Buzullardan daha hızlı eriyen bir kavram: Mahremiyet
Teknoloji ve hayat tarzlarımız, mahremiyetimizi, kişisel hayatımızın sırlarını kutuplardaki buzullardan daha hızlı eritiyor. Toplumsal tarih profesörü David Vincent, Mahremiyet adlı kitabında, bu kavramı ve ona dair algımızı 1300'lü yıllardan günümüze şekillendiren pek çok şeyin geniş bir çerçevesi içinde ele alıyor.
Mahremiyetimiz yani kişisel hayatımızın sırları kutuplardaki buzullardan daha hızlı eriyor. Çaresizce benimsediğimiz teknoloji ve hayat tarzlarımız, mahremiyetimizi hukuk sisteminin koruyabileceğinden çok daha hızlı eritiyor.
Mahremiyetin bildiğimiz hali kaybolmaktadır. İnsanlar teknolojiyle aşırı derecede haşır neşir olmayı tercih ederek hem "yalnız kalma hakkı"ndan vazgeçmektedir hem de kendini gönüllü olarak ifşa etmektedir
Peki, mahremiyet öldü mü?
Şüphesiz öyle görünüyor ve bizler, onu farkında olmadan, bilmeden öldüren failleriz.
Slavoj Zizek'ten evrensel kurtuluşu yeniden icat etme önerisi
David Vincent'in Deniz Cumhur Başaraner'in çevirisiyle Epos Yayınları'ndan çıkan bu kısa ama kapsamlı çalışmada mahremiyeti ya da mahremiyet algımızı, 1300'lü yıllardan günümüze kadar şekillendirmiş olan ev hayatı, refah ve mülkiyet ilişkisi, ev tasarımının evrimi, şehirleşme, yalnız kalma hakkı, yüz-yüze iletişim, yazışmalar, dinsel inanç ve dinsel ritüeller, içinden geçtiğimiz yüzyılların kendine has teknolojileri, yasalar-devlet-gözetim ilişkisi çerçevesinde inceliyor.
Paul Valery'nin Monsieur Teste'si Türkçe'de
Mahremiyetin tarihi, gürültü ve sessizlikten oluşan meraklı karışımının ta kendisidir. Mahremiyetin internetten önceki on yılları zamanın sisi içinde kaybolmuş gibi görünüyor. 2000'li yıllarda gündeme gelen güvenlik toplumlarından önceki on yıllar ise tarihe mahremiyetin ortaçağı olarak kaydedilmiştir.
'Tanrının yeryüzündeki yürüyüşü': Devlet Teorisi
Mahremiyet'te anlatılan kısa ve öz ama kapsamlı tarihçe, mahremiyet kavramına sadece zamansal bir perspektif sunmayı amaçlamıyor. Aynı zamanda 14. yüzyıldan başlayarak birbirini takip eden yüzlerce yıla has koşullarda ortaya çıkan kavram ve pratiklerin öyküleri eşliğinde mahremiyetin bugünden geriye uzun dönemli gelişimini açıklamayı amaçlamaktadır."
Mahremiyet: 13. yüzyıl ve 21. yüzyıl arasındaki uzun "yüzyılları" incelemesi nedeniyle sadece tarihçilerin ve araştırmacıların değil, "özel" hayatı olduğunu iddia eden herkesin ilgisini çekecektir.