hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Burroughs ve kedileri

    Burroughs ve kedileri
    expand

    Yeraltı edebiyatının önemli yazarlarından William S. Burroughs'un şimdi de son 16 yılını geçirdiği kedileri için yazdığı İçerdeki Kedi, okurla buluşuyor. Burroughs'un, kedileri, Ruski, Smokey, Fletch, Calico Jane ve diğerleriyle Kansas'taki evinde ruhani birer dost olarak yaşadığı dönemi ve onların etkilerini anlattığı kitabı Sel Yayıncılık'tan çıkıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sel Yayıncılık William S. Burroughs'un kedileriyle yaşamını anlattığı İçerdeki Kedi'si dışında, George Orwell'in, "politikacıların ipliğini pazara çıkarıp, İngiliz karakterini bir kadavra gibi parçalarına ayırdığı Neden Yazıyorum'u, İrlanda'da iç savaşın ardından bağımsızlaşma bocalamalarını anlatan Frank O'Connor'ın, Oedipus Kompleksim adlı romanı, J. G. Ballard'ın bir alışveriş merkezinde işlenen cinayet etrafında şekillenen romanı Öteki Dünya ile modern mimarinin öncülerinden Oscar Niemeyer'in Dünya Adil Değil'i Kasım ayında Sel Yayıncılık'tan okurla buluşuyor.

    Neden Yazıyorum

    Neden YazıyorumGeorge Orwell
    Çağdaş Dünya Edebiyatı / Deneme
    Özgün Adı: Why I Write
    Türkçesi: Levent Konca
    109 sayfa, 10 TL

    Edebiyat anlayışı hiçbir zaman politik düşüncelerinden ve gözlemlerinden ayrı düşünülemeyecek bir yazar olan George Orwell, Neden Yazıyorum'da bir araya getirilen denemelerinde, hemen her yazarın hayatının bir noktasında kendisine sorduğu ya da başkalarının ona yönelttiği, beylik "Neden Yazıyorum?" sorusuna politik ve insani gözlemlerle yoğurduğu cevaplar veriyor. Politikacıların ipliğini pazara çıkarırken, İngiliz karakterini bir kadavra gibi parçalarına ayırırken, savaşa dair dile getirilmeyenleri dile getirirken iğneyi başkaları kadar kendine de batırmaktan sakınmıyor.

    "Tüm yazarlar kibirli, bencil ve tembeldir ve yazma dürtülerinin altında bir gizem yatar. Kitap yazmak, acıdan kıvrandıran bir hastalığın uzun süren nöbetleri gibi insanı yiyip bitiren korkunç bir mücadeledir. İnsan, karşı koyamayacağı ve anlayamayacağı bir iblis tarafından itilmese kesinlikle böyle bir işe kalkışmazdı. Biliyoruz ki bu iblis herkeste vardır ve bir bebeğin ilgi çekmek için ciyak ciyak ağlamasına yol açan içgüdünün aynısıdır. Fakat yine de sürekli kendi kişiliğini gizleme mücadelesi vermediği sürece insanın okunabilir hiçbir şey yazamayacağı da bir o kadar doğru."

    George Orwell, 1903'te Bengal'de doğdu. Öğrenim hayatını İngiltere'de geçiren Orwell, daha sonra o sırada bir İngiliz sömürgesi olan Burma'da bulunmuş, kısa süreliğine buranın polis teşkilatında görev yapmıştır. Bu dönemde şahit olduğu acımasız uygulamalar, emperyalizme karşı geliştirdiği derin öfkenin zeminini oluşturmuştur. Orwell'ın hem sömürge ülkelerdeki deneyimleri hem de İspanyol İç Savaşı döneminde Franco'ya karşı savaşacak gönüllülere katılarak gittiği İspanya'daki deneyimleri, sonradan yazılarını etkileyecek gözlemlerle doludur.  Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Orwell'ın en önemli iki eseri Hayvan Çiftliği (1945) ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1949) totaliter rejimlerin olduğu kadar, bu rejimleri yaratan insani hırsların da yergisi olma niteliğindedir. Derin gözlem yeteneğini sade bir üslupla birleştiren Orwell; roman, deneme ve fabl gibi çeşitli türlerde eserler vermiştir. Orwell, ardında on adet kitap ve sayısız makale bırakarak 1950'de Londra'da ölmüştür. Yazarın Kitaplar ve Sigaralar (çev. Levent Konca, 2013) adlı deneme kitabı da yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.

