırcasına yağıyor mübarekÖbür yanda güneş kendi keyfindeNe de olsa yaz yağmuruPırıl pırıl düşüyor damlalarEteklerin uça uça bir koşudur kopardınDar attın kendini karşi evin sundurmasınaİşte o evin kapısında bulacaksın beni”
Sevgi Duvarı
2/38

“Baktım gökte bir kırmızı bir uçakBol çelik bol yıldız bol insanBir gece Sevgi Duvarını aştıkDüştüğüm yer öyle açık öyle seçik kiBaşucumda bi sen varsın bi de evrenSaymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimiYalnızlığım benim çoğul türkülerimNe kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”
Haberin Devamı
Hayal Oyunu
3/38

“Ellerindi ellerimden tutanEllerimdi ellerinden tutan…Bıraktığı anda ellerimiz ellerimiziGökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizinKimbilir kaç martılar halindeBir masada karşı karşıyaSeyrederken dudaklarını seninDile gelmiş ilk TürkçeydikHenüz başlamış kül rengi baharNe savaş, ne barıştık biz…Bu dünyaya yeni gelmiş bir diyarManolyaya gece konmuş kumrular”
Farzet Hiç Ayrılmadık
4/38

“Farzet hiç ayrılmadıkGözümde tütüyorGözümü tütsülüyorsun halaHep birlikteyiz sankiSeninle ben ve DÜNYA”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Hayır
5/38

“Yuvarlanan yıldızlar içinde saçlarımız,Boylarımız büyür usul usul;Duyulmasın diye gürültüler uykulardaYağmurlar yağar geceleri.”
Kuşlar Vardır
6/38

“Kuşlar vardır, cana benzer havalarda;Soğuksa kar, baharsa yaprak;Bir başına büyür toprakta ömrümüz,Güneşle yeşil elleriyle çıplak;Nefeslerle sürüp giden yaşamamızBir su kenarına gelir durur;Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;Yürünmez öyle hep, bazen susulur.”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Yeşil
7/38

“Gözlerini kapatır beklerdi;Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,Beklerdi işitinceye dekAğacın dalında, rüzgarda;Yeşili duydu mu uyurduRüyasında…”
Ellerimde Bir Göztaşı
8/38

“Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstündeEllerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordumNe bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunuAçıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Baharın Azizliği
9/38

“Kibrit çakıyorsun karanlıktabadem çiçeklerini görmek içinVe mart denizlerinde tedirgin bir çiftsarnıç gemisi gözlerinBir iş açacaksın sen başımızayangın mı olur artık, bahar mı?”
Cehennemin Dibi
10/38

“Uğradığım meyhanelerde hep senin içimin varBen mezesiz demleniyorum biliyorsunİçerken hep yanımdaYanımda buğulu bir bardakBir bardak su gibiYanımda hep sen varsın.”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim
11/38

“Hayatta ben en çok babamı sevdim.Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocukÇarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin,O çapkın babamı ben öyle sevdim.Bilmezdi ki oturduğumuz semti,Geldi mi de gidici hep, hepp acele işi! Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.Atlastan bakardım nereye gitti,Öyle öyle ezber ettim gurbeti.”
Güzel’e
12/38

“Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattıkYalnız senin küçücük elinle yalnızlıkKandilli ilkokulu kadar kalabalıkZilleri çaldığında düşlerininSınıfların kapıları ardına kadar açıkGökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğinHaklı sınıfları”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Dumanın Doğrusu
13/38

“Dumanın DoğrusuKolay gelsin vapurun dumanı!İnersin sen de birgün yeryüzüne,Benim gibi yağmur diye!İy’de edersin!”
Öğretmenin Düşü
14/38

“Mavi bir ışık yandı gözlerimdeGökyüzü öyle yakınÇocuklar doğacak çocuklarımVe öyle yağmur ki toprak, koklarsınEllerim bütün hayvanlar alemi,Hangi ağacı çalsam açıyorUzaylar uslu,Yönlerim yörüksağduyularım sol duyu”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Öğretmenin Düşü
15/38

“Mavi bir ışık yandı gözlerimdeGökyüzü öyle yakınÇocuklar doğacak çocuklarımVe öyle yağmur ki toprak, koklarsınEllerim bütün hayvanlar alemi,Hangi ağacı çalsam açıyorUzaylar uslu,Yönlerim yörüksağduyularım sol duyu”
Kar Havası
16/38