    Oedipus Kompleksim
    Oedipus KompleksimFrank O'Connor
    Çağdaş Dünya Edebiyatı / Öykü
    Özgün Adı: My Oedipus Complex and Other Stories
    Türkçesi: Zeynep Avcı
    440 sayfa, 30 TL

    İç savaşın ardından bağımsızlaşma bocalamaları yaşayan, rahiplerin egemenliği altında, yoksul, içine kapanık İrlanda kırsalı ve onun içine doğan yalnız ve hüzünlü karakterlerin hikayelerinden oluşan bir seçki Oedipus Kompleksim. İrlanda edebiyatının rüştünü ispat etmesine çevirileriyle olduğu kadar edebi eserleri ve eleştiri yazılarıyla da katkıda bulunan Frank O'Connor, İrlanda sözlü geleneğini yazıya aktarıp kalıcı kıldığı öykülerinde aynı zamanda yereli evrenselle buluşturuyor.

    Eserlerinin çoğunu kendi yaşamından esinlenerek yazan O'Connor'ın hayatının farklı dönemleri, İrlanda'nın da gelişim dönemlerine paralel bir şekilde bu seçkide bir araya getiriliyor. Çocuklara özgü keskin gözlem yeteneğinin damgasını vurduğu öyküler hem yazarın kendi hayatına hem de İrlanda kültürüne ve tarihine ayna tutuyor.

    Frank O'Connor, 1903'te Güney İrlanda kıyılarındaki Cork kentinde Michael O'Donovan adıyla dünyaya geldi. Kırk yıl süren yazın yaşamı boyunca yayımladığı on bir adet öykü kitabında ise Frank O'Connor adını kullandı. Alkolik babasıyla arasındaki kötü ilişkinin izlerini taşıyan çocukluğundan gençliğe geçtiği dönemde İrlanda Bağımsızlık Savaşı'na katıldı. Ancak kendi deyimiyle "berbat bir asker" olduğu ortaya çıkınca 1922'de Bağımsız İrlanda Cumhuriyeti kuvvetleri tarafından hapse atıldı. 1923'te hapisten çıktıktan sonra kütüphane görevlisi olarak çalıştı ve çevirmenlik yaptı; önce Cork'ta, sonra Dublin'de tiyatrolarda çalışarak Abbey Tiyatrosu'nun yöneticiliğine kadar yükseldi. 1939'da bu görevden ayrıldıktan sonra Amerikan üniversitelerinde ders vermeye başladı.

    Frank O'Connor, 1922'de başlayan yazın hayatı boyunca öykülerinin yanı sıra iki roman, bir şiir kitabı, sekiz tiyatro oyunu, beş adet yazınsal eleştiri kitabı ve ayrıca kültürel, toplumsal ve siyasi konularda üç yüzün üzerinde makale yazdı; İrlanda şiirlerinden çeviriler yaptı ve İrlanda yazınından seçmeler içeren iki kitap derledi. İlk öykü derlemesi Ulusun Konukları 1931'de yayımlandığında ünü Amerika'ya kadar yayıldı. Her yıl onuruna düzenlenen Frank O'Connor International Short Story Award'a (Uluslararası Kısa Öykü Ödülü) Haruki Murakami, Simon von Booy, Edna O'Brien gibi önemli yazarlar layık görülmüştür.

    Öteki Dünya
    Öteki DünyaJ. G. Ballard
    Çağdaş Dünya Edebiyatı / Roman
    Özgün Adı: Kingdom Come
    Türkçesi: Süha Sertabiboğlu
    296 sayfa, 20 TL

    Her yerden görülen devasa kubbesiyle bir alışveriş merkezi, tüketim ve şiddetin hüküm sürdüğü bir taşra kasabası ve beklenmedik bir ölüm...