“Şehir demir almış bir gemi kardaKalktı kalkacakBelki de seni bekliyoruz böyleGene en son dakkada geleceksin”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Sevgili Gençlik
17/38

Öyle parçalandım ki ömrümdeSevgiyle öfke arasında,Sevgimi öfke vurduÖfkemi sevgi kaçırdıİçim parçalandı aradaBi de bi gün baktım gökyüzüne bir bayram gecesiBi kestane fişeği açmıştı yedi rengimdenYağıyorum çocukların üstüne
Gün Yalımı
18/38

Duvar dibindeydiler bi bakış baktıŞimdi ışık yıllarında yaşıyor o çiçeklerHeyt bu kadına can veren tanrımSarı bir yatışı var bütün çarşaflardan ayrıGelirim demişti bugün içinGözlerim güneş saatinde
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Halime Tercümandım
19/38

Sözümona insandımHamsiydim buğulandımKoynumdaki hatunuHavva anamız sandımBeyazıt KulesiydimHem Kumkapıdaki yangınArap itfaiyeciynenKendi derdime yandımPir Sultandım abdaldımDüz rakıya dadandımÇekip çekip kafayıAnacığımı andımBanazdaydı bazlamamVe radyodaki reklamYaşamı yandaş sayıpBana bir ekmek bandımArşa vardı feryadımFirazda kör kadıydımKararsızlıktan cayıpKatlime karar aldımGül benizli isyanımEksi çıktıkça kanımArta durdu bicanımBen ölsem ölsem bileDipdiri o sol yanım
Gelincik Şurubu
20/38

Şu ölen çocuklar var ya Sana bana dünyaya ...İlikleriniz donduğunda kışın Bir kaşık umut gerektiğinde O şişe gelecek aklınıza Pencerenin önünde duran Güneşte Gelincik ...
Haberin Devamı
Haberin Devamı
El Tutuşa Tutuşa
21/38

Ne kadar çok elimiz varmış meğer! İlkin, senin elinle tutuşan benimki Sonra çocuklarınki Gençlerinki Tekel İşçilerininki Sonra, ellerin elleri... Ne kadar çok elimiz oldu, baksana, Tutuşa tutuşa Bir orman yangını gibi
Dünya Hali
22/38

Çingene benleri, ne dersiniz, pembe olmalıydıdeğil mi?Ama dünyada her şey olması gerektiği gibiolmuyor ki…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Demin
23/38

Kasvet, elinde bir paslı makas, İstanbul'un asma köprülerini kesti. Sevdamızın ipinde cirit oynayan cambaz Şimdi bir kör satırdır içimizde. Ha düşer, Ha düşer, Ha düşer... Başımızın üstünde demin gülüp duran gökyüzü Yedekte bir salapurya şimdi
Başka Türlü Bir Şey
24/38

başka türlü bir şey benim istediğimne ağaca benzer, ne de bulutaburası gibi değil gideceğim memleketdenizi ayrı deniz,havası ayrı hava..bir başka yolculuk dalından düşmek yereyaşadığından uzunbir tatlı yolculuk dalından inmek yereağacın yüksekliğincedalın yüksekliğince rüzgardave bir yeni ömürvardığın çimen yeşilliğincenerde gördüklerimnerde o beklediğimrengi başkatadı başka..
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Çıkmaz Sokak
25/38

"Kovalamayın beni yatağaHiç uykum yokDaha lafınıza karışacağımOrtalığı dağıtacağımTelevizyonu kapatacağımAyçiçeği resmi yapacağım dahaBaşparmağıma şiir okuyacağımIslık çalacağımDaha çok işim varGecenizi karartacağımKütahya vazonuzu kıracağımVakitsiz yatırmayın beniDaha çok erken"
Bu Kadarcık
26/38

Su istemeye geldiler çocuklar Kumsalda çimerken farımışlar Mayolarıyla geldiler En arkada sarışın şipşirin Olsun olsun dört yaşında bir oğlan Güler su veriyor onlaraBen de olsam onlara daha ne verebilirim ki Musluktan taşan su seslerine karışan O cıvıl cıvıl seslerini cankulağıylan Dinlemekten başka?
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Bu da Öyle Bir Aşk
27/38

Islak nefesiyle bedenimde gidip geliyor aşak, yaşamak bu değil, yatmak bu değil, el tutmayan aşk, çılgınca bir nefesten ibaret. Ölümsüzüz, ölmeyeceklerden, yarışıyoruz sanki önce kim öldürecek ölümü.Sırtımda çıplakIslak nefesinBi gidip bi geliyorBiz senlen yatmıyoruz kiYaşamıyoruz daHep yarışıyoruzSen mi ben miÖnce kimÖlümü öldürecek diye
Ukte
28/38

Dünyamın güzeli martılar Sizden nasıl da yok yere korkmuşum Kaşık Ada’nın orda! Dalın üstüme dalın Vurun beni, urun Denizanası kokan gagalarınızla! Ah sizden ben nasıl da yok yere korkmuşum! Bilmiyordum ki çünkü Ben hem balığım hem kuşum Ben ama hala anlayamıyorum ki Bunca zaman niye sizden ayrı oturmuşum
Haberin Devamı
Haberin Devamı 
Bi Damlacık
29/38

Duru bir yeşildi ortalık Akşam güneşi kırılmış bir mızrak boyu Ve çocuk sesleriyle iniyordu ışık, Ağlarda sanki dargın bir kılınç balığı Pullarını döküyor üstüme Bir sessizliği anlatmak için yazıldı bu şiir Belki de anmak için bi damlacık bir sessizliği
Bir Sen Eksiktin Ayışığı
30/38

“Bileklerimizi morartmış yeni Alman kelepçeleri,Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman’dan sonraSekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik,Başımızda pirensip sahibi bir başçavuş.Niğde üzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz…Bi sen eksiktin ayışığıGümüş bir tüy dikmek için manzaraya!”
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Güzel’e
31/38

“Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattıkYalnız senin küçücük elinle yalnızlıkKandilli ilkokulu kadar kalabalıkZilleri çaldığında düşlerininSınıfların kapıları ardına kadar açıkGökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğinHaklı sınıfları”
O kadar da önemli değil bırakıp gitmeler
32/38

o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.utanılacak bir şey değildir ağlamak,yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,öylesine derince bakmasalardı eğer…çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zamanmeydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer…rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer…uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer…gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer…ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer…sen gittikten sonra yalnız kalacağımyalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?evet sevgili,kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Her Şey Sende Gizli
33/38

Yerin seni çektiği kadar ağırsınkanatların çırpındığı kadar hafif...Kalbinin attığı kadar canlısıngözlerin uzağı gördüğü kadar genç...Sevdiklerin kadar iyisinnefret ettiklerin kadar kötü.Ne renk olursa olsun kaşın gözünkarşındakinin gördüğüdür rengin...Yaşadıklarını kâr saymayaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadaryaşarsanyaşa,sevdiğin kadardır ömrün...
Herşey Sende Gizli
34/38

Ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrün..Gülebildiğin kadar mutlusunÜzülme bil ki ağladığın kadar güleceksinSakın bitti sanma her şeyi,
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Herşey Sende Gizli
35/38

Sevdiğin kadar sevileceksin.Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değerVe karşındakine değer verdiğin kadar insansınBir gün yalan söyleyeceksen eğerBırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasretVe sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsınUnutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksınGüneşin seni ısıttığı kadar sıcak.Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsınVe güçlü hissettiğin kadar güçlü.Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
Herşey Sende Gizli
36/38

İşte budur hayat!İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsınBunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsünVe karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursunÇiçek sulandığı kadar güzeldirKuşlar ötebildiği kadar sevimliBebek ağladığı kadar bebektirVe herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,Sevdiğin kadar sevilirsin…
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Hayır
37/38

Dinlensin diyedir gözlerimizBu önümüzde açılıp giden manzara;Bu dünya, yoruldu mu kuşlar konsun diyedir,Ve tanrılar boşluktan bıkınca.Ellerimize malûm olur nedenseSuların rengi balıklarıyle, çiçekleriyle,Düşünmenin huzuru ayân olur;Soğuğun sessizliği hâkeza.Yuvarlanan yıldızlar içinde saçlarımız,Boylarımız büyür usul usul;Duyulmasın diye gürültüler uykulardaYağmurlar yağar geceleri.
Hisarbuselik
38/38

Serçe parmakları ne güzel serçelerinOnlar ki ilk ışıkların örneği üzreBir cicim dokunuyorlarGök yüzbin kere