    Yaşadığı kasabanın alışveriş merkezinde öldürülen babasına yalnızca veda etmek için Brooklands'e giden işsiz reklamcı Richard Pearson; labirenti çağrıştıran alışveriş merkezinin, durmaksızın hareket eden yürüyen merdivenlerin, yirmi dört saat çalışan televizyonun ve ellerinde poşetlerle tüm vakitlerini burada geçiren insanların arkasında uğursuz bir şeyler gizlendiğine inanmaya başlayarak kalmaya karar verir. Mahkeme sürecindeki tuhaflıklarla birlikte babası ve kasaba sakinleriyle ilgili akıl almaz gerçeklerle yüzleşmeye başlayan Richard, görmezden gelmek ve dönmek, kalmak ve çözmek arasında bir seçim yapmak zorunda…

    Son derece yozlaşmış ama bir o kadar da tanıdık bir modern dünya tasvirini en canlı ve korkunç biçimlerde ortaya koyma yeteneğiyle J. G. Ballard, Öteki Dünya'da artık hayatlarının her anında alışveriş yapıyorlarmış gibi görünen insanların hikayesini; halihazırda içinde bulunduğumuz sisteme çok yakın bir distopyanın sınırsız tüketiciliğini, fütürist bir tahayyül ve haklı bir öfkeyle anlatıyor.

    J. G. Ballard, 1930'da Şangay'da doğan İngiliz asıllı James Graham Ballard, 1942 yılından savaşın bitimine kadar ailesi ile birlikte Pearl Harbour baskınından sonra ülkedeki yabancıların sürgün edildiği bir sivil tutsak kampında yaşadı. 1946 yılında İngiltere'ye yerleşen yazar, Cambridge Üniversitesi'nde psikiyatri eğitimi aldı. Ballard, bilimkurgu edebiyatta teknoloji tapınmacılığına karşı çıkan Yeni Dalga akımının en önemli temsilcilerindendir. "Asıl yabancı gezegen dünyamızdır," diyen Ballard, bugünü anlamak için geleceğin geçmişten daha iyi bir anahtar olduğunu ve bilimkurgunun görevinin ise reklamlar, imajlar gibi maruz kaldığımız çeşitli kurguların içinde gerçekliği yakalamak olduğunu öne sürdü. Tutsak kampında yaşadıklarından esinlendiği Güneş İmparatorluğu Steven Spielberg tarafından, en önemli eserlerinden biri olan Çarpışma isimli kitabı ise David Cronenberg tarafından sinemaya uyarlanan Ballard, 2009 yılında öldü. Yazarın Gökdelen (Çev. Dost Körpe, 2012) isimli kitabı da yine yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.

    İçerdeki Kedi
    İçerdeki KediWilliam S. Burroughs
    Çağdaş Dünya Edebiyatı / Deneme
    Özgün Adı: The Cat Inside
    Türkçesi: Ahmet Ergenç
    101 sayfa, 9 TL

    Karşıkültürün diğer temsilcileri için bile sıra dışı sayılabilecek deneyimleri ve tuhaf zekasıyla Beat Kuşağının öncülerinden William S. Burroughs'un son demleri ve kedileri: Ruski, Smokey, Fletch, Calico Jane... Hayatının son on altı yılını kedileriyle Kansas'ta geçiren Burroughs, bu dönemde kedilerini ruhani birer dost olarak görmeye başlamış ve kendisi üzerindeki etkilerini her fırsatta vurgulamıştı: "Kedilerimle aramdaki ilişki beni ölümcül ve her şeye nüfuz eden bir cehaletten kurtardı."

    İçerdeki Kedi, Burroughs'un kedi güzellemelerini, rüyalarını ve gördüğü yarı halüsinatif hayalleri bir araya getirdiği pasajlarıyla Burroughsseverler için olduğu kadar kediseverler için de farklı bir tecrübe olacak alternatif bir günlük.

    "Bu kitap; yazarın hayatının, kendisine kedilerin oynadığı bir sessiz sinema olarak sunulduğu bir alegoridir. Kedilerin birer kukla olduğunu söylemiyorum. Hiç de öyle değiller. Yaşayan, nefes alıp veren canlılar onlar ve insan ne zaman başka bir varlığa temas etse üzülüyor: Çünkü sınırları, acıyı, korkuyu ve nihayetinde de ölümü görüyor. Temasın anlamı budur işte. Bir kediye dokunduğumda bunu görüyor ve gözlerimden yaşlar aktığını fark ediyorum."

    William S. Burroughs, (5 Şubat 1914 - 2 Ağustos 1997), ABD'li hikaye, roman ve deneme yazarı. Allen Ginsberg ve Jack Kerouac'la birlikte Beat Kuşağının ve punk-rock hareketinin öncüsü sayılan Burroughs, 20. yüzyılın en çok tartışılan isimlerinden biridir. Burroughs, 1936 yılına kadar Harvard Üniversitesi'nde okudu ve bu dönemde New York'a yaptığı yolculuklarda eşcinsel altkültürle tanıştı. İlerleyen yıllarda uyuşturucu kullanmaya ve 1945 yılında yazmaya başladı. 1950'lerdeki ilk denemelerinden sonra cut-up tekniğini kullandığı Nova Üçlemesi'ni yazdı. (Cut-Up Üçlemesi olarak da bilinen serinin kitapları; Yumuşak Makine, Patlamış Bilet ve Nova Ekspresi yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.) Bu yıllarda uyuşturucudan kaynaklı hukuki problemler sebebiyle sürekli şehir değiştirdi; Tanca'da, Paris'te ve Londra'da yaşadı. 1976'da New York'a döndü; Andy Warhol, Patti Smith ve Susan Sontag gibi isimlerle vakit geçirdi. 1981 yılında hayatının geri kalanını geçireceği Kansas'a taşınan Burroughs, 1997 yılında kalp krizinden öldü.

    Jack Kerouac ile birlikte yazdığı Ve Hipopotamlar Tanklarında Haşlandılar'ın (Çev. Dost Körpe, 2010) yanı sıra Benim Eğitimim (çev. Süha Sertabiboğlu, 2011) de yine yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır.

    Dünya Adil Değil
    Dünya Adil DeğilOscar Niemeyer
    KentSel  / Deneme
    Özgün Adı: Il Mondo E'Ingiusto
    Türkçesi: Leyla Tonguç Basmacı
    60 sayfa, 8 TL

    Modern mimariye hem anlayış hem de biçim bakımından oldukça önemli katkılarda bulunmuş, dünyanın çeşitli yerlerinde sayısız esere imzasını atmış, bir yüzyılı aşkın yaşamının neredeyse son günlerine kadar çalışmış büyük bir isim Oscar Niemeyer.

    Niemeyer'i önemli kılan yalnızca özellikle betonun farklı ve estetik kullanımını yansıtan yapıtları değil, genç yaşlardan itibaren benimsediği ve her fırsatta dile getirdiği politik duruşudur. Fidel Castro'nun deyimiyle "dünyada kalan iki komünistten biri"dir; ve tam da bu yüzden tarzı zaman zaman eleştirilmiş ve çelişkili bulunmuştur. Ancak Niemeyer işlevi değil formu önemseyen anlayışı, özgünlük ve yaratıcılığıyla çizgisini tutarlılıkla yansıtmıştır. Dağlardan, dalgalardan, bulutlardan ve kadın bedeninin estetik kıvrımlarından aldığı ilham eğri çizgilerde, yüzeylerde ve geniş alanlarda hayat bulur.  

    1939'da New York Fuarı'nda Brezilya pavyonu tasarımıyla adını duyuran, bu tarihten itibaren dönemin önemli mimarları Le Corbusier, Lucio Costa gibi isimlerle çalışmaya başlayan Niemeyer, 1964'te gerçekleşen askeri darbeye kadar yeni başkent Brasilia şehrinin inşa edilmesi de dahil olmak üzere birçok işe imza attı. 1985'e kadar süren askeri diktatörlük süresince gördüğü baskılar nedeniyle yurtdışında, sürgünde yaşadı ve tasarımlarını Paris, Trablus, Cezayir, Malezya ve İtalya'da sürdürdü. Ülkesine döndüğü yıl olan 1985'ten 2012'deki ölümüne kadar çalışmaya devam etti. Niemeyer'in dünya görüşünü, mimariye yaklaşımını, dostluklarını dile getirdiği kısa metinlerden oluşan Dünya Adil Değil, 104 yaşında bir çocuğu tüm içtenliği ve sadeliğiyle yansıtıyor, komünist bir çocuk...

    Oscar Niemeyer, 1907'de Rio de Jenerio'da doğdu. Eğitimini Escola Nacional de Belas Artes (Ulusal Güzel Sanatlar Enstitüsü)'te tamamladıktan sonra çeşitli mimarlık şirketlerinde çalıştı. Niemeyer'e ulusal anlamda ün getiren çalışmalarıysa Pampulha'daki banliyö ve Assisili Francesco Kilisesi için yaptığı tasarımlar oldu.

    Niemeyer, 1966 yılında askeri rejimin baskılarının da etkisiyle Paris'e taşındı ve aralarında Le Corbusier'nin de bulunduğu pek çok önemli mimarla çalışma imkanı buldu. Yetmiş sekiz yıllık kariyerinde altı yüzü aşkın projeye imza atmış ve 2012'de Rio de Jenerio'da ölmüştür.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